Deva Partisi Çorum İl Başkanı Orhan Vargeloğlu, “Millet iradesine karşı yapılan , 27 Mayıs 1960 Darbesi, 12 Eylül 1980 Darbesi, 12 Mart 1971 Muhtırası, 28 Şubat 1997 Post-Modern Darbe, 27 Nisan 2007 E-Muhtıra, 15 Temmuz 2016 Darbe Kalkışması…. 12 Eylül darbesinin yıldönümünde kınıyor ve lanetliyorum” açıklamalarında bulundu.

Deva Partisi Çorum İl Başkanı Orhan Vargeloğlu açıklamasını şöyle sürdürdü :

Darbe, siyasi iktidarın güç kullanılarak ya da güç kullanma tehdidiyle değiştirilmesidir. Yasalara da demokrasiye de ahlaka da aykırıdır. Darbeler sadece ülkelerin sosyolojisi ile oynamakla kalmayıp, tek tek bireylerin psikolojileri üzerinde meydana getirdiği ağır tahribatlarla insanları kişiliksizleştirir ve bu sayede tek tipleştirir.12 Eylül 1980 darbesi, demokrasi tarihimizde hafızalarımızdan çıkmayacak kara bir leke olarak yer almış ve darbelerin anası olarak zihinlere kazınmıştır.

Kenan Evren’in mimarı olduğu 12 Eylül darbesi ardında, gözaltına alınan 650.000 kişi, fişlenen 1.683.000 kişi, 210.000 açılan dava, 230.000 sıkıyönetim mahkemelerinde yargılama, 14.000 vatandaşlıktan çıkarılma, 52.000 cezaevinde hükümlü ve tutuklu, 229 eceliyle ölüm, 144 kuşkulu ölüm, 14 açlık grevinde ölüm, 16 kaçarken vurulma ile ölüm, 74 çatışmalarda ölüm, 73 doğal ölüm raporu verilen ölüm, 43 intihar ettiği söylenen ölüm, 2 nedeni belirsiz ölüm, 171 işkence sonucu öldürülme, ayrıca saymakla bitmeyecek nice acılar, nice zulümler bırakmıştır.

Darbeler, filin züccaciye dükkânına girmesi gibi bir şeydir; toplumun zarar görmeyen hiçbir ferdi kalmaz. Darbeler aynı zamanda bir insanlık suçudur. İnsanlığın onuruna, milletin iradesine karşı yapılan en alçakça girişimlerin adıdır. Bugün hala darbe çığırtkanlığı yapan ve bundan nemalanmak isteyenlerin az da olsa var olduğunu görmekteyiz. Lakin unutulmamalıdır ki, bu millet ne darbecilere pabuç bırakır ne de onun özlemcisi ve istismarcısına prim verir. Türkiye’nin yönü muasır medeniyet, pusulası ise demokrasidir. Demokrasinin güvencesi ne bir kişi ne de bir kurumdur. Topyekûn milli iradedir ve asıl olan da milli iradenin dokunulmazlığıdır.

Darbelerin panzehri ve keza demokrasinin güvencesi de insan haklarına saygılı, kuvvetler ayrılığına dayanan güçlü bir hukuk devletidir. Her alanda adaletin tesisi, tam manası ile özümsenmiş bir hukuk devleti ile mümkündür. Kuvvetler ayrılığına dayanan hukuk devleti demokrasilerin güvencesi ve zırhıdır. Bu zırhı hiçbir darbe girişimi delemez. O yüzden güçlü demokrasi, güçlü Türkiye diyoruz.