İYİ Parti Çorum İl Başkanı Bekir Özsaçmacı mesajında, töreler, örf ve adetlerin milleti bir arada tutan, birlik ve beraberliği pekiştiren unsurların başında geldiğini söyledi. Türk milletinin törelerini Oğuz Han’ın düzenlediğini ve nesiller boyunca yaşatılarak günümüze kadar ulaştığını ifade eden Bekir Özsaçmacı, bizlere intikal eden kutlu törelerden birisinin de Ergenekon Bayramı olduğunun altını çizdi.

İYİ Parti Çorum İl Başkanı Bekir Özsaçmacı, mesajında şunları dile getirdi:

“Ergenekon destanına göre Türk milleti yaptığı bir savaşta düşmanları tarafından yenilmiş ve tamamen yok olmuştu. Bu savaştan yalnızca Hakanın oğlu, yeğeni ve onların kadınları sağ kurtulabilmiş ve kaçarak sarp dağların arasındaki bir vadiye sığınmışlardı. Türkler, bu vadiye Ergenekon adını vermişler.

Ergenekon’da 400 yıl yaşayan Türkler, çoğalmışlar ve buraya sığamaz oluşlar. Vadiden çıkarak, atalarının yurduna yeniden hâkim olmak istediler. Bütün aramalarına rağmen sarp sıradağların arasından bir geçit bulamadılar. Bunun üzerine, bir demir ustası, demirden bir dağı eritip çıkış yolu açabileceğini söyledi. Ateşler yakılıp demir dağ eritildi ve bir geçit açıldı. Ergenekon’dan çıkarken bir bozkurt Türklere yol gösterdi ve atalarının yurduna yeniden hâkim oldular.

Türk milleti Ergenekon’dan çıktıkları o ayı, o günü ve o saati iyi bildi ve hiçbir zaman unutmadı.

Türkler daha sonra bu günü milli bayram olarak her yıl kutladılar. Demir dağı ateşle eritmelerinin anısını yaşatmak için, her obanın en yaşlısı, bir demir parçasını ateşte kor haline getirip örs üzerinde çekiçle döverdi. Sonra da obanın ileri gelenleri aynı işlemi yapardı. Ardından şenlikler başlar, hep birlikte yemekler yenir, eğlenceler ve spor müsabakaları düzenlenirdi. Devletin en üst düzeydeki yöneticisinden, en alt kademesindekine ve sivil halkın her kesiminde bu törenler düzenlenirdi ve herkes bu törenlere katılırdı.

Türklerde 12 hayvanlı takvim kullanılırdı. Rumi takvime göre 9 Mart, Miladi takvime göre de 21 Mart, Türklerde yılbaşı olarak kabul edilmiştir. Hz. İsa’dan önceki dönemlerde kurulan Türk devletleri ile Hunlar, Göktürkler, Uygurlar, Karahanlılar, bir dönemde Selçuklular ve bunların çağdaşı olan öteki Türk kavimleri ve akraba topluluklar da bu takvimi kullanmıştır.

Türkler Ön Asya’ya geldiklerinde, Farsça’nın da etkisiyle bu güne, yeni gün anlamına gelen nev-ruz veya Oğuz Türkçesindeki ses uyumuna uygun olarak navrız günü dediler. Kış mevsiminin sona erip baharın başladığı ilk gün olan 21 Mart tarihini Nevruz Bayramı olarak kutlamaya devam ettiler.

Türklerde 21 Mart tarihi yeni yılın ilk günüdür.

Mukaddes kabul edilen bu günler, insanlara, düz ve doğru olmayı, çalışmayı, helal kazancı, iş ve emeğe saygıyı, toprağa bağlılığı öğretmiştir. Bu inanışlarında adalete, alın teri ile kazanmaya, rahmete ve doğruluğa büyük bir saygı vardır.

Türk milletinin geleceğini şekillendirecek bu ruh milletimizde mevcuttur önemli olan vatanseverlerin birlik olması halinde hiçbir güç Türk milletinin geleceğini elinden alamayacaktır.

Demir dağı eriteli 4658 yıl geçti. Türklüğün Nevruz'u, Nevruz'un iyiliği Türk yurtlarının üstünde olması dileğiyle Nevruz’un milletimize uğurlu olması ve başarılar getirmesini temenni ediyorum. Nevruz Bayramımız kutlu olsun.

Hani, Çinli katuna kanan Kağan, vardı ya?

Hani, şehzadeleri bir bir boğan, vardı ya?

Ve tek kalıp, sütünü kurtla sağan, vardı ya?

Bu destanda ben kimim, siz kimsiniz, a beyler?

O susuş neler saklar, bu feryat neler söyler?”