Büyük Zafer’in 94. Yılı olan 30 Ağustos Zafer Bayramı, tüm yurtta olduğu gibi Çorum’un Osmancık ilçesinde de törenle kutlandı.
30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla Osmancık Atatürk Anıtı’nda resmi tören düzenlendi.
Törene Osmancık Kaymakamı Önder Çengel, Belediye Başkanı Hamza Karataş, İlçe Jandarma ve Garnizon Komutanı J. Yüzbaşı İrfan Kıymaz, Osmancık Cumhuriyet Savcısı İsmail Boncuk, İlçe Emniyet Müdürü Adem Yüce, AK Parti Osmancık İlçe Başkanı Cafer Karlı, CHP Osmancık İlçe Başkanı Sadık Eker, MHP Osmancık İlçe Başkanı Satılmış Karatağ, daire amirleri ve müdürleri, mahalle muhtarları, gaziler ile vatandaşların katıldığı program, Atatürk Anıtına çelenk sunulması ile başladı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasının ardından günün anlam ve önemini belirten konuşmayı J. Kıdemli Astsubay Çavuş Abdullah Sözen yaptı.

‘BÜYÜK ZAFER KUTLU OLSUN’
Sözen konuşmasında, “Ebedi Başkomutanımız Yüce Atatürk’ün önderliğinde kazandığımız büyük zaferin 94’ncü yıl dönümünü coşkuyla kutlamanın heyecanı içindeyiz. Bu büyük zafer, yüce Türk Ulusuna ve onun kahraman ordusuna kutlu olsun” dedi.
Türk tarihinin en görkemli zaferlerinden birisi olarak kabul edilen 30 Ağustos zaferinin “bağımsızlık” hedefine kitlenmiş bir ulusun, yokluk içinde olmasına rağmen, azim ve kararlılıkla, karşısında ki büyük gücü eriterek askeri açıdan ulaştığı son noktayı ifade ettiğini vurgulayan Abdullah Sözen şöyle dedi:
“Muharebe meydanında bir destan yaratarak tüm dünyanın gözlerini kamaştıran Türk ordusu, bu zaferle tarihte yeni bir sayfa açarak Türk kurtuluş savaşının öyküsünü unutulmayacak eserler arasına sokmuştur.
Öyle ki bu zaferin etkileri, bölgesel sınırları aşarak, küresel bir nitelik kazanmış, Türk kurtuluş savaşının öyküsü başka ulusların yönetimi altında ezilen diğer ulusların fertleri arasında da elden ele, dilden dile dolaşarak, bağımsızlık mücadeleleri için bir esin kaynağı olmuştur.

‘MAZLUMUN ZALİME KARŞI ŞAHLANIŞI’
Bu sıradan bir mücadele değil, milli mücadeledir. Zulme, haksızlığa karşı bir direniş, mazlumun zalime karşı bir şahlanışıdır.
Milletlerin kaderi üzerinde çok önemli tesirleri olan bazı hadiseler vardır. İşte 30 Ağustos zaferi de bunun eşsiz bir timsalidir.
Atatürk’ün ifadesiyle, ‘muharebe nihayet meydan muharebesi, yalnız karşı karşıya gelen iki ordunun çarpışması değildir. Milletlerin çarpışmasıdır’ Gerçekten de Türk milleti milli mücadele de bütün varlığını, maddi ve manevi bütün imkanlarını ortaya koymuştur.
Hayali emellerini gerçekleştirmek için Anadolu’ya giren, vatanımızı işgal ederek, yok etmek isteyenler, muhataplarına büyük bir millet olduğunu unutmuşlardı.
Çünkü bir memleketi işgal ederek, o memleketin asıl sahiplerine hakim olmak asla mümkün değildir. Bir millet ki zapt olunmaz bir ruha, eğilmez bir azim ve iradeye sahiptir. O millete hakim olmanın imkan ve ihtimali yoktur, ancak milletiyle bütünleşen bir ordu, böyle büyük bir zaferi sağlayabilirdi. Nitekim bu gerçeği işaret eden Mustafa Kemal Atatürk, 30 Ağustos 1928’de basına verdiği bir demeçte şöyle demişti: ‘30 Ağustos’ta sevk ve idare ettiğim muharebe Türk Milletinin yanımda bulunduğu halde idare ettiğimi ilk ve son muharebedir: Bir inan kendini milletle beraber hissettiği zaman ne kadar kuvvetli buluyor. Bilir misiniz bunu tarif zordur. Eğer ben açıklamakta zayıf kalırsam beni hoş görünüz’
Bu seferi takip eden süreç içerisinde Atatürk’ün yüzlerce yıl kendine özgü devlet geleneği ile yoğrularak büyümüş fakat bütün çabalara karşın zaman içerisinde tükenmiş bir imparatorluktan; yeni çağdaş, uygar ve laik bir Türk Devlet ve ulusu yaratması ve Cumhuriyetin ilanı en az Fransız Devrimi kadar önemli bir olaydır.
Atatürk’ün 57 yıllık kısa hayat süresi içerisinde gerçekleştirdikleri o günlerde yeterli toplumsal deneyim ve yetişmiş personel olmamasına karşın en çağdaş yönetim şekli olan Cumhuriyet’i kurması ve kökleştirme çabaları; Atatürkçü felsefenin halka dayanan, sürekli gelişmeyi, kendine ve halkına güvenmeyi ve pozitif düşünceyi esas alan dinamik karakterine öngörü yeteneği ile belirlediği somut hedefler sayesindedir ki; sağlıklı ve istikrarlı bir şekilde bu günlere ulaşabilmiş ve Avrupa Birliğini oluşturan müreffeh devletlerin sınıfına girme ve muhasır medeniyetler seviyesine ulaşma yolunda önemli adımlar atmıştır.
Türk ulusunun büyük zaferinin 94. Yılını kutladığımız bu kutlu günde vurgulamak isterim ki, Türk Silahlı Kuvvetleri gelecekte de; çağın şartlarında ve yaşamakta olduğumuz değişimden kaynaklanacak reformları zamanında yaparak Türkiye Cumhuriyeti’nin temel niteliklerini yürekten bağlılığı, özgün disiplini, köklü gelenekleri, dramatik, itidalli, kararlı yaklaşımı, güçlü temsili ve modern yapısı ile bir taraftan ülkemizdeki huzur ve istikrarın sürdürülmesine; diğer taraftan bölgesel üstünlüğümüzün idamesine ve dünyanın çeşitli bölgelerindeki ulusal menfaatlerimizin korunmasına katkılarda bulunmaya devam edecektir.
Bu duygu ve düşüncelerle; bütün bu başarının mimarı ulusumuzun ebedi önderi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk başta olmaz üzere bu eşsiz zaferin elde edilmesinde emeği geçen Türk Silahlı Kuvvetlerinin tüm mensuplarını Yüce Milletimizin isimsiz kahramanlarını, vatanı ve ulusu uğruna seve seve canını feda eden aziz şehitlerimiz rahmetle anarken kahraman gazilerimize minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz. Ulusumuzun 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı yürekten kutluyoruz”

ÇENGEL KUTLAMALARI KABUL ETTİ
Yapılan konuşmanın ardından program Kaymakam Önder Çengel’in makamında tebrikleri kabulü ile devam etti. Programa protokol üyeleri, siyasi parti temsilciler, sivil toplum kuruluşları temsilcileri daire amirleri ve gazileri katıldı.
Kaymakamlık’taki programın ardından protokol üyeleri Osmancık ve köylerindeki şehit ailelerini ziyaret etti. (Selma Çetindere)