Dilenciler: El açıp insanlardan maddi anlamda bir şeyler isteyen kimseler.
 İnsan psikolojisini çok iyi bilen bu kimseler, dini hassasiyetleri ve insanların zayıf noktalarını çok iyi kullanırlar. Zeka seviyeleri hayli yüksek olmaları hasebiyle beden kas gücünü kullanarak çalışmak yerine ikna kabiliyetlerini kullanarak para kazanma yöntemini tercih ederler.
Özellikle Ramazan aylarında sayıca artış gösteren bu meslek erbabı kimseler, daha Bismillah ilk iftarı açmadan kapı kapı gezmeye başlarlar. Caddede, sokakta, kapı ağzında, cami önlerinde hemen her yerde karşınıza çıkabilirler. 
Kapının önüne kocaman yazmışsınızdır, “apartmana seyyar satıcı ve dilencilerin girmesi yasaktır” diye, fakat kuralların çiğnenmek için var olduğuna inandıklarından, öyle janjanlı uyarı yazılarını falan pek dikkate almazlar. 
Ha bu arada, gardınızı alın diye söylüyorum, son zamanlarda otoparkçı gibi arabaların başında dilenmeyi bekleyenler olduğunu da anti parantez belirtelim. 
Dilencilerin kimisi çoluk çocuğuna bakamadığı için, kimisi aç olduğu için, kimisi de kendisinin veya bir yakınının ölümcül hastalığı olduğu için dilendiklerini iddia ederler. 
Dilenirken kullandıkları kalıplaşmış sloganvari başlıca kalıp cümleler şunlardır; 
Tek başına gördülerse; “Abi ALLAH rızası için şu fakire bir sadaka” veya “ALLAH ne muradın varsa versin”
Yanında kız arkadaşın, sevgilin veya eşin varsa; “ALLAH seni sevdiğine bağışlasın”
Çocuklarınla gördülerse; “ALLAH çoluğunu çocuğunu sana bağışlasın, acısını göstermesin”
Düşünsenize kolunuza sevgilinizi takmışsınız gidiyorsunuz. 
Dilenci size diyor ki, 
“ALLAH Seni sevdiğine bağışlasın, ALLAH Rızası için bir sadaka.”
Dilencinin ihtiyacı olmadığını da biliyorsunuz. Sağlığı sıhhati de oldukça yerinde. Pek tabi gidip çalışma imkanına sahip. Fakat çıkarıp birkaç lira da olsa para verme ihtiyacı hissediyorsunuz.
Neden mi?
Erkekliğe leke sürmemek veya kolundaki hanıma bir şeyler ispat etme ihtiyacı için.
Düşünsenize, dilenci istediği halde para vermediğiniz için kolunuzdaki hanımefendinin; 
 “ALLAH Seni sevdiğine bağışlasın dediği halde dilenciye para vermedin yoksa beni sevmiyor musun?” diye çıkıştığını. 
Yok artık demeyin örnekleri çok…
Dikkat edilmesi gereken nokta şudur ki; Hayır gerçekten ihtiyaç sahibine yapılmalarıdır. Dilenenler ihtiyaç sahibi değil mi diyebilirsiniz? Evet belki aralarında istisnalar olabilir ancak bugün devletin kurumları gerçekten ihtiyaç sahibi kimsellere her türlü desteği vermektedir. 
Dilencilerle ilgili olarak, bu kişilerin dolandırıcı veya zengin kişiler olduklarına dair bu güne dek sayısız haber izlemişizdir. Muhtemelen televizyon kanalları her Ramazan olduğu gibi bu Ramazanda da dilencilik konusuyla ilgili haber klasiklerine mutlaka değinecektir.
Dilencilik günümüzde adeta bir meslek haline gelmiş. Bugün dilencilerin üzerinde yüksek miktarlarda paralar çıkabiliyor. Adlarına kayıtlı banka hesaplarındaki birikimler dudak uçuklatabiliyor.  Her ‘Allah rızası için yardım edin’ diyene kanmamak gerekir. ALLAH Rızası diye diye toplumun dini hassasiyetlerinin istismarına müsaade edilmemelidir. Dilencilerle mücadele günümüzde toplumsal bir sorumluluk haline gelmiştir.
Tekrar görüşünceye dek hepinize saygılar…