Yazılı bir açıklama yapan Bedii Onan, duyup öğrendiği ilk siyasi sloganın “Ülkümüz göklerde bir sancak, biz Allah’ın önünde eğiliriz ancak” ifadesi olduğunu söyledi.

Emekli olduktan sonra Türk milliyetçiliği fikrinin iktidar olması için siyaset hayatı içerisine dahil olmayı düşündüğünü, lakin tüm geçmişine ve yakın dönemdeki gayretlerime rağmen siyasette yol vermeyenlerin ve yönetenlerin engelleri ile karşılaştığını ifade eden Bedii Onan, “Uzun bir süredir İstanbul milletvekili Prof. Dr. Sayın Ümit Özdağ Beyefendiyi takip etmekteydim. Sosyal medya mecraları üzerinden edilen takipler, yazışmalar ve yorumlar ile yol birliği oluşunca kendisi ile Ankara'da birkaç kez yüz yüze görüşme imkanı buldum. Bunun yanı sıra uzun yıllar üyesi ve mensubu olmaktan gurur duyduğum Türk Eğitim Sen’in ve Kamu Sen başkanlığı yapan Adana milletvekili Sayın İsmail Koncuk Bey ile de görüşmelerimiz devam etti. Bu diyalogların sonunda, yazmış olduğu son kitabı şahsıma imzalayıp hediye etmesinin akabinde Sayın Ümit Özdağ tarafından Ayyıldız Hareketi Çorum İl Koordinatörlüğü görevi tarafıma tevdi edildi. Bu kutlu görevi tarafıma tevdi etmesinden büyük bir onur duyduğumu belirtmek isterim” dedi.

