Türkiye’de hemen hergün gündem değişiyor. Ne de olsa gündemi değiştirmekle övünen bir başbakana sahibiz. Bundan zevk alıyor. Son gündemi ise evlere şenlik;  “Ben de dinleniyorum, evimde ve çalışma ofisimde böcek bulundu” dedi. Bu kadar sıkı korunan bir başbakanın evine ve ofisine böcek konulması… Bir de ODTÜ olayında polise ettiği teşekkür var… Umarız bu teşekkür, işkence ve orantısız güç kullanma olaylarında, gündemi meşgul edecek düzeyde bir artışın meydana gelmesine zemin hazırlamaz…
Neyse, dedim ya gündem çok kalabalık, başbakana ise yetişmek çok zor. Ancak ben burada başka bir gündemden bahsetmek istiyorum. Gündemden düşmemesi gereken bir gündem; Yoksulluk! 
Yoksulluk, ülke gündeminde acı bir gerçek olmaya devam ediyor. İşte bir örnek: 
Kış günü terlikle ve okul önlüğüyle, köyünden 22 km. uzaklıktaki okuluna giden Siverekli Melek’in fotoğrafları, günlerce basında yer aldı. Haberi okuyan ya da izleyen çok sayıda vatandaş, yardım için harekete geçmiş.  Duyarlıdır bizim insanımız, haberi olunca es geçmez, hemen yardım elini uzatır. Peki ya haberdar olmadıklarımız?
Vatandaşların dışında, Melek’e, Siverek Kaymakamlığı da sahip çıkmış!
Ne hoş değil mi?
Vatandaşının yaşadığı diz boyu yoksulluktan bihaber olan kaymakamlık, basın sayesinde Melek’in durumunu öğreniyor ve ona sahip çıkıyor… 
Kaymakamlığa sormak gerekmez mi? 
Melek’e sahip çıkmanız için ille de basında haber olması mı gerekirdi? 
Peki ya belediyeler? Onlar ne işe yarıyor?
Muhtardan tutun da Cumhurbaşkanı’na kadar bu ülkeyi yönetenler, vatandaşlarının yoksulluğundan bihaber olabilirler mi? 
Türkiye’de kim bilir kaç Melek bu şekilde okula gidiyor...  Kaç Melek, geceleri yatağa aç giriyor... Kaç Melek’in babası işsiz… Ya da kaç Melek okula bile gidemiyor… Kaç Melek çocuk yaşta evlendiriliyor… Kaç Melek, tecavüze uğradığı için aile meclisince öldürülüyor…
Servet ve refahla şımarmış kodamanlar, devlet kadrolarını yandaş ve yoldaşlarına peşkeş çekenler, mal, para, altın ve döviz istifleyenler, milyon dolarlık havuzlu villalarında keyif çatanlar, lüks cipleriyle asfaltları ağlatanlar, gemicik üzerine gemicik alanlar, siyaseten zenginleşenler, yılbaşı balolarında boy gösterenler, köpük banyolarında kendilerinden geçenler; Sizler de Melek’lerin bu durumundan sorumlu değil misiniz?
“Komşusu açken tok yatan bizden değildir” diyen, bazı günler ve geceler aç gezen ve bir kez bile karnını buğday ekmeği ile doyuramadan bu dünyadan göç eden, O Muazzam İslâm Peygamberi’nin ümmeti böyle mi olmalıydı?
“Dindar nesil yetiştireceğiz” dayatmasıyla, İslâm Dini’ni  sadece “türban” dan ibaret zanneden, en alttan en üste kendisini Müslüman olarak nitelendiren tüm yöneticiler; Kur’an’ın onlarca ayeti ne diyor bilmiyor musunuz? 
İşte size birkaç ayet;
“Hayır, asla! Öksüze karşı cömert davranmıyorsunuz/Yoksulu yedirme konusunda birbirinizi özendirmiyorsunuz/Size kalan mirası derleyip, yedikçe yiyorsunuz/Malı pek çok seviyorsunuz.” (Fecr Suresi, 17-20)
“Ne vereceklerini sana sorarlar. De ki: Yapacağınız iyilikler, an baba, en yakınlar, öksüzler, yoksullar ve yolculara olur. Yaptığınız her iyiliği doğrusu Allah Bilir.”( Bakara Suresi, 215)
Bunları bilmemeniz mümkün mü? 
Peki, nasıl oluyor da bulunduğunuz yöredeki Melek’in yoksulluğundan haberiniz olmuyor? Yoksa millet aklını işletemiyor, yöneticilerini seçemiyor mu? 
“Doğrusu, Allah size, işleri ehil olana vermenizi ve insanlar arasında hüküm verdiğiniz zaman adaletle hüküm vermenizi emreder. Doğrusu, Allah size ne kadar güzel öğüt veriyor. Doğrusu, Allah işitmektedir, görmektedir.” (Nisa Suresi 58. Ayet.)
***
Yüce Kur’an daha ne desin?
Melek’lerin tokadını yiyen toplumlar, helâk olmaya mahkûmdurlar…

Bu vesileyle; Yoksulluğun gündemden düştüğü bir Türkiye’de yaşamak ümidiyle, yeni yılınızı kutlarım…
Kaynak: Prof. Dr. Hüseyin Atay. Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Çevirisi