Bugün sizlere okullarımızın ne kadar kolay girilip çıkılabilir olmasından, hiçbir güvenlik önleminin alınmayışından Allah'a emanet çalıştığımızdan bahsetmek istiyorum. Öğretmenlik mesleğinde 14.yılım zaman zaman benimde güvenlik olmayışından dolayı zorda kaldığım anlar oldu. Hatta bir defasında İzmir'de bir köyde görev yaparken bundan 10 yıl önceydi bir velimiz okulu basıp üzerime yürüyüp tehditler savurmuştu. Hem erkekti hemde benim iki katim bir cüsseye sahipti. Okulda 14 öğretmendik ve 12'si bayandı. Araya Müdür Bey'in girmesiyle halen sağ salim aranızdayım yani. Bu ve bunun gibi hatta daha acı biten olayları yaşıyoruz biliyorsunuz. Öğrenci zayıf not verdi diye kızar öğretmen bıçaklar, veli çocuğun gazıyla gelir öğretmen döver, öğrenci okulda arkadaşını döver vs. Okulların toner, hizmetli,su deterjan vs problemlerini geçtim en önemlisi güvenlik ve sağlık eksiği. Biliyorsunuz çoğunuz anne babasınız bazen evde 2 çocuk bile koşup oynadığında ev kazaları yaşanır. Büyük bir ev düşünün içinde bin çocuğun olduğu, ikibin çocuğun olduğunu ve bunların koşup oynadığını ve oluşabilecek kazaları. Acil servise en çok gelen hasta ev kazalarından gelenlerdir. Okulda bizim ve sizin evlatlarınızın evidir. İlk yardım konusunda ne denli bilinçli bir ülkeyiz malum bir kaza olduğunda karga tulumba yaralıyı kucaklayışımızdan belli. Koşup merdivenden yada korkuluktan düsen, eğilip camdan düsen, kapıya, kalorifere basını çarpan vs vs okulda olan her kötü olayı o günün nöbetçi öğretmenine yüklemek ne kadar doğru? Ne kadar çözüm? Mesele bir suçlu tayin etmek mi? Yoksa faydalı olmak çözüm bulabilmek mi? Onlar bizim evlatlarımız onlar bizim geleceğimiz ve onları korumak bizim görevimiz... Elini kolunu sallayarak okula sınıfa girebilen silahlı, bıçaklı şahısların öğrenci veya öğretmen ne isterse seçip alması istediği şiddeti çok rahat uygulaması 2015 yılının Türkiye'sinde vahim ve ürkütücü bir durum... Eğitime, eğitimciye ve öğrenciye en önemlisi de insana değer verilen güzel günler görmek dileğiyle...