Ümit Özdağ’ın başında bulunduğu ve lideri olduğu hareketin adının Ayyıldız Hareketi, logosunda ise ay ve yıldız kullanıldığını, logonun altında 'Atatürk çizgisinde milliyetçi bir hareket' cümlesi bulunduğunu açıklayan Onan, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Günümüzde, büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e yapılan pervasız saldırılara kayıtsız kalınması, bir kısım meczupların 'Keşke Yunan galip gelseydi.' diyecek kadar yönünü, zihnini ve dilini kaçırması, okullarda her sabah okutulan ‘Türk'üm, Doğruyum, Çalışkanım’ cümlesi ile başlayıp ‘Ne mutlu Türk'üm diyene!’ cümlesi ile biten andımızın kaldırılması, dağlar ve tepelerde uzaktan göründükçe gurur veren ve Diyarbakır Atatürk caddesinde tak üzerine yazılı bulunan ‘Ne mutlu Türk'üm diyene!’ yazılarının görülen lüzum üzerine açılım sürecinden başlayarak kaldırılması, ülkemizin içinde bulunduğu iç ve dış ekonomik sorunlar ve bunlar ile baş edecek politikaların üretilememesi, yıllardır mücadele edilmesine rağmen bir türlü bitirilemeyen iç ve dış işbirlikçilerin kurguladığı terör belası,Türk milliyetçilerinin kamu kurumlarında sürekli değiştirilen mevzuatlar ile birer,birer tasfiye edilmesi,Türk milliyetçisi akademisyenlerin rektör veya dekan olarak atanmadığı, bölüm başkanı olarak dahi görevlendirmelerinin yapılmadığı, bir rektör yardımcısının dört fakülteye birden dekan olarak vekalet verilip, diğer akademisyenlere görev verilmemesi, (Varsa birkaç örnek,istisnai durum olarak değerlendiriyorum.) KPSS sınavlarında 49,5 puan alan özel üniversite mezunu bir psikoloğun vekil referansı ile mülakata girerek iş sahibi olması, buna karşın çok daha yüksek KPSS puanı almış olup, düşük mülakat puanı ile elenen gençlerin durumu, bir ay sonraki emekli maaşını ek hesaptan erken çekip geçinmeye çalışan ve ek hesabı için de faiz ödemek zorunda kalan emeklinin hali, çiftçinin yaşadığı sıkıntı, esnaf ve sanatkarın siftahsız dükkan kapatırken,biriken fatura ve diğer giderleri ödemek için banka kapılarında kredi almak için verdikleri uğraşların büyük çoğunluğunun sonuçsuz kalması, ülkenin iç ve dış borcu, sanayicinin yanı sıra vatandaşın da yüksek düzeylerde borçlanması ve bu borçların gelir ve kazanç seviyesinin yükseltilmeden ödenemeyeceğinin görünmesi, gençlerin karşılaştığı işsizlik ve istihdam sorunu, hayat pahalılığıyla birlikte,başta gıda fiyatlarının önlenemez bir şekilde yükselmesi ve vatandaşın satın alma gücünün azalması ve hatta tükenmesi, çarşıdaki yüksek enflasyona rağmen, gerçek enflasyonun perdelenmesi,ülkemizde üretilebilecek ortam olmasına rağmen dışarıdan sürekli gıda ithali,hayvancılık yapan emektarların artan maliyetler karşısında yaptıkları işten vazgeçip,ekmek parası olan hayvanları kesime göz yaşları içinde götürmesi, Memur ve emekliye % 3+3 maaş zammı planlanmasına rağmen TUİK yıllık enflasyonun % 16-17 bandında seyretmesi,asgari ücret zamlarının bir kaç ayda eriyip, pul olması,enflasyonun altında kalan maaş zamlarının telafi edilmesi yerine temmuz ayının beklenmesi,1500 liraya geçinmeye çalışan emekliye reva görülen maaşa karşılık üç beş yerden ciddi ve hatta servet sayılabilecek miktarlarda maaş alan yöneticilerin toplumda önemli bir adaletsizlik ve yandaş kayırma olarak algı yaratması, özellikle büyük kentlerdeki arsa rantları ve kayıtsızca harcanan beytül malın hesabının nereye harcandığının bilinmemesi, yap-işlet-devret olarak yaptırılan büyük çaplardaki yüksek maliyetli,inşaat faaliyetlerinin kamu hazinesi ve halka getirdiği yükler, paralı yollardan geçenlerin ödediği yüksek geçiş ücretleri,milli eğitimin içinde bulunduğu tükenmişlik hali,atanamayan öğretmenler,üniversitelerdeki bir takım vakıf ve cemaat kadrolaşmaları, liyakat sahibi olmadıkları halde hak etmedikleri makamlara atanan iş bilmez yöneticilerin verdiği rahatsızlıklar,korona salgının başladığı günden beri etkilenmesine rağmen sahipsiz bırakılan ve ihmal edilen esnaf sanatkarların ekonomik enkazın atında kalarak, 'Yardım edecek kimse yok mu?’ feryatlarının yanı sıra birlikte yaşayıp,birlikte nefes aldığımız yarına nasıl ekmek parası kazanırım düşüncesi ile bakan dar gelirli kesimden yükselen sesler, eşit ve vaktinde verilemeyen sağlık hizmetleri,şahsımı Prof. Dr. Ümit Özdağ ile yol birliği yapmaya ve yol arkadaşı olmaya zaruri kılmıştır. Bu birliktelik bir vatan görevidir. Sayın Özdağ’ın özellikle Suriye'den gelen mülteci, göçmenler olmak üzere tüm göçmen ve mülteciler ile ilgili tespitleri gelecek 5-10 yılda ülkemizin demografik yapısına sıkıntı verecek boyutlara ulaşması muhtemeldir. Çünkü; Sayın Özdağ'ın verdiği hassas mesajların ayak sesleri bugünden hissedilmeye başlamıştır. Çorum Küçük Sanayi esnafı yanında çalışacak çırak ve kalfa bulamamakta, eleman ihtiyacını göçmen ve mültecilerden karşılamaktadır. Yarın bu şahıslar sanayi esnafının yerini alarak iş yeri açacak, başta Çorum halkı olmak üzere tüm ülke halkını göçmen - mülteci esnaf ve sanatkara mecbur bırakacaktır.Yukarıda yazdıklarım ve aklıma gelmeyip,veya göremediğim için yazamadıklarım ülkemizin hal-i pür melalini yansıtmaktadır.

Ayyıldız Hareketi tüm ülkemizde,hatta Avrupa ve diğer dış ülkelerde yaşayan vatandaşlarımızın gönlünde karşılık bulmuştur.Sosyal medya paylaşımları bu hareketliliği yansıtmaktadır. Şehrimizde de yaklaşık bir aydır Ayyıldız Hareketi’ni tanıtmak ve anlatmak için elimde demir asa, ayağımda demir çarık, tüm eş, dost, arkadaşlardan başlayarak iş yeri, çay ocağı ve kahvehanelerde kapı,kapı dolaşmakta, olumlu tepkiler ve geri dönüşler almaktayım. Gayretlerime ve çalışmalarıma,güç veren ve destek olan,güler yüzünü gösterip,kapısını açan,temelden yeni bir parti kurulacağı cümlesi ile başlayan ve varılmak istenen hedefleri dinleyip,destek olma niyetini gösteren vatandaşlarımızın pozitif yaklaşımlarını gördükçe çalışmalarımız ile ulaşacağımız, kucaklaşacağımız kardeşlerimiz ve tüm hemşerilerimizle Ayyıldız Hareketi’nin Çorum'da büyüyeceği kanaatine inanmış bulunmaktayım. Bu konuda Sayın Özdağ’ın ifadesi ile ‘İddialıyız ve güçlüyüz’ ve inandığımız Atatürk çizgisinde milliyetçi bir hareket fikrini iktidar yapmaya kararlıyız.

Sayın Özdağ; beyanları ve icraatları ile toplumun tüm kesimlerine hitap ettiklerini ifade etmekte ve milletimizin tümünü kucaklamaktadır.Ayyıldız hareketi Türk milletine hizmet odaklı bir zihniyettedir. Şeyh Edebali "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" der. Devlet bir çatıdır ve bir düzen olarak vazgeçilmezdir.

Ayyıldız hareketi ve yakında kurulacak partimiz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk milletine verdiği hizmetlerini ve düşüncelerini kabul eden bir çizgiyi takip edecektir. Bununla birlikte Türk milliyetçiliği fikrine hizmet edip, katkıda bulunan başta Türkçülüğün esasları kitabının yazarı; Türkçülük akımının fikir babası Ziya Gökalp'ten başlamak üzere, Yusuf Akçura, Nihal Atsız, Dündar Taşer ve Başbuğ Alparslan Türkeş daima hatırlarımızda ve zihnimizde yol gösterici olarak kalacaktır. Bu anlamda tüm Atatürkçüleri, vatanlarını canı pahasına sevenleri, vatan sevdalılarını ve Türk milliyetçilerini Ayyıldız Hareketi çatısı altında birlik olmaya davet ediyoruz.

Bu düşünceleri kalbinde, ruhunda ve zihninde yaşatan her Çorumlu hemşerimize kapımız sonuna kadar açıktır, başımızın üzerinde yeri her zaman mevcuttur.

Ayyıldız hareketi etrafında ülke genelinde milli, milliyetçi,vatansever ve Atatürk ilkelerine bağlı çok sayıda tanınan isim birleşmiştir. Ayyıldız hareketi ülkemizin her alandaki sorunlarını biliyor,titiz bir şekilde takip ediyor,ve bu sorunların üstesinden gelebilecek birikime sahiptir.Yüce Rabbimizin izni ve yardımıyla,dik başlı duruş,tok karınlar, ve mutlu yarınlar için hep birlikte Atatürk çizgisinde milliyetçi hareketi iktidara taşıyıp,Türkiye cumhuriyetini müreffeh bir seviyeye çıkaracağız.

Ayyıldız Hareketi yakın bir vakitte partileşecek olup,gençler ve kadınların da eşit ve söz sahibi olduğu, güçlü bir şekilde temsil edildiği siyasi bir parti olacaktır. Ayyıldız Hareketi, parti kuruluşunu takiben, Çorum ili ve ilçelerinde en kısa vakitte teşkilatlanacaktır. Ayyıldız Hareketi tüm Türkiye'de olduğu gibi ilimizde de güçlü bir yapı ile kurulacak, iddiasını aynı şekilde sürdürmeye devam edecektir. Yüce rabbim yardımcımız olsun. Muhtaç olduğumuz kudret, damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.”