Saadet Partisi İl Başkanı Faruk Cıdık, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin 4'üncü yılı dolayısıyla açıklamalarda bulundu. Cıdık, "15 Temmuz'a giden süreç nasıl ortaya çıktı?' sorusunun cevabı verilmeden, Türkiye'de 15 Temmuz gibi kalkışmaların bir daha olmayacağını garanti etmek mümkün değil" dedi.

15 Temmuz'un Türkiye için tarihi bir kırılma anı olduğunu belirten Cıdık, 15 Temmuz'un asıl muhtevasının iyi anlaşılması gerektiğini vurguladı.

15 TEMMUZ MİLLETİMİZİN FEDAKARLIĞI SAYESİNDE ALTÜST OLDU

Darbenin hukuksuzluk ve demokrasinin dışına çıkmak anlamına geldiğini ifade eden Cıdık, "15 Temmuz, bu ülkeye karşı yapılan kirli hesapların, milletimizin azim ve fedakarlığı sayesinde altüst olduğu gündür" değerlendirmesinde bulundu.

12 EYLÜL VE 28 ŞUBAT'IN BİZATİHİ MAĞDURU OLDUK

Yakın tarihte 1960, 1971, 12 Eylül ve 28 Şubat darbelerine şahit olduklarını hatırlatan Cıdık, şöyle devam etti:

"Özellikle 12 Eylül ve 28 Şubat'ın bizatihi mağduru olduk. Bundan dolayı asker postalı altında bir idarenin ne demek olduğunu en iyi bilenlerden birisi Milli Görüş hareketi mensuplarıdır. Bu sebeple biz, 15 Temmuz başta olmak üzere, bütün darbelere karşıyız ve hiçbirini tasvip etmeyiz.

O GECE AK PARTİLİ İLE CHP'Lİ, MHP'Lİ İLE SAADET PARTİLİ TANKLARIN ÖNÜNE ÇIKTILAR

Bakınız o gece alanlarda sadece bir veya iki partiye mensup insanlar yoktu. Her siyasi partiden, her ideolojiden insanı görmek mümkündü. AK Partili ile CHP'li, MHP'li ile Saadet Partili yan yana tankların önüne çıktılar ve bu girişime karşı göğüslerine gere gere mücadele ettiler.

SÖZ KONUSU VATAN OLUNCA SİYASET TEFERRUAT OLUR

Söz konusu vatan olunca milletimiz için siyaset teferruat oluyor. O gece en önemli motivasyon, ülkemizin geleceğiydi ve o gelecek için millet büyük bedel ödedi, ancak ülkesini darbeye ve darbecilere teslim etmedi.

MİLLETİMİZİN DARBEYE DİRENMESİ MORAL OLDU

O gece milletimizin tavizsiz ve kararlı duruşu darbecilerin moralini bozarken, darbeye karşı direnecek olan kolluk kuvvetlerimize de büyük bir moral kaynağı oldu. Bu sebeple darbenin başarısız hale getirilmesinde milletimizin tavrı çok büyük bir öneme sahiptir. Darbeye karşı direnen şehit ve gazilerimiz, alanlarda bulunan bütün milletimiz ve kolluk kuvvetlerimiz topyekun bu başarının sağlanmasının mimarlarıdır.

DEVLETİ YÖNETENLERİN ADALETİ TESİS ETMELERİ İCAP EDER

15 Temmuz darbe girişimine karşı gösterilen refleks de bu geleneğin ve birikimin bir tezahürü olarak görülmelidir. Lakin, '15 Temmuz'a giden süreç nasıl ortaya çıktı?' sorusunun cevabı verilmeden, Türkiye'de 15 Temmuz gibi kalkışmaların bir daha olmayacağını garanti etmek mümkün değil. Devlet yönetiminde hukuku rafa kaldırmanın, ehliyetsiz ve liyakatsiz kadroları iş başına getirmenin, adam kayırmacılığın ve iltimasın önüne geçmediğimiz sürece Türkiye'nin tam manası ile güçlü ve sağlam bir hukuk sistemine ve sağlam bir ekonomiye sahip olması söz konusu olamaz.

15 Temmuz'da darbeci zihniyete karşı büyük bir başarı kazanıldı. Fakat, bu demek değildir ki Türkiye, bundan sonra bir daha böyle bir hadise ile karşı karşıya kalmayacak. Devletin idaresini elinde bulunduranların darbelerin önüne geçmek için tedbirler alması ve adaleti kamil manada tesis etmeleri icap eder."