Eğitim Sen Şube binasında düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan SES Çorum Şube Başkanı Süleyman Değirmenci, ‘Koronavirüs salgını mevcut sağlık sisteminin, toplum sağlığını korumak bir yana toplumun sağlığını riske attığını, halkı salgınlardan bulaşıcı ve kronik hastalıklardan, korumadığını çok açık bir şekilde ortaya çıkardı.’dedi.

En kısa sürede toplumcu bir sağlık sistemine geçme zorunluluğumuzun bulunduğuna dikkat çeken SES Şube Başkanı Süleyman Değirmenci, Sağlık çalışanları ve hekimlerin ülkenin dört bir yanından “Mesleğimizi yapamıyoruz”, “Nefes alamıyoruz”, “Geçinemiyoruz” dediğini, her gün kamudan hekim istifalarının TTB’ye ulaşmaya devam ettiğine dikkat çekti.

KESK Çorum Şubeler Platformu olarak dayanışmaya ve birlikte mücadeleye olan inançlarıyla Türk Tabipler Birliği ile omuz omuza olduklarını ifade eden Değirmenci, açıklamasını şöyle sürdürdü:

‘Halkın sağlığını tehlikeye atan bu sağlık sisteminin yürütücüleri, özel sağlık işletmeleri ve sermaye sahiplerini korumaya yönelik politikalara gelince hiçbir sınır tanımıyor. Salgın döneminde dahi iktidar bu anlayışından vazgeçmedi. Tam tersine her gün yüzlerce insanımız yaşamını yitirirken, onlar sağlık sistemlerinin, şehir hastanelerinin güzellemeleriyle günlerini geçirdiler. Oysa çok açık bir şekilde gerçek ortaya çıkmış, AKP’nin savunuculuğunu yaptığı ve uyguladığı sağlık sistemi toplum sağlığı için önemli bir risk halini almıştır. Artık bu sistemin yürütülmesi olanaksızdır.

En kısa sürede toplumcu bir sağlık sistemine geçme zorunluluğumuz bulunmaktadır.

Salgın dönemi bu ülkede hekimlerin ve sağlık çalışanlarının ne kadar değersizleştirildiğini de ortaya çıkarmıştır. Hekimler, salgın döneminde adeta can derdine düşmüşken, ama bu tehlikeye karşın canla başla çalışırken, aynı zamanda işsizlikle, işten atılmalarla, yoksullukla karşı karşıya bırakılmıştır. Salgın döneminde özel hastanelerde hekimler işten çıkarılırken, ücretlerini almazken Sağlık Bakanlığının göstermelik kararlar dışında tepkisiz kaldığını gördük. Kamu hastanelerinde de salgın döneminde işten atmaların devam ettiğine, mezun hekimlerin işe başlatılmadığına şahit olduk, giderek yoksullaşmayı gün gün yaşadık.

Sağlık çalışanları ve hekimler ülkenin dört bir yanından “Mesleğimizi yapamıyoruz”, “Nefes alamıyoruz”, “Geçinemiyoruz” diyor. Her gün kamudan hekim istifaları TTB’ye ulaşmaya devam ediyor. Türk Tabipleri Birliği’nin verdiği “İyi Hal Belgesi” sayılarına göre yaptığımız değerlendirmede ciddi bir yurtdışı göçü varken, çareyi 10 dakika içerisinde iki hasta randevusu vermede gören bir sağlık sistemi artık iflas etmiş demektir.

Hekimler ; ” Daha önce tarihimizde de örnekleri olduğu gibi, kazanımlarımızı örgütlü mücadele ile alacağız. Bugün, iktidarın istifaları ve göçleri durdurmaya yönelik hiçbir adımı yokken; biz hekimlere “Bu topraklarda hekimlik yapmak için umut var, birlikte önlüğümüzün beyazına sahip çıkıyoruz, karanlığı birlikte aydınlatacağız ve artık söz bizim” diyoruz.

Gün dayanışmanın, birbirimize güvenmenin, mesleğimizin taşıdığı güce güvenmenin, yaşam ve sağlık haklarımızı savunmanın ve geliştirmenin günüdür. Emeğimiz üzerinden kendini var eden sermayeye, idarecilere dur demenin “Biz birlikte güçlüyüz”ü göstermenin günüdür.

Kısacası Emek Bizim ise Söz de Bizimdir!

TALEPLERİMİZDEN VAZGEÇMİYORUZ

1.Sağlıkta özelleştirmeci, piyasacı politikalar durdurulmalı, sağlık hizmetleri toplumcu bir anlayışla yeniden inşa edilmelidir. Sermayeye değil sağlığa bütçe ayrılmalıdır.

2.Güvencesiz, gerçekdışı bahanelerle işimizden edildiğimiz ve köleliği dayatan çalışma koşullarına son verilmeli, güvenceli çalışma esas olmalıdır.

3.İşyerlerimiz alanın uzmanları ile görüşülerek güvenli, sağlıklı çalışma ortamları haline getirilmelidir.

4.Haftalık çalışma sürelerimiz yeniden düzenlenmelidir.

5.Emekliliğe de yansıyacak yaşanabilir temel ödeme sağlanmalıdır. Hekimlere 7200 ek gösterge verilmelidir.

6.COVID-19 başta olmak üzere meslek kaynaklı hastalıklara karşı bütüncül bir meslek hastalıkları yasası çıkarılmalıdır! Pandemi süresince çalıştığımız her yıl için derhal 120 gün fiili hizmet süresi zammı tüm sağlık çalışanlarına verilmelidir.

TTB EYLEM TAKVİMİ

*15 Ekim’den başlayarak her ayın 15’inde tüm yurtta “Geçinemiyoruz” diyenler maaşlarını alkışlayacak, sessizliği yaracak.

*Gelecek hafta itibari ile tüm yurtta, hastanelerde, ASM’lerde, üniversitelerde her sağlık kurumunda hekimler ile buluşacağız.

*20 Ekim’den itibaren her çarşamba bizleri yalnızca balkonlardan alkışlatanlara karşılık işyerlerinde maaşlarımızı ve çalışma şartlarımızı alkışlayacağız.

*Her hafta bir tema ile yapacağımız eylemlerimizde;

*Kasım’ın ilk haftası ekonomik haklarımıza (özellikle 7200 ek gösterge ve her yıla 120 gün yıpranma payı talebimize),

/Kasım’ın ikincisi haftası çalışma koşullarımıza,

*Kasım’ın üçüncü haftası Aynur DAĞDEMİR’İN ölüm yıldönümünde sağlıkta şiddete,

*Kasım’ın dördüncü haftası çöken sağlık sistemine karşı taleplerimizi haykıracağız.

*Yapacağımız buluşmalarda 175 bin hekimin ilettiklerini, hekimleri temsilen 23 Kasım günü heyetimizle başlatacağımız “Beyaz Yürüyüş” ile Ankara’ya taşıyacağız. Duyulmayanı duyurmak, görülmeyeni göstermek için Ankara’ya yürüyeceğiz.

*23 Kasım’da İstanbul’dan yapılacak uğurlamanın ardından Ankara’ya doğru başlatacağımız üç günlük “Beyaz Yürüyüş”ümüzün sonunda 27 Kasım’da Ankara’da yedi bölgeden hekimler ile buluşacağız. Bu buluşmaya kadar taleplerimize yanıt alamamamız halinde o gün gerçekleştireceğimiz sağlık forumunda alacağımız kararlar ile g(ö)reve kadar gidebilecek süreci konuşacağız.

Tüm kamuoyuna çağrımızdır:

Taleplerimiz sizin için, bizim için, hepimiz için... Sağlık mücadelesinde yan yanayız!

Toplumun sağlığı sağlık emekçilerinin sağlığıyla mümkün olabilir.

Herkesi sağlık hakkı için birlikte mücadeleye çağırıyoruz.

Bizler de KESK Çorum Şubeler Platformu olarak dayanışmaya ve birlikte mücadeleye olan inancımızla, Türk Tabipler Birliği ile omuz omuza olduğumuzu tüm kamuoyuna saygıyla ifade ederiz.’