Okulların açılmasıyla birlikte çocuklarda yaşanan salgın hastalıklarda da artış görülmeye başlandı. Bu hastalıkların bazıları aşılarla önlenebilirken, bazıları için de yapılabilecek tek şey çocukların enfeksiyon riskini azaltmak için adımlar atmak.

Son zamanlarda çocuklarda da sıklıkla görülmeye başlayan Covid-19 vakalarının yanı sıra uzmanlar velileri Norovirüs, RSV ve Beta enfeksiyonuna karşı uyarıyor.

Okul hastalıklarıyla ilgili hangi semptomların izlenmesi gerektiğini ve çocukları koruma konusunda hangi adımların atılması gerektiğini Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Burak Seven ve Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Semra Akkuş’a sorduk.

ÇOCUKLARDA KUSMA, İSHAL VE BOĞAZ AĞRILARINA DİKKAT!

Okulların açılması ile birlikte pandemi öncesine göre enfeksiyon hastalıklarında çok yoğun bir artış yaşanılmakta olduğunu belirten Dr. Semra Akkuş, çocuklarda hastalıklara sebep olan enfeksiyonlardan kısaca bahsetti.

Norovirüs: Çocuklarda en sık rastlanılan mide-bağırsak enfeksiyonları norovirüsün nedenlerinden birisi. Dışkı ve enfekte salgılarla bulaşır. Genellikle kusma ile başlayıp ishal, baş ağrısı, karın ağrısı, ateş, kas ağrısı ve krampları ile devam edebilir. Viral bir etken olduğu için sadece şikayete yönelik tedavi uygulanır. Sıvı kaybı olan çocuklarda ise hastaneye yatırılarak tedavi gereksinimi olabilir.

RSV enfeksiyonları: RSV, 1 yaş altı çocuklarda en sık görülen alt solunum yolu enfeksiyonu etkeni olarak bilinir. Damlacık yoluyla ve enfekte salgılarla temas esnasında bulaşır. Burun akıntısı, öksürük, hafif ateş gibi gribal enfeksiyon bulguları ile başlar. Bazı bebeklerde RSV enfeksiyonu sırasında bronşiolit ve zatürre gelişebilir.  Solunum yetersizliği bulguları olan bebekler hastaneye yatırılarak tedavi uygulanılır. 29 haftadan önce doğan prematürelerde, ağır kalp ve akciğer hastalığı olan bebeklerde ekim-mart ayları arasında RSV için aylık koruyucu immunglobilin uygulaması yapmak koruma için gerekebilir.

Beta Enfeksiyonu: Okul çağında en sık bakteriyel boğaz enfeksiyonu nedeni olarak bilinir. Damlacık yoluyla bulaşır. Beta enfeksiyonu olan çocuklar boğaz ağrısı, baş ağrısı, karın ağrısı, yüksek ateş yakınmalarıyla karşımıza gelir. Boğaz kültürü ve boğaz sürüntüsünde antijen testi ile tanı konulur. Penisilin türevleri ile tedavi edilir. Tedavisiz olgularda bademcik çevresi apse ve kalp romatizması gelişmesi riski söz konusu olur.

COVİD- 19 DIŞI ENFEKSİYONLAR PANDEMİ ÖNCESİNE GÖRE ARTTI

Okulların açılmasıyla birlikte Covid-19 dışı enfeksiyonların pandemi öncesindeki eylül aylarına göre daha hızlı arttığını belirten Akkuş, “Bu artışta pandemi sırasında tümüyle evlere kapanıp hiç hastalık geçirmeyen çocuklarımızın tümünün, kreşe yeni başlayan çocuklarda olduğu gibi korumalı hayattan sonra viral etkenlere maruz kalması oldukça etkili” ifadelerini kullandı.

Çocuklarda norovirüs, beta gibi enfeksiyonlarda artış görülmesini bağışıklık sistemimizin tembelleşmesine bağlayan Dr. Mustafa Seven, “Normalde gün içinde bağışıklık sistemimiz birçok mikroorganizmaya çok düşük miktarda maruz kalmaktadır. Bu çok düşük düzeydeki maruziyeti bağışıklık sistemimizin düzenli olarak yaptığı bir egzersize benzetebiliriz. Kapanmaların olduğu dönemde aldığımız önlemler ile bağışıklık sistemimizin bu egzersizi yapmasını engelleyerek bir nevi formunu kaybetmesine neden olmuş olabiliriz” dedi.

SALGINLARA NEDEN OLAN BAŞKA VİRÜSLER DE VAR

Okul dönemi çocuklarda salgınlara sebep olan virüslerin norovirüs, beta enfeksiyonu ve RSV ile sınırlı kalmadığını söyleyen Dr. Seven, “Çocuklarda benzer şikayetler oluşturan ve belli dönemlerde salgınlarına rastladığımız başka virüsler de mevcut. Bu virüslere örnek olarak adenovirüs, rotavirüs, rhinovirüs, influenza virüsü ve parainfluenza virüsü sayılabilir” dedi.

MASKEYİ ORTAMDAKİ HERKES TAKMALI

Peki çocukları bu virüslerden nasıl koruyabiliriz? Uzmanlar diğer enfeksiyonlardan korunma yöntemlerinin de Covid-19 önlemleriyle benzer olduğunu vurguladı.

Dr. Seven, öncelikle el yıkamanın öneminin oldukça büyük olduğunu ve elleri olabildiğince cilt dostu ve anti alerjen sabunlar ile sık sık yıkamak gerektiğini vurguladı.

“El yıkama ile dezenfektan kullanımının ne zaman yapılacağı ve ikisinin farkı da bilinmeli. Dezenfektanların elimizde görülen kirleri temizlemeyeceği ve bu kirler el yıkamayla uzaklaştırılmadığı sürece dezenfektanların etkisiz olacağı unutulmamalı. Maske kullanımının yine bu tarz viral enfeksiyonların bulaşını önlemede görevi oldukça büyük. Bez ve cerrahi maskeler bizi enfekte kişilerden ya da havada asılı kalan mikroorganizmalardan korumaz. Bu maskelerin amacı bizdeki enfeksiyonun öksürüğümüz ile uzak mesafelere gitmesini engellemek. Bunun için maske kullanımı ancak bir ortamdaki herkes maskesini takıyorsa etkili bir korunma yöntemi.”

Dr. Akkuş ise velilere çocuklarını korumada etkili olacak yöntemleri şöyle açıkladı:

“Çocuklarımızın bağışıklığını güçlendirmek için prebiyotik ve probiyotiklerden zengin, dengeli beslemeli, açık hava aktiviteleri oluşturmalı, düzenli D vitamini takviyesi ile destek olmalısınız. Okullarda sınıfların düzenli havalandırılması, mümkün olduğunca camların açık olması, maske, mesafe, hijyen önemlerine riayet edilmesi enfeksiyon oranlarını azaltmakta.”

KRONİK HASTALIĞI OLAN ÇOCUKLAR MUTLAKA GRİP AŞISI OLMALI

Covid-19 olmasa bile hasta olan çocukların okula gönderilmemesi konusunda hassas davranılması gerektiğini ifade eden Dr. Seven, “Enfeksiyon bulguları olan kişilerle Covid-19 bulguları olsun ya da olmasın temastan olabildiğince kaçınmakta fayda var. Yine kendimiz ya da çocuklarımızda benzer bulgular olduğunda da aynı özeni çevremizdeki kişiler içinde göstermemiz son derece önemli.”

Dr. Akkuş ise grip salgınının önüne geçebilmek için aşının önemine dikkat çekerek, “Geçen yıl salgınların okulların kapalı olması ve maske kullanımı nedeniyle yaşamadık. Bu yıl için öngörümüz olamayacağı için özellikle kronik hastalığı olan çocuklarımızın grip aşısı olmaları gerekir.” ifadelerini kullandı ve ekledi:

“Yine pandemi nedeniyle ulusal aşı takviminde yer alan çocukluk çağının ötelenmesi, aşı karşıtlığı ile birleşip kızamık-difteri gibi unuttuğumuz hastalıklarla ilgili salgınlar yaşanmasına neden olabilir.  Bu yüzden çocuklarımızın ulusal aşı takvimimizde yer alan tüm aşıları tamamlanmalı.”

Dr. Seven okul çağı virüslerinin çoğunlukla kendini sınırlayan enfeksiyonlar yapmakta olduğunu belirterek, “Hayati riskleri çok yüksek olmamakla birlikte her birinin belli risk gruplarında maalesef ölümle sonuçlanabilecek klinik seyirle ilerlediğini biliyoruz. Burada en dikkat edilecek durum ishal yapan virüsler için sıvı kaybı ve hastalığın uzaması, üst solunum yolu enfeksiyonu yapan virüsler için bulguların akciğerlere ilerlediğine dair şüphe uyandıran artan ateş öksürük ve nefes darlığı. Beta enfeksiyonu için de 3 yaş üstü 3 günden uzun süren ateşe dikkat edilmeli.” dedi.

Gaye Kobal - Hürriyet