Aslında kamu tarafından bilinen ancak kamuoyu tarafından fikir yürütülen en önemli istatistiğin, EYT’lilerin sayısı olduğuna değinen Ölçer, " TBMM’de yapılan tartışmalarda, muhalefet tarafından zikredilen rakam 700.000 civarında EYT’li olduğudur. Ancak, SGK tarafından Cumhurbaşkanımıza sunulan raporda ise 4.A, 4.B, 4.C’liler dahil yaşı bekleyen toplam çalışan sayısının 6,3 milyon olduğu ve 1999 öncesi şartlarına göre EYT Kanunun çıkması durumunda hemen emekli olabilecek sayının 1.3 milyon kişi olacağı belirtilmiştir. Evet, yaklaşık 1,3 milyon kişi EYT yasası çıkarsa hemen emekli olabilecek durumda gözüküyor. EYT Mağdurları sayısı, sadece ve sadece 13.686’dır" dedi.

EYT MAGDURU MİLYONLARIN SOKAĞA ÇIKMASI ENGELLENECEK

Ölçer, yaptığı açıklamada, salgının en çok EYT’lileri vurduğunu belirterek, 45-50 yaş aralığında olan bu insanların iş bulmakta zorlandığını ifade etti.

EYT’lilerin iş bulmak için sürekli dışarıda olduğunu ya da günlük işlerde çalıştığını ifade eden Ölçer, “Şu dönemde EYT’lilerin haklarının verilip emekli edilmesi salgın riskini de azaltır. Sayıları milyonları bulan bu insanlar gelirleri olmadığı için dışarıdalar. Çoluk çocuklarına ekmek götürmek için dışarıda çalışmaları gerekiyor. Eğer hakları verilip emekli edilirlerse, milyonlarca insan evde kalacak. Aslında bu dönemde devletin tam istediği şey. Bu şekilde salgın riski de azalacak.” diye konuştu.

EYT’lilere hakları verilip emekli edilmesinin bütçeye yük gibi görünse de aslında dünyayı kasıp kavuran bu salgın döneminde iktidar için bir avantaj olacağını vurgulayan Ölçer, “Bu insanlar iş bulmak için, çalışmak için dışarı çıkmasalar belki salgına yakalanmayacaklar. Bu şekilde hasta olmayacaklar ya da hastalığı yaymayacaklar. Bu gün Covid-19 tedavisi epeyce pahalı ve zahmetli bir hastalık. Bu şekilde bu insanlar evde kalınca salgın riski azalacak. Devlet bu insanlara tedavi masrafı yapmaktan kurtulacak. Ayrıca hastanelerin yoğunluğu azalacak. Yoğun bakımlar rahatlayarak belki birçok insanın da hayatı kurtulacak" dedi.

Ölçer, EYT’lilerin zaten emeklilik hakları olduğunu dile getirerek şu bilgileri verdi:

“8 Eylül 1999’dan önce, erkekler 25 yıl, kadınlar da 20 yıl çalışma süresi ve 5 bin gün pirim ödemeleri halinde emekli olabiliyordu. 8 Eylül 1999’da yürürlüğe konan 4447 Sayılı Yasa ile buna bir de yaş şartı eklendi. Hukukun temel kurallarından biri kanunların geriye işletilemeyeceği. Ancak ne yazık ki Türkiye’de işletildi ve milyonlarca insanın bu şekilde emeklilik hakları gasp edildi. Türkiye'nin uzun yıllardır kanayan bu meselesi salgın döneminde çözülebilir. Bu da Türkiye'nin ve toplumun sağlığı açısından son derece faydalı olur."