Bu çalışmada Eğitim Bilişim Ağı (EBA) alt yapısının yeterli olmadığının görüldüğü, bu durumun eğitimde özel okulların yaygınlaştırılmasıyla ortaya çıkan eğitimde fırsat eşitsizliğini daha da derinleştirdiği belirtildi.

Açıklamada ayrıca okulların kademelide olsa açılırsa eğitim sürecinde, okullara erişimde ve okulda öğrenciler ve eğitim çalışanları arasında pandeminin yayılmasını önleyici bütün tedbirlerin alınmasının önceliğin insan sağlığı olduğu hususunun göz önünde bulundurularak sağlanması gerektiği vurgulanarak, şu ifadelere yer verildi:

''Covid-19 virüsünün dünyayı etkisi altına alarak pandemiye dönüşmesinin ardından Mart 2020’den itibaren tüm dünyada okullar kapatılarak uzaktan/online eğitimle sürdürülmeye çalışılmaktadır. Ülkeler; teknolojik kapasitelerine, öğretmenlerin teknolojik yeterliliklerine, öğrencilerin internete erişim durumlarına göre senkron (eş zamanlı) ve senkron olmayan yöntemlerle; sosyal medya araçları, radyo ve televizyon, dijital platformlar ve uygulamalar ile uzaktan/online eğitimlerini sürdürmektedirler.

Bazı ülkeler uzaktan eğitim sürecinin daha verimli olması için bilgisayar ve tablet dağıtımı, ücretsiz internet, bant genişliği artırma, ailelere eğitim desteği sağlama, sivil toplum örgütleri ve özel kuruluşların desteğini alma gibi imkânlar ortaya koymuşlardır. Bu süreçte bireylere sunulan uzaktan eğitim hizmetinin niteliğinin ülkelerin var olan gelişmişlik düzeyleri ve teknolojik alt yapı düzeyleri ile doğru orantılı olduğu bariz bir şekilde görülmüş oldu. Nitekim Türkiye’de teknoloji temelli uygulamaların eğitim ortamlarına entegre edilmesi amacıyla uzun yıllardır sürdürülen FATİH projesinin tam manasıyla amacına ulaşmadığı ve Fatih projesinin bir uzantısı olarak kabul edilebilecek nitelikteki Eğitim Bilişim Ağı (EBA) alt yapısının yeterli olmadığı görüldü.

Sosyoekonomik düzeyi yetersiz aileler, çocuklarının uzaktan eğitime erişimlerini sağlayacak teknoloji desteğini onlara sağlayamazken, sosyoekonomik düzeyi yüksek aileler her türlü imkanı çocuklarına sunabildi. Bu durum eğitimde özel okulların yaygınlaştırılmasıyla ortaya çıkan eğitimde fırsat eşitsizliğini daha da derinleştirdi.

Çözüm olarak evlerinde internet erişimi, bilgisayar, tablet ya da telefon olmayan çocuklara uzaktan eğitimde oldukça eski bir ajan olan televizyon aracılığıyla destek sağlanmaya çalışıldı. Bu imkanların televizyon dahil hiçbirisine sahip olmayan çocuklar ise uzaktan eğitim sürecinin dışına itilmiş oldu. Eylül 2020‘den itibaren ülkelerin okulları yeniden açma girişimlerine hız vereceği beklenmektedir. Türkiye’de ise 31 Ağustos 2020’de online eğitimle başlayan süreç 21 Eylül 2020’den itibaren aşamalı ve seyreltilmiş olarak okullar açılarak devam ettirilecektir.

Okulların açılması veya eğitimin uzaktan sürdürülmesi kararları verilirken; öğrencilerin sağlığını ve geleceğini koruma arasındaki hassas dengenin çok iyi gözetilmesi gerekmektedir. 2020 yılı Eylül ayı itibarıyla pandeminin görünümü ve önümüzdeki aylardaki seyri Türkiye’de okulların açılması konusunda iki senaryo ortaya çıkarmaktadır. (1) Eğitimin tamamıyla uzaktan eğitim aracılığıyla sürdürülmesi. (2) Okulların kontrollü olarak açılması.

Birinci senaryonun gerçekleşmesi durumunda uzaktan eğitim sürecinden etkin olarak faydalanamayan ailelere sağlanacak teknoloji ve internet erişimi desteği hayati öneme sahiptir. Ayrıca uzaktan erişim desteği sağlayan EBA gibi uygulamaların daha da geliştirilerek aynı anda yoğun çoklu girişlerde erişimde yaşanan alt yapı kaynaklı (bant sorunları) sorunların çözülmesi gerekmektedir.

Şayet ikinci senaryo gerçekleşir ve okullar kademelide olsa açılırsa eğitim sürecinde, okullara erişimde ve okulda öğrenciler ve eğitim çalışanları arasında pandeminin yayılmasını önleyici bütün tedbirlerin alınması önceliğin insan sağlığı olduğu hususu göz önünde bulundurularak sağlanmalıdır.''