Sağlıkta şiddet sorununun toplumsal boyutunun olduğun da göz ardı edilmemesi gerektiğini belirten Sağlık Sen Çorum Şube Başkanı Ahmet Saatcı," Önceki birkaç ayda düşüş eğilimi gösteren şiddet olayları, Kasım ayında yeniden tırmanışa geçti. Ay boyunca 17 şiddet vakası yaşandı. 26 saldırgan tarafından gerçekleştirilen olaylarda, 25 sağlık çalışanı mağdur oldu. Ne yazık ki tüm bunlar olurken, şiddet olaylarını önlemekle sorumlu olanların tavrı, izlemenin ötesine geçmedi. Oysa, sağlık çalışanlarının can güvenliğini sağlama ve onların çalışma ortamlarını güvenli hale getirme Sağlık Bakanlığı’nın en temel sorumlulukları arasında bulunmaktadır. Bakanlık hızlıca koruyucu ve önleyici tedbirler almak mecburiyetindedir. Aksi takdirde, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet “vaka-i adiye” yani hayatın normal akışına uygun, şaşırılmaması gereken sıradan hadise olmaya doğru ilerlemektedir. Bu gidişe bir an önce “dur demek icap etmektedir, çünkü aksi bir yaklaşım hem sağlık çalışanlarının hem de sağlık sisteminin çökmesi anlamına gelecektir. Sağlıkta şiddet sorununun toplumsal boyutunun olduğu da elbette göz ardı edilmemelidir. Ancak bu durum Sağlık Bakanlığı’nın sorunun asgari düzeye çekilmesi noktasındaki yükümlülüğünü ortadan kaldırmamaktadır. Bakanlık, etkin koruyucu ve önleyici tedbirler almasının yanı sıra, sahadan yani çalışanların can güvenliğinden sorumlu merci olarak, sorunun çözümü hususundaki toplumsal seferberliğe de öncülük etmekle yükümlüdür. Özellikle popüler kültür ve bu kültürün oluşumuna büyük katkı sunan diziler, filmler, programlar ile rol model konumundaki kişilerin söylem ve eylemleri, sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti özendirmektedir. Sağlık Bakanlığı, ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliğine giderek; dizi, film ve program yapımcılarından, rol modellerden tersi bir misyon üstlenmelerini sağlayabilir. Bakanlık, şiddet sorununa yönelik toplumsal seferberlik amacıyla elbette daha pek çok icraatta bulunabilir. Ancak bunun için öncelikle kendi bünyesinde bir zihniyet seferberliği başlatmalıdır. Şiddet sorununun asgari düzeye çekilebileceğine ve bunun için öncelikle kendisinin yapması gerekenler olduğuna inanması gerekmektedir. Şiddet her gün sağlık çalışanlarını tehdit ederken, ortaya konulan günübirlik tepkiler, anlık söylemler sağlık çalışanlarının can güvenliğini ne yazık ki sağlamamaktadır. Can vermek için can veren sağlık çalışanlarının, şiddet kurbanı olmamak için acil ve kapsamlı icraat bekledikleri çok açık. Bu değerlendirmeler ışığında Kasım ayında yaşanan şiddet olaylarını gerçekleştirenlere baktığımızda yine baş faillerin değişmediğini görüyoruz. Ay boyunca 17 şiddet olayının 10’unu hastalar gerçekleştirirken, 5’ine hasta yakınları, 2’sine ise kendi bilmez kişiler sebebiyet verdi. Şiddet olaylarının bizzat hasta ve hasta yakınları tarafından gelmesi, sağlık çalışanlarını derinden yaralarken, aynı zamanda nitelikli sağlık hizmetinin verilmesini de aksatmaktadır. Kasım ayında 17 şiddet vakasının 15’i hem sözlü hem fiili, 2’si sözlü olarak vuku buldu. Şiddet olaylarının en çok yaşandığı yer yine hastaneler oldu. 14 şiddet olayı hastanelerde cereyan ederken, 2 olay aile sağlığı merkezlerinde, 1 olay ise sahada yaşandı. Ay boyunca 6 doktor, 6 sağlık çalışanı, 6 güvenlik görevlisi, 3 hemşire, 3 ATT ve 1 idareci şiddete maruz kaldı. Branş ve görev ayrımı yapmayan şiddet, cinsiyet ayrımı da yapmadı. 3’ü kadın, 22’si erkek olmak üzere 25 sağlık çalışanı şiddet mağduru oldu. Kasım ayı boyunca yaşanan şiddet vakalarına sebebiyet veren 26 saldırganın 13’ü hakkında herhangi bir işlem yapılmadı. Gözaltına alınan 6 saldırgan serbest bırakılırken, 4 saldırgan hakkında ise soruşturma başlatıldı. 1 saldırgan yöneticileri tarafından görevden uzaklaştırıldı. Saldırganlardan sadece 2’si tutuklandı. Adli mercilerin sağlık çalışanlarına yönelik şiddet kararları her ay olduğu gibi bu ay da tepkilere neden oldu. Eski Milletvekili Kazım Ataoğlu ile kardeşi Hasan Fehmi Ataoğlu’nun yargılandığı “görevli doktora tehdit ve hareket” davasında, sanıklara 440 TL adli para cezası verildi ve bu ceza erteledi. Malatya’da yaşanan bir olayda ise acil serviste görevli doktor ile sağlık çalışanını darp etmesine rağmen mahkemece serbest bırakılan saldırgan, sosyal medyadaki tepkiler üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı kararıyla tekrar gözaltına alındı. Saldırgan çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Adli mercilerin bu ve benzer uygulamaları, sağlık çalışanlarının adalete olan güvenini sarsmaktadır. Elbette bu tür adli uygulamalar, saldırganları daha da cesaretlendirmektedir." İfadelerine yer verdi.

Şiddet raporu ile ilgili farkındalık kampanyasının başlatılması gerektiğini ifade eden Saatcı;" “2021 Sağlık Çalışanları Yılı’ ama sağlık çalışanlarına şiddet bir türlü önlenemiyor. Yılın son günlerini yaşamamıza rağmen şiddet her geçen gün sağlık çalışanlarını daha fazla tehdit ediyor. Hastane koridorları her gün yeni olaylara, yeni faillere ev sahipliği yapıyor. En acısı da bu olaylara karşı toplumsal farkındalığın oluşmamasıdır. Hayatın her alanında şiddete karşı bir farkındalık kampanyası acil olarak hayata geçirilmelidir. Siyasetçi, sanatçı, yazar, sporcu gibi kitleler nezdinde rol model olan kimseler, kullandığı ifadelere dikkat etmeli, sağlık çalışanlarını hedef haline getirmemelidir. Çünkü sağlık çalışanları, can kurtarmak gibi kutsal bir meslek icra ediyorlar. Bakanlığın bir an önce sağlıkta şiddete karşı bir duyarlılık kampanyası oluşturması elzem hale gelmiştir. Yapılacak bir kampanyada Sağlık-Sen olarak elimizi taşın altına koymaktan asla geri durmayacağımızın bilinmesini istiyoruz.” Dedi.