25 Kasım Uluslararası Kadına Şiddetle Mücadele Günü’nün yaklaştığını belirten Gökmen, “Kadınlar olarak ay boyunca hayatlarımızı cehenneme çeviren ne varsa tartışacağız. Hayatı gül bahçesine çeviren dayanışmaya sarılacak yaralarımızı bu şekilde saracağız. Her gün yaşadığımız, duyduğumuz, okuduğumuz tüm o sarsıcı şiddet olayları karşısında biriken öfkeyi birleştirerek bunu yapmak zorundayız. Bunu yapan kadın sayısını artırmak zorundayız. Birbirimizi ikna ede ede büyüteceğiz birliğimizi” ifadelerini kullandı.

“Şiddetle mücadelenin bütünlüklü bir mücadele olduğunu, kâğıt üstündeki haklarımızı korumakla emeğimizi savunmak arasındaki bağları, artan hayat pahalılığı ile ev içindeki artan şiddetin ilişkisi ile mücadele etmeliyiz. Bu bizim için hiçbir zaman kolay olmadı zaten” diyen Gökmen, açıklamasına şu şekilde devam etti:

“Kadınların önünde hep evin işleri, çocukların dertleri, mesai saatleri, koca, baba, ağabey ve devlet çıktı. Her gün başka bir hakkımız ipe çekiliyor. Bir gün çalışma hakkımız, kürtaj hakkımız, çocukların istismardan korunma hakkı ve nafaka hakkımız.

Dün kadınları şiddetten korumak, eşitsizliği ortadan kaldırmak için devlete sorumluluk yükleyen İstanbul Sözleşmesi’nden hukuksuz bir şekilde tek adamın kararı ile çıkıldı. Bu ülkede kadınlar dövülerek, yakılarak, işkence edilerek öldürülüyor. Bu korkunç tablo karşısında devlet ise sadece seyirci oluyor. Hayatımıza topyekûn engel olan yokluk, yoksulluk kaderimiz değildir. Bunu değiştirmek bizim ellerimizde.”