Çorum Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan 1. Sınıf Atık Getirme Merkezi düzenlenen törenle hizmete açıldı. Açılışa katılan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, “Sıfır Atık” projesi kapsamında yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayelerinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından tüm yurtta yaygınlaştırılması hedeflenen ve bir geri dönüşüm hamlesi nitelendirilen “Sıfır Atık” projesinin ülke için son dönemde ortaya çıkarılan dünya ülkelerinin de takdirini kazanan önemli bir projelerden birisi olduğunu vurgulayan Karaaslan, Çorum’da bunun en güzel örneklerinden birisini gördüklerini söyledi.

Geçtiğimiz aylarda Türkiye’nin farklı noktalarında yangın ve sel felaketlerinin yaşandığını hatırlatan Karaaslan, “Hala bu tehditler devam etmekte. Şehirlerimiz karşı karşıya kaldığı risklerin bilincinde. Bundan sonra şehir yönetimi altyapı ve üst yapı yatırımlarını doğru yapmaktan değil aynı zamanda bu riskleri öngörebilen, bu riskler için önlem alabilen ve bu önlemleri hızlıca hayata geçirerek riskleri minimum seviyeye indiren bir belediyecilik anlayışını hakim kılmak istiyoruz. Cumhurbaşkanımızın şehircilik anlamındaki birikiminin en önemli tecrübesi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde yapmış olduğu çalışmalardır. O güne kadar Türkiye hiç alışık olmadığı o dönemlerde boğuştuğu hava kirliği başta olmak üzere çevre problemleri, patlayan çöp dağlarını herkes hatırlar. Bugün hayatımızda olmayan kolibasili kelimesini herkes hatırlar. Bunlarla mücadele ederek, Haliç’i eski günlerine döndürme mücadelesi vererek ve bunu gerçeğe dönüştürerek aslında çevre dostu bir belediyecilik anlayışını o yıllarda göstermeye başladı. Ardından AK Parti Belediyeciliği ile birlikte önce şehirlerimizin ihtiyaç duyduğu temel alt yapı ve üst yapı sorunlarını çözerek yola çıktık. Bu sorunları belli oranda çözdükten sonra bu kez bakış açımızın adını sosyal belediyecilik koyduk. Ve vatandaşımızın sosyal hayata dair bütün ihtiyaçlarını ihtiyaç sahiplerimizin bütün gereksinimlerini karşılayacak düzenlemeleri yerel yönetimler aracılığıyla hayata geçirdik. Hayata geçirmeye devam ediyoruz” diye konuştu.

Bugün belediyecilikte yeni bir faza geçildiğini anlatan Karaaslan, “Çevre ile dost, doğayla dost, onu tüketmeyen, kullanırken çok farklı bir anlayışla sadece verilmiş bir nimet olarak değil, bir emanet bilinciyle bakarak tüketmenin gelecek nesillere aktarmanın gayesinde olan bununla ilgili yatırımları hayata geçiren bu şekilde de havası, suyu daha temiz şehirleri gelecek nesillere teslim edeceğimiz bir belediyecilik anlayışı önümüzdeki dönemde de Türkiye’nin dört bir yanında hakim olacak. Çöp, diyemeyeceğimiz kadar kıymetli atıklarımız. Çöp deyip çöpe atamayacağımız kadar kıymetli. Bugün enerji üretiminden geri dönüşüm mekanizmasıyla birlikte ticari olarak da ciddi kazanç elde edebileceğimiz bir çok ihtiyacımızı buradan karşılayabileceğimiz çevre ve doğayı korurken aynı zamanda bu anlamda kazanç elde edebileceğimiz çok önemli bir alan. Öncelikli olarak düşünmeliyiz. Gerçekten bunu almaya ihtiyacım var mı? Bunu tüketmeye ihtiyacım varmı? Eğer varsa o zaman ambalajı ile ilgili düşünmemiz lazım yeniden mümkün mü? Eğer geri dönüşeme göndereceksek böyle 1. Sınıf atık Getirme Merkezleri gibi, yada mobil istasyonlar gibi merkezlerle çöpleri geri dönüştürmek, hedefimiz bu” dedi.

“Atıklarda geri dönüşüm oranını yüzde 60’a çıkarmayı hedefliyoruz”

2014 yılından bugüne kadar Türkiye’de 24.2 milyon ton atığın geri dönüştürüldüğünü anlatan Karaaslan, şunları kaydetti:

“Ekonomiye katkısı 30 milyar liralık katkısı oldu. Aynı zamanda 81 ilimizde Sıfır Atık Yönetim planları oluşturduk. Şu anda Türkiye’de bütün kurumların Sıfır Atık Yönetim çerçevesinde çalışmalarına devam etmesini sağlamak istiyorum. Atıklardan geri dönüşüm oranımız ilk başladığımızda yüzde 13’tü bugün 22’lere çıktı. 2034 yılında bu hedefimizi yüzde 60 geri dönüşümle birlikte taçlandırmayı hedefliyoruz. Aslında bugün bizim batıdan gelen farklı dillerle anlatmaya çalıştığımız geri dönüşüm dediğimiz, atık yönetimi dediğimiz, ekoloji dediğimiz bu kavramlar bizim inancımız bizim özümüz. Allah’ın yarattığı her bir mahlukata, bütün yaratılanlara saygı duymak, onları sevmek ve emanet bilinciyle onları yaşatmaya çalışmak bizim inancımızın özü. Bu mesele bizim medeniyetimizin köklerimizin özü. Bizim medeniyetimize, geçmişimize baktığımızda büyüklerimizin hayat ve yaşam biçimi bu. Arada bir kopukluk var. Biz o kopukluğu tekrar tamir etmek ve bu konuda öncü ülke olarak ön plana çıkmak istiyoruz”