Sonunda bu da oldu! Vatandaş bakanın karşısında davul zurna eşliğinde şakır şakır oynadı… 
Geçtiğimiz günlerde Erzurum’da, beş TEDAŞ görevlisi buz tutmuş gölet üzerinde, deniz bisikletiyle onarıma gittiler ve deniz bisikletinin alabora olması üzerine göz göre göre hayatlarını kaybettiler… Modern Türkiye’nin hiç mi imkânı yoktu da, işçiler deniz bisikletiyle onarıma gönderildi diye düşünürken, bu kez yine Erzurum’dan çok daha düşündürücü bir haber geldi… 
İnceleme yapmak üzere olay yerine giden sevimli (!) İçişleri Bakanımız İdris Naim Şahin, kaymakamlık önünde kendisine,"Sayın bakanım, senin geldiğine çok sevindim" diyen vatandaşa,"Yok ya. Nerden bileyim sevindiğini? Hadi bir takla at ya da oyna bir göreyim. Çal bakayım davulcu" demiş ve vatandaşımızı davul zurna eşliğinde bir güzel oynatmış!
Ne güzel, sonunda vatandaş oynatan bakanımız da oldu…
Vatana ve millete hayırlı uğurlu olsun!
Bundan gayrı padişahımız efendimiz tiz emir vere;
“Bakan karşılama törenlerinde vatandaş, davul zurna eşliğinde hem takla attırıla, hem de oynatıla… Aksi takdirde…” 
Neyse…
*
Aklıma Mustafa Kemal Atatürk’ün hepimizin bildiği bir anısı geldi. 
“İngiliz Kralı 8. Edward İstanbul’a, Atatürk’ü ziyarete geldiği zaman, Atatürk kendisine bir akşam ziyafeti verir. İmparator Atatürk’e dönerek:
-Sizi tebrik ederim ve teşekkür ederim, kendimi İngiltere’de zannettim. 
Diyerek memnuniyetini bildirir. 
Sofraya hep Türk garsonları hizmet etmektedir. Bunlardan bir tanesi heyecanlanarak, elindeki büyük kayık tabakla birdenbire yere yuvarlanır. Misafirler utançlarından kıpkırmızı kesilir. Fakat Atatürk krala eğilerek o muhteşem cevabını verir:
-Bu millete her şeyi öğrettim, fakat uşaklığı öğretemedim. “
Büyük Atatürk; Sen bu millete uşak olmayı öğretmedin, ona kul olmadığını insan olduğunu, ümmet değil millet olduğunu hatırlattın. Bu milleti her daim onur burcunun en yüksek yerine oturttun. Şanla, şerefle…
Ancak…
Seni ve kurduğun Cumhuriyeti önemsizleştirmeye çalışan zihniyet, vatandaşa ne yazık ki kendi değerlerini de unutturdu…
Düşman karşısında uşak olmadı ama kendi seçtiklerinin karşısında köçek oldu…
Seni bu hale getirenler utansın!
İstiklâl Savaşı’ndan sonra geldiğimiz yer bu mu olacaktı?
Yazık ki ne yazık!