Yanlış olan ne varsa artıyor, büyüyor
velakin bağıranların sesi duyulmuyor artık.
Bir savaş sahnesi izlerken, televizyonun sesini kapamaya
ve dudak okumaya benziyor sanki
Ya da uykuda inen bir karabasana…

Duydunuz mu millet!
Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünden de askeri sorumlu tuttular,
duydunuz mu?..
Hatta yarınlarda evinize hırsız girerse,
hatta mahalle bakkalının orda cinayet işlenirse,
hatta Türkiye Suriye’yle savaşa girerse,
hatta belki yeniden deprem olursa…
Asker, evet asker…

Duydunuz mu, yolsuzluktan Almanya patentli derneği,
Bir de onu soruşturan savcıların sürgün yediğini
Bir de “Ergenekoncu milletvekillerini”,
Mustafa Balbay’ı ve Haberal’ı
ve onların suçsuz olduğuna inanan hakimlerin de vurgun yediğini…
Ve ikinci 12 Eylül darbe referandumundan sonra
HSYK’nın ele geçirildiğini, Kenan Evren’e yapılan göstermelik sorguyu
..Ve duydunuz zilin sesini
Üç perdelik komediyi,
Giriş, gelişme ve balyoz gibi sonuç almayı…

“Nitekim”… “Binaenaleyh”… “Hamdolsun”…
Memleketin başına çorap örenlerin getirdiği noktaya,
Kurtuluş Savaşından daha fazla can alan teröre ödün verenlere,
Teröristleri Ankara’ya taşıyanlara, onları milletvekili yapanlara,
Terör liderini hapiste kahraman yapanlara,
2000’de uyuyan yılanı, 2011’de zil takıp oynatanlara
Sahte delillerle hukuksuzca Cumhuriyetçileri içeri atanlara,
% 50 verip veriştirenlere,
Akan şehit kanlarının vebali boynuna olanlara
İyi bakın onlara, onlara…

Tarih bir gün onları affetmediğimizi söylediğinde,
Şehitlerin, çocukların kadınların ve
onların annelerinin, babaların affetmediğini,
devletin de affedemeyeceğini söylediğinde,
Vicdanların affedemeyeceğini söylediğinde
ve tarih daha çok kanın akmasına neden olan
tavizcileri yargıladığında,
Evet, o çocuklar boş yere ölmüş olacaklar;
birileri sadece daha geç anladığı
ve öğrendiği için,
sadece…