Dergide Selçuk Esenyel’le yapılan röportaja Türkçe ve İngilizce olarak 11 sayfa yer verildi. “Korsanlarla müzakere ederken, sizden elde edebilecekleri en fazla çıkarı sağladıklarına inandırdığınız anda savaşı kazanıyorsunuz. Unutmamak lazım; onlar can için pazarlık ediyor ve bunu bir ticaret olarak görüyorlar. Korsanlara fazla ödeyeceğiniz her bir kuruş, orada bulunan veya oraya gidecek olan diğer tüm vatandaşlarımızı da büyük riske atar.” 13 Temmuz 2019 tarihinde, Paksoy I gemisi Nijerya açıklarında korsanların saldırısına uğradı. Korsanlar 18 kişilik mürettebattan 19’unu kaçırdılar, 8 mürettebatı gemide bıraktılar. Korsanlar ellerindeki 10 denizcinin canına karşılık fidye istiyorlardı. Türkiye günlerce bu denizcilerin hayatı için kaygılandı ve sonuçta denizciler sağ-salim kurtarıldılar. İşte bu 10 denizciyi korsanların elinden kurtaran, Çorumlu deniz hukukçusu Av. Selçuk Sencer Esenyel’di.

ESENYEL PAŞA’NIN OĞLU

1983 Ankara doğumlu olan Selçuk Esenyel, Çorumlu Emekli Tuğgeneral Ömer Esenyel’in oğlu, Çorum’un tanınmış sahafı Mustafa Gökgöz’ün de yeğeni. Hukuk öğrenimini Türkiye’de tamamladıktan sonra İngiltere’de yüksek lisans yaptı ve bir süre orada çalıştı. Yaklaşık 15 yıldır da deniz hukuku alanında çalışıyor. Esenyel & Partners Hukuk Bürosu’nun kurucu ortağı. Evli, bir kız çocuğu babası.

SEKTÖR DERGİSİNDE 11 SAYFA

Denizcilik sektörünün dergisi Turkey SeaNews, Çorumlu avukatı kapak konusu yaptı ve Nermin İstikbal Ocaklı’nın röportajına Türkçe ve İngilizce olarak tam 11 sayfa ayırdı. Röportajın girişinde, 2010 yılında İstanbul’da kurulan Esenyel & Partners’in büyük kentlerde ve çeşitli liman kentlerinde ofislerinin olduğu, 43 çalışanıyla kesintisiz sektörel hizmet sunduğu belirtiliyor. Av. Selçuk Esenyel ise, Paksoy I gemisinin Nijerya açıklarında saldırıya uğramasının ardından, armatörün Deniz Ticaret Odası’ndan yardım talebinde bulunduğunu, Oda’ya danışmanlık yaptığı için kendisine görev verildiğini, Afrika tecrübeleri nedeniyle bu konuda hiç tereddüt göstermeden Nijerya’ya gittiğini anlatıyor.

YÖNETİM KABİLELERDE

Selçuk Esenyel’in röportajda yer alan sözlerinden kısa özetler şöyle: “Nijerya’da öncelikle iyi bildiğim Lagos’a gittim. Oradaki arkadaşlarımla birlikte, bizim mürettebatımızın tutulduğu Bayelsa Eyaleti’ne geçtik. Operasyonu, Yenagoa kasabasından yürüttüm. Burası yerel kabilelerin kontrolünde, devlet otoritesinin olmadığı bir bölge. Sık ormanlarla kaplı ve düzgün kara ulaşımının olmadığı bölgede, ulaşım nehirlerden sağlanıyor. Nehirlerde de timsahlar ve yılanlar var. Normal telefonlar çekmediği için, uydu telefonları yoluyla korsanlarla temasa geçtik. Müzakere süreci çok zor ve adeta psikolojik bir savaş. Çeteyi, sizden elde edebileceği en fazla çıkarı sağladığına inandırabildiğiniz anda savaşı kazanıyorsunuz. Unutmamak lazım, korsanlar can için pazarlık ediyor ve bunu ticaret olarak görüyorlar. Korsanlara fazladan ödeyeceğiniz her bir kuruş, orada bulunan veya oraya gidecek vatandaşlarımızı da büyük riske atar.”

MÜRETTEBATA İYİ BAKMIŞLAR

“Kaçırılan mürettebatın durumu elbette çok zor. Dört hafta boyunca ormanın içinde, ne zaman kurtulacağını bilmeden kalmak kolay değil. Ama, mürettebat onlar için son derece kıymetli. Çünkü, ne de olsa kaçırdıkları bu insanlar için kendilerine fidye verilecek. Altın yumurtlayan tavuğu kesmeleri düşünülemez. Onun için ihtiyaçlarını karşılamışlar. Onları korumaları gereken bir mal olarak görüyorlar. Yine de tutsaklık psikolojisi çok başka. Buralarda açlık var, fakirlik var. Para insandan daha kıymetli.”

GEMİLERİMİZDE SİLAHLI MUHAFIZ YOK

“Korsanlar saldıracakları geminin teknik özelliklerini, silah olup olmadığını, personelin milliyetini, direnç gösterip göstermeyeceklerini biliyorlar. Yasal mevzuatımız gereği, Türk Bayraklı gemilerde silahlı muhafız bulunmuyor. Zaten benim şahsi görüşüm, mürettebatın korsanlarla çatışmaması gerektiği yönünde. Sonuçta karşınızda, bu işi meslek edinmiş, öldürmekten çekinmeyen ve uzun namlulu silahlarla donatılmış korsanlar var.”

(Haber Merkezi)