Hafta sonu yolumuz Kuyumcu köyüne düştü. Köy muhtarı sayın Mustafa Gökdere’ye verdiğimiz sözü yoğun işlerimiz nedeni ile ancak mübarek Ramazan ayının başlangıcında yerine getirebildik. 
Sevgili dostum beden eğitimi öğretmeni Abdullah Küçükgöz’ün  yol arkadaşım olduğu  bu güzel günde öğle namazını kıldıktan sonra yola çıktık. Yol boyunca Kızılırmak coğrafyasına yapılan yatırımlar sohbet konumuz oldu.
Köy muhtarı Mustafa bey ve eşi bizi köyün girişinde karşıladılar. Bir kaç  kilometrelik zor yollardan geçtikten sonra  kiraz bahçelerinin yoğun olduğu bölgeye geldik ve  yeşillerin arasından kendini gösteren kırmızı bir cennetin bizleri karşıladığına şahit olduk. Bu eşsiz bereket manzarasını görüntülemek için fırsat buldukça da deklanşöre bastık.
Muhtar Mustafa bey hasadın sonuna geldiniz hocam 15 gün önce bu dallar yerlere değiyordu diyor. Eşi Kezban hanımla birlikte hem kiraz topluyor  hem de sorularımıza cevap veriyorlar. Mutluluklarını yüzlerinden okuyoruz.
Bizim çocukluğumuzda kiraz köyü olarak bildiğimiz Kuyumcu’da  yaşlı kiraz ağaçları yerini yeni kiraz bahçelerine bırakmış. Özel idare tarafından uygunluk araştırması yapıldıktan sonra Napolyon 900 olarak adlandırılan kiraz tipinin bölgeye uyumluluğu sağlanınca köyde 4500 fidan dağıtılmış. İbrahim Gevşek isimli vatandaşın bahçesine ise Laçin ziraat müdürlüğü tarafından  yapılan proje ile 400 fidandan oluşan bir bahçe kurulmuş. Ayrıca şahısların bireysel olarak oluşturduğu  bahçelerle birlikte projeler dahilinde köyde Napolyon tipi kiraz fidanı 8000 bini buluyor. Eski  bahçelerle  birlikte köyde 20 bin fidandan oluşan bir kiraz potansiyeli var.

Fidanlar ilk önce damlama yöntemi ile sulanmış ve daha sonra bahçelerin cazibe ile sulandığını anlatıyor muhtar. 20 bin fidan potansiyeline ulaşılmasında milletvekilimiz Dr. Cahit Bağcı’nın çok emekleri var. Bağcı bu bölgenin çocuğu köyümüzün her noktasını karış karış bilir ve tanır diye sözlerine devam ediyor. O  sırada Kezban hanımın Allah emeği geçenlerden razı olsun sözleri sohbetin arasına karışıyor.
Tek eksiğimiz tanıtım ve pazarlama sorunu diyor muhtar Mustafa bey. Peşinden de Eşençay örneğini veriyor. Eşençay’da her yıl düzenlenen kiraz festivalinin meyvelerini vermeye başladığını ve Eşençay kirazının ihracaat dahil pazarlama sorununun kalmadığını da sözlerine ekliyor. Kuyumcu köyünün süratle örgütlenmesi gerektiğini, bölgeye bereket sunan bu projelerin kalkınma kooperatifleri, dernekler ve festivallerle desteklenmesi gerektiğini anlatıyoruz. Yeni projelerle kiraz üretimi, pazarlama ve tanıtım  yapılmasının önemine değiniyoruz hep birlikte. Kültür ve turizm bakanlığının desteklerinden bahsettik.  Örgütlenmeniz halinde kültür ve turizm bakanlığından festival ya da şenlik için her yıl 8-10 bin TL destek alınabileceğini anlattık.
Bu arada komşu bahçelerden kiraz toplayan kadınların seslerini duyuyoruz. Tıpkı Atatürk’ün “Köylü Milletin Efendisidir” dediği gibi kiraz toplayan efendilerin türkü sesleri yankılanıyor Çorum coğrafyasında. Bir dalda iki kiraz biri al biri beyaz derken Ali Köle isimli vatandaş bizleri davet ediyor kiraz bahçesine. Deklanşöre bastığımızı fark edince de kiraz dalında objektiflere poz veriyor. Burada her yer proje ve her yer kiraz olmuş. Doksan yaşındaki Safiye Nine’nin topladığı kirazlar bereketin en güzel fotoğrafı olarak objektiflere yansıyor. Recep Köle’nin bahçesinde biraz nefesleniyoruz. Recep bey burada dikili bir ağaç görseniz hemen hepsi projedir diyor.

Kadın, erkek ve çoluk çocuk hemen bütün köylü Dr. Cahit Bağcı’nın emeklerini anlatıyor, dualar ediyor.  Recep bey eliyle Kızılırmak’ın karşı kıyısını Oğuzlar bölgesini işaret ederek uzattığı parmağı ile Dodurga’ya doğru bir yay çiziyor. Hoca Oğuzlar, Dodurga, Berk ve Laçin bu havzaya dikilen kiraz ve ceviz fidanının hesabını yapamazsınız. Ben diyeyim 100 bin siz sayın 200 bin. Dile kolay bu bölgede dağ taş ne varsa ya ceviz ya da  kiraz diyerek anlatmaya devam ediyor.
Köylülerle birlikte Obruk Dutludere projesinin devasa borularının  ve vanaların fotoğraflarını alıyoruz. Muhtar Mustafa bey Obruk Dutludere sulama projesinin ana borusu ile birlikte su alınacak olan vanaları gösteriyor. Borular içinden bir otomobilin rahatça geçebileceği büyüklükte. Bu suyun Kargı, Güvercinlik, Evlik ve  Girinoğlan derken Çengele bölgesine kadar ulaşacağını öğreniyoruz.
Kiraz bahçelerini geçerek köyün içerisine doğru yol alıyoruz. Köyün parke taşlı yollarını geçerken muhtar anlatıyor köy içerisine 6000 metrekare taş döşendi 2000 metre kare de planladık. Önümüzdeki yıl yapılacak diyor.
Özel idare projesi ile damlama sistemi  su projesini, vanaları ve sayaçları yerinde gördük. 28 abonesi var. Abone oldukça da sayaçlar eklenecek.
Kuyumcu köyü göletine kadar çıktık. Harika bir doğası var. Muhtar oraya bir kamelya yaptırmış. Burasını piknik alanı olarak düzenleyeceğiz diyor. Önümüzdeki yıllarda burada oturma bankları, piknik masaları ve kamelyalar olacak diye anlatıyor.

Özel idare projesi ile gölet balıklandırılmış ve üç yıl süre ile avlanmak yasaklanmış. Gölet içerisinde balıklar adeta açıktan dans ediyor. Bu göletten 210 abonenin faydalandığını anlatıyor muhtar. Çorum’da oturanlar var. Pek çoğu emekli, ancak köylü ne kirazdan, ne de cevizden vazgeçmiş. Önümüzdeki yıllarda çilek ile ilgili çalışmaların başlayacağını öğreniyoruz.           
Şimdi veda zamanı. Köy meydanında vedalaşırken mukabeleden dönen kadınlarla karşılaşıyoruz. Hoş geldiniz diyor tanıdık birkaç yüz. Allah orucunuzu   ve namazınızı kabul etsin dualarından sonra ayrılıyoruz Kuyumcu köyünden.Yolda gelirken Çorum’da Kızılırmak havzasında yapılan kırsal kalkınma projeleri sohbet konumuz oldu. İskilip’in Şeyh köyünden Turan İsimli vatandaşın topladığı çilekleri Teravih namazı sonrası Osmancık’ta pazarladığını anlatım Abdullah beye.
Bağcı’nın üzerinde durduğu ve bölge için geliştirdiği kırsal kalkınma projelerinin önemine değindik. Bağcı’nın özellikle Kızılırmak havzasında İskilip, Dodurga, Laçin, Osmancık ve Kargı için çilek, kapari,ceviz ve kiraz yetiştiriciliği için geliştirilen projelerin sonuçlarını değerlendirdik.
Çorum merkez Eşençay  ve İskilip Şeyh köyde bu projeler sayesinde köye dönüşün başladığını anlattık. Bu örnek projeler meyve verdikçe yatırım  ve köylerde ciddi bir istihdam alanı oluşuyor.

Dile kolay 2014 yılında Çorum’da kırsal kalkınma projelerine maliye bakanlığından bir trilyon ödenek sağlanmış. Kızılırmak havzasında köylünün yüzü gülüyor. Köyler ve ilçeler arasında tatlı bir rekabet başlamış. Dodurga bizde Oğuzlar’dan daha çok ceviz var diyor. Oğuzlar ise marka bizim. Dodurga’da olsa, Laçin’de olsa cevizin adı Oğuzlar diyor. Kuyumcu biz Eşençay’a rakip olacağız derken Şeyh köy, Karlık derken rekabetin bