Sağlık konusunda söylenmedik söz var mı bilmem? Her yıl mevsim geçişlerinde grip rahatsızlığına yakalanan insanımız az değildir. Grip rahatsızlığına çoğumuz yakalanmışızdır, kimimiz şiddetli yaşamıştır, kimimiz de hafif şekilde atlatmışızdır.
İnsanoğlu olarak başımıza gelmeyen birçok konuda olduğu gibi,  gribe yakalandım rahatsızım dediğinizde hafife alınır veya alırız. Griple ciddi anlamda boğuşmuş biriyle karşılaşırsanız "inanıyorum, aynısını bende yaşadım "der.
Size ve sizin yaşadıklarınıza inanır.
Çoğumuzun temelde ki görüşü "griptir" ne olacak geçer düşüncesine hâkimizdir. Bazen soğuk algınlığı türlerinde ki hastalıklılarına bakışı açımız "basit hastalıktır" "adam o ne ki" "ondanda yatılır mı?" dediğimiz anlar olmuştur.
İşte Allah kimseyi hastalıkla imtihan etmesin  "öyle dendiği gibi değil".
Soğuk algınlığını bu kadar abartmayın, tedavisi var. Alırsın ilaçları, akşam yatar, sabah kalkarsın diye de çok basite indirgeme yönümüzde mevcuttur. Çalışıyorsanız arkanızdan yapılan kritik ve düşünceleri duymadığınıza şükredersiniz.
Hakikaten soğuk algınlığı hastalıkları veya üst solunuma bağlı rahatsızlıklar çok mu önemsizdir? Görüşler ve durumlar kişilere göre değişse de, bünyeden bünyeye ve insanımızdan insanımıza değişiklik arz eder.
Geçmiş yıllarda futbolcuların saha içi performansının düşüklüğünü soğuk algınlığı rahatsızlığını dillendirenlere" hadi canım" ne kadar basit rahatsızlık demişimdir. Olacağı soğuk algınlığı, o kadar para alan kişiler bu kadar da,  nazik olmamalı dediğimde olmuştur.
Gazetelerden takip ettiğim yazarlardan bazıları,  köşesiyle alakalı yazı işlerinin notunu görürsünüz "yazarımız rahatsızlığından dolayı yazısı elimize ulaşmamıştır"  bilgisiyle karşılaşırız. Okuyuculardan kimileri yazarın rahatsızlığı nedir acaba diye de merak eder?
Yazamaya başladığında, ilkyazsının konusu rahatsızlığını anlatmak olur. Okuduğunuzda da soğuk algınlığı olduğunu öğrenirsiniz. Tuhaf gelir çoğumuza. Bu kadar da "insan nazik olmaz" bile denir.
Yıllar önce arkadaşlardan biri ben rahatsız olmanın ne demek olduğunu bilmezdim. Kendi başıma gelince insanları anladım demişti. Kendimde rahatsızlık yaşadığımda gitmedik doktor bırakmamıştım dediği hala kulaklarımda sesi.
Ondan önceleri insanlar" rahatsızım diyerek birilerini aldatıyor mu diye de kuşkulanırdım demişti". İnsanlar bilmediklerinin düşmanı, tanımadıklarının muhalifi, önyargılıysa da dedikoducusudur.
Taraflı bakış açısı ölçüsüne sahipse, hep insanlar mazeret üretirler. İnsanın yaradılışına ters yaşantı beklenir çoğumuzdan. Rahatsız olan insanın hastalıklarına kararı ehli olan doktorlar vermektedir.
Kuş gribinden, Çin gribinden vefat edenleri yaklaşık on gündür anlamış oldum. Futbolcunun futbol maçında kadroda olamamasını, yazarların ekmek tekneleri olan köşe yazılarını niçin yazamadıklarını da bu süreçte anlamış oldum.
Etrafınızda gribim, üşütmüşüm, üst solunum yollarından rahatsızım diyenlere, dudak bükme yerine dua edin, dua etmeye niyetiniz yoksa amel defterinizi karartmayın.
Salgın var demişti bazıları, hafiften acaba demiştim, dilimin cezası mıdır, nedir? Anlamadım. Gülme komşuna gelir başına gibi oldu ve on gündür atasözünün anlamını da yaşamış oldum. .
Adını sizler koyun, soğuk algınlığı deyin, grip deyin ciddi rahatsızlıklardanmış.
Önce sağlık, sağlığınıza duacıyız diyenlere "âmin" denmeli, mümkünsüde ufakta olsa ikramda bulunulmalı. Hani biz insanları kaybedince kıymetlerini anlamış gibi yaparız, insanları da onun vaziyetine düşünce anlarız.
İşte grip, üst solunum yolu rahatsızlıkları da öyle geldi bana. Yaşamadan ne dense hikâye.
Ama Allah kimseyi gribin dehşetlisiyle imtihan etmesin.