Sağlık Sen Çorum Şube Başkanı Ahmet Saatcı 2021 Yılı Sağlıkta Şiddet Raporu ile ilgili yayınladığı mesajında şu ifadelere yer verdi;

"Yıllardan beri sağlık çalışanlarının en önemli sorunları arasında yer alan şiddettin, pandemi süreciyle birlikte yüksek öncelikli mesleki risk seviyesine tırmandığını belirten Saatcı, "Branşı veya görevi ne olursa olsun sağlık çalışanlarının tamamı mesleki yaşamlarını şiddetle burun buruna geçirmektedir. Her gün yeni bir şiddet haberi gündem olmaktadır. Yıllardan beri sağlık çalışanlarının en önemli sorunları arasında yer alan şiddet, pandemi süreciyle birlikte yüksek öncelikli mesleki risk seviyesine tırmanmış bulunmaktadır."

Şiddet uygulayanların ezici çoğunluğunun hasta ya da hasta yakınlarından oluştuğuna ifade eden Saatcı, "Bu vahim bir durumdur. Bıçaktan silaha, sandalyeden testereye, oraktan kolonya şişesine kadar her şey şiddet aracı olarak kullanılmaktadır. Sağlıkta şiddet deyip geçmemek lazım. 2021 yılında çok şükür yaşanmadı ama önceki yıllarda maalesef hayatını kaybeden sağlık çalışanları oldu. Geride bıraktığımız yıl içindeyse, ağır bir şekilde yaralananlar, uzun süreli travma nedeniyle meslekten ayrılanlar, aylarca klinik ya da psikolojik tedavi görenler oldu. O nedenle de meseleye ciddiyetle yaklaşılması gerektiğini savunuyoruz. Peki, bu şekilde yaklaşılıyor mu? En kestirmeden cevap vermek gerekirse; hayır. Çünkü şiddet olayları azalmıyor, her geçen gün artıyor. Günlük, olay bazlı anlık tepkilerin dışında ortada ne bir çözüm stratejisi var ne de çözüm gayreti. Engelleyici, önleyici ve korumacı politikalar bir an önce hayata geçmeli. Sorunun toplumsal boyutu dikkate alındığında, bugünden yarına bir çözüm ortaya konamayacağının kuşkusuz farkındayız. Ancak her zaman ve her koşulda, sorunun üzerine kararlılıkla gitme iradesinin gösterilmesi hem sağlık çalışanlarını umutlandıracak hem de toplumda farkındalık oluşmasına zemin hazırlayacaktır. Kuşkusuz sorunun nihai çözümü, toplumda oluşacak farkındalığın zirveyi görmesi ile mümkün olacaktır. Ülke genelinde seferberlik başlatılmalıdır. Sağlık Bakanlığı’nın ülke genelinde seferberlik başlatılmasına ön ayak olması gerekir. İlgili bakanlıklardan sivil toplum kuruluşlarına, medya organlarından aydınlara kadar ülkenin tüm dinamiklerinin bu seferberliğe dahil edilmesi gerekir.

Hakim ve savcılara, sağlıkta şiddetin ne manaya geldiğinin iyi anlatılması gerektiğine vurgu yapan Saatcı,“Adalete olan güven sarsılıyor. Savcıyla tartışan bir maganda hemen hapsi boylarken, hastanede terör estiren bir maganda elini kolunu sallayarak dışarıda geziyorsa ortada çok ciddi bir sorun, çok ciddi bir çelişki, çok ciddi bir çifte standart var demektir. Oysa yasalar, bu çelişkiye imkan vermiyor. Demek ki ortada bir uygulama sorunu var. Bu sorun ortadan kalkmadığı sürece de sağlık çalışanlarının adalete olan güveni sarsılmaya devam edecek demektir. Sağlık emekçilerinin “Sağlık Çalışanları Yılı” ilan edilen 2021’i şiddetin gölgesinde geçirmişlerdir. Son günlerde yaşanan şiddet olaylarının 2022 yılının çok daha kötü geçeceği anlamına gelebilir. Sorunları çözmek hükümetin öncelikli görevleri arasında olmalıdır.”

Sağlık çalışanlarının sorununun şiddetten ibaret olmadığına dikkat çeken Saatcı, “Aşırı iş yükü, ücret adaletsizliği ve yetersizliği, uzun çalışma süreleri, istihdam yetersizliği, malpraktis gibi sorunlar da sağlık çalışanlarının canını yakıyor, yakmaya da devam ediyor. Temennimiz bu sorunların bir an önce son bulması. 2022 yılında sağlık çalışanlarının her açıdan gün yüzü görmelerini arzu ediyoruz. Bunun için bir an önce hem şiddet sorununa hem de diğer sorunlara neşter vurmak gerekmektedir. Başta şiddet olmak üzere bu sorunlarla yaşamak sağlık çalışanlarının kaderi değildir, olmamalıdır. Sorunlarını çözmek, yüklerini hafifletmek, yüzlerini güldürmek Bakanlığın ve Hükümetin en öncelikli görevleri arasında olmalıdır.”

2021 Yılı Sağlıkta Şiddet Raporu’nun verilerini paylaşan Saatcı, "Yılın son ayı olan Aralık’ta şiddet olaylarının tavan yaptığını hatırlattı. Aralık ayında 31 şiddet olayı yaşanmıştır. 57 saldırganın neden olduğu olaylarda 50 sağlık çalışanı mağdur olmuştur. Aralık ayı verileriyle birlikte 2021 yılı boyunca 190 şiddet olayının vuku bulmuştur. 364 saldırganın gerçekleştirdiği olaylarda 316 sağlık çalışanının şiddet kurbanı olmuştur. Yıl boyunca yaşanan 190 şiddet vakasının 143’üne hasta ve hasta yakınları neden oldu. Yani sağlıkta şiddet olaylarının yüzde 75’inin baş faillerini hasta ve hasta yakınları oluşturmaktadır. Hep söylediğimiz gibi bu trajik durum, nitelikli sağlık hizmetini sekteye uğratmakta, hasta – çalışan ilişkisine ve güven ortamına darbe vurmaktadır. Bunlara ek olarak, 13 şiddet olayında idareci pozisyonundaki kimseler yer alırken, 34 olaya magandaların imza attığını görüyoruz. 190 şiddet olayının 162’si hem sözlü hem fiili, 22’si sözlü, 5’i mobbing, 1’i ise taciz şeklinde cereyan etmiştir. Yıl boyunca yaşanan olaylarda şiddetin adresinin çoğu zaman hastaneler, özellikle de acil servisler olduğunu görüyoruz. 12 ay boyunca vuku bulan 190 şiddet olayının 146’sı buralarda yaşandı. Öte yandan 13 olay aile sağlığı merkezlerinde, 31 olay ise saha çalışmaları esnasında meydana geldi. Sahada meydana gelen olayların mağdurlarının çoğunlukla 112 çalışanları olduğunu belirtmek isterim. En çok şiddete maruz kalanlar ise hasta ve hasta yakınları ile en çok muhatap olanlar yani doktor ve hemşireler. 2021 yılında 92 doktor ve 59 hemşire şiddet olaylarının mağduru oldu. Mağdurların; 50 güvenlik görevlisi ve 46 112 çalışanı ve 69 da diğer sağlık çalışanı şeklinde sıralandığını görüyoruz. Geçtiğimiz yıl 124 saldırgan hakkında herhangi bir işlem yapılmazken, 135 saldırgan gözaltına alınıp serbest bırakıldı. Sadece 41 saldırgan tutuklanırken, 3 saldırgana ise para cezası verildi. Geri kalanlar hakkında da adli soruşturma başlatılmıştır. Bu tablo, yargının, sağlıkta şiddet uygulayanlara oldukça müsamahakar yaklaştığını apaçık bir şekilde ortaya koymaktadır.”

2021 yılı verilerinin Sağlık-Sen’nin tespit ettiklerinden oluştuğuna dikkat çeken Saatcı, “Gerçekte yaşanan şiddet olaylarının bu rakamların çok daha üstünde olduğunu biliyoruz. Elbette bu hakikati Bakanlık da biliyor. Bu da şu demek oluyor; acil önlem alınmadığı taktirde, sağlık çalışanlarını tehdit eden şiddet sorunu, sistemi kilitlemeye yönelik bir sorun olmaya doğru hızla ilerliyor. Kararlı çözüm iradesinin ortaya konmadığı her gün 1 milyon sağlık çalışanına zarardır, millete zarardır, Türkiye’ye zarardır.”