O gün bugündür gözüme uyku girmiyor… Dünya’nın dertlerini bir kenara attık ve delinin delisi bir projeyi paylaşamayan siyasetçilerin atışmalarını izlemeye başladık… Aslında ben de biraz çılgın olduğumdan, kendimce alternatif projeler üretmeye başladım…
PROJE 1: AKP’nin ortaya attığı “çılgın kanal projesine” inat ŞİLE-PENDİK hattı arasında bir “teleferikli gökyüzü sistemi” oluşturulması… Nereden mi çıktı? Şile diye İstanbul’a bağlı bir ilçe var ama turizm ölmüş, esnaf kan ağlıyor; çünkü ulaşım yok… Geçen yaz kızımla gittik, perişan olduk. Yol, Pendik’ten oraya yaklaşık 4 saat sürüyor. Bu nedenle Şileliler de kendilerini ayrı bir bölgede gibi hissediyorlar ve genelde “İstanbul’a gittim/İstanbul’dan geldim” şeklinde konuşuyorlar.
Halbuki Pendik’ten direk hat olsa, taş çatlasa 1 saat sürer ama üstün zekalı devlet adamlarımız buna bir çözüm geliştirememişler… Pendik’ten önce Üsküdar’a (yani ters yöne), sonra Şile’ye giden çağdışı kalmış “özel halk otobüsüne” binmek zorundasınız. Ümraniye’de tıkanan trafikten sonra sağ kalıp ta Ömerli’ye varırsanız, yine geriye Pendik yönüne gelmiş olur, ondan sonra Şile’ye çıkabilirsiniz. Oysa ki Pendik-Ömerli-Şile hattına karayolu yapmayı beceremeyen devlet adamlarımız, hiç olmazsa gökyüzünde bir “teleferik hattı” oluştururlarsa, en geç yarım saatte Şile’ye varmış oluruz. (Sakın çılgın projemi kimse çalmasın!)
PROJE 2: İstanbul’un belli merkezlerinden, gökyüzüne yay şeklinde tırmanan yollar yapılabilir. Bu projemin adı “örümcek projesi”dir. Örneğin, Kadıköy’den Anadolu yakasındaki diğer ilçelere, şöyle örümcek ağı şeklinde havaya uzanıp inen yollar yapılsa ve araçlar gökyüzüne alınsa, aşağıdaki yayalar büyük ölçüde rahatlar. Üstelik gökyüzünden yolculuk eden vatandaşlarımız, İstanbul’u kuş bakışa izleme şansını da yakalar.
PROJE 3: Trafikten bunalan ve uçuş korkusu olmayan vatandaşın sırtına bir “uçuş tüpü” bağlanabilir. Malum, uzay çağındayız… Havada infilak etme riskine karşın da sırtına yedeğe bir paraşüt filan da takılabilir. Uçuş merakı olanlar buna bayılabilir. Belli olmaz, havada evlenenler bile çıkabilir…
Demek ki insan isteyince gerçekten delirebiliyor, delirdikçe de “çılgın projeler” üretebiliyormuş. Papağan gibi Başbakanın ağzından her çıkana “doğru-iyi proje-ben beğendim” diyen kopyacılar, biraz orijinal olup kendi projelerini üretebilirler…
Ayrıca İstanbul’un doğal güzelliklerini ve tarihi dokusunu çiğneyip, deprem bölgesine koca bir gedik açmayı düşünen zeka küplerine yenileri de eklenebilir… Bir yandan Boğaziçi’ne köprü yapıp ulaşımı sağlamak için karayolu oluşturmaya çalış, ondan sonra da AÇ KANALI ve bütün halindeki toprağı ikiye böl; ardından onun üstüne de üç beş köprü yapıp ihalecileri zengin et… Aklınıza şaşayım…