Korona virüsün (Covid-19) Türkiye'de ilk göründüğü andan itibaren Covid pozitif hastaları iyileştirmek için gece gündüz demeden canla başla çalışan sağlık görevlileri, aşırı yorulmalarına ve psikolojik olarak yıpranmalarına karşın virüsü yenmek için çabalıyor. Özellikle giydikleri tulumlarla hastalara bakan hemşireler, içeriden sırılsıklam ıslanmış halde çıksalar da bir kişi daha kurtarabilmek için mücadeleden hiç vazgeçmiyorlar.
Bu süreçte görevlerini azimle yapan sağlık çalışanları da aldıkları tüm önlemlere karşın virüse yakalanmaktan kurtulamıyor. Toros Devlet Hastanesi Covid Yoğun Bakımda sorumlu hemşire olarak görev yapan Ferdi Kovan da korona virüse yakalanan sağlık çalışanlarından biri. Üstelik iki kez pozitif çıkan Kovan, her iyileştiğinde görevine geri döndü, Covid-19 hastalarına bakmayı hiç bırakmadı.

“İlk pozitiften 2 ay sonra ikinci kez yakalandım”

Toros Devlet Hastanesi Covid Yoğun Bakım Sorumlu Hemşiresi Ferdi Kovan, yaşadıklarını İHA muhabirine anlattı. Evli ve iki çocuk babası, 39 yaşındaki Kovan, “Pandemi başladıktan sonra 6'ncı ayda ben de virüse yakalandım. Hatta ikinci sefer yakalandım. İkincisi biraz daha hafifti, rutin kontroller sırasında pozitif olduğum tespit edildi. İlkini 12 Ağustos'ta geçirdim. O biraz daha sıkıntılı bir süreçti. İlk pozitiften 2 ay sonra 12 Ekim'de rutin kontroller sırasında PCR testim yine pozitif çıktı” dedi.

“Ben de hastalığı geçirmeyeceğimi düşünüyordum ama öyle bir şey yok”

Virüse yakalanmayacağını düşünen insanları, “'Hastalığı geçirmeyeceğim' diye bir kaide yok. Öyle bir şey yok” diyerek uyaran Kovan, kendisinin de böyle düşündüğünü, pozitif olduğunu öğrendikten sonra çok şaşırdığını söyledi. Kovan, “Hastalığı geçirmeden önce semptomlarım oldu ama ben bunları fark edemedim. Pozitif olduktan sonra geriye dönük süzgeçten geçirdiğim zaman bende halsizlik, iştahsızlık, tat almada değişiklik semptomlarım oldu. Tomografi çektirdikten sonra da pnömoni uyumlu covid tutulumu gerçekleşmişti. Ağustos ayındaki süreçte akciğer tutulumu olmasına rağmen bende herhangi bir ateş ya da nefes darlığı, saturasyonlarda düşme, oksijen açlığı olmadı. Evde tedavi gördüm, çünkü aileye de bulaş vardı. Eşim de aynı şekilde pozitif vakaydı. Evde sürekli kendimi takip ediyordum, saturasyonlarımı kontrol altında tutuyordum. Şu anki tabloya göre ilkini ben yine de iyi geçirdim” diye konuştu.

“İkinci kez yakalandığımda direk covidli hastaların içerisinde çalışıyordum”

İlk Covid-19'u atlattıktan sonra hemen görevine döndüğünü dile getiren Kovan, “O zaman Covid servisinde direk Covidli hastaların içerisinde çalışıyordum. Çalışmaya başladıktan 10 gün sonra kontrol amaçlı test verdiğimde ben de şaşırdım ama ikinci pozitifliği orada gördüm. Antikor seviyem biraz yüksek olduğu için ikinci pozitiflikte herhangi bir belirti ya da beni etkileyen herhangi bir şey olmadı” ifadelerini kullandı.

“Yıprandık, tükendik ama görevden kaçınma söz konusu değil”

İki kez pozitif olan ve ikisini de atlatan Kovan, şu anda halen Covid yoğun bakımdaki görevine devam etmesini de şöyle açıkladı:

“Görevimiz bu. Görevden kaçınma söz konusu değil. Toplum olarak sosyal mesafeye, maske ve hijyen kurallarına dikkat edersek çok iyi olur. Gerçekten sağlık çalışanları olarak bu süreçte yıprandık, tükendik. Görevi veya hizmeti durdurma gibi bir lüksümüz yok. Bu nedenle vatandaşlarımız biraz daha dikkatli olursa seviniriz. Ben bu süreci atlattım. İlki zorunlu hapis gibiydi. Kimseye tavsiye etmem, zorlu bir süreç. Dışarıdan, aileden ve herkesten uzak tecrit yaşıyorsunuz. Sosyal mesafe ve maske kurallarına uysunlar. Artık kış dönemindeyiz, toplu olarak birlikte bulunmayalım.”

“Artık tükenmişlik de değil, en diplerdeyiz”

Aynı yoğun bakım servisinde görevli sorumlu hemşire Dilek Aslan ise pandemi sürecinde sağlık çalışanlarının yaşadıklarını ve Covid-19 hastalarının içinde bulundukları zorlu durumu anlattı. Evli ve iki çocuk annesi 40 yaşındaki hemşire Aslan, “Sağlık çalışanları olarak tüm dünyada ve Türkiye'de gerçekten zor durumdayız. Artık tükenmişlik de değil, en diplerdeyiz. O kadar yoğun ve yorucu çalışıyoruz. Hastalar açısından da vicdanen ve psikolojik olarak çok huzursuzuz. Üzerimizde kişisel koruyucu ekipmanlarla çalışmak, onlarla yaşamak ve her an ‘Bana da bulaştı mı acaba? Bana bulaştıysa evde sevdiklerime götürecek miyim' korkusu bizi inanılmaz kötü duruma sokuyor. Çocuklarımıza sarılamıyoruz. Bizi en çok üzen ve yıpratan şey o” ifadelerini kullandı.

“Nefes almak için yalvarmak istemiyorsanız lütfen evinizde kalın”

Covid hastalarının çok zor bir süreçten geçtiklerini vurgulayan ve insanları uyaran Aslan, hastaların ‘Ne olur bize yardım edin, nefes alamıyoruz' diye yalvardıklarını söyledi. Aslan, “Hayatta en kötü şey nefes alamamak. Elinizden gelen takibi ve tedaviyi ne kadar yapsanız da bir yerde yetmiyorsunuz, çok değişik bir hastalık. Lütfen, çok rica ediyorum herkes evinde kalsın. İnsanlarda bazen şunu da görüyorum, ‘o oldu çok rahat atlattı'; yok böyle bir şey. Kimin nasıl atlatacağını hiç kimse bilemiyor. ‘Benim başıma gelmez' demesin hiç kimse, herkesin başında görüyoruz. Hekimlerimizden, hemşirelerimizden, çalışan personel arkadaşlarımızdan da yaşayanlar var bunu. Halkımıza sesleniyorum; sizler de nefes almak için yalvarmak istemiyorsanız lütfen evinizde kalın. Eğer dışarıya çıkmak zorundaysanız da maskenizi takın, sosyal mesafeye dikkat edin. Hasta olmamak çok zor değil aslında. Bu süreçte en güzel şey hasta olmamak. Hasta olmayacağız, hasta olmamalıyız. Böyle bir lüksümüz yok. Lütfen kurallara uyalım” dedi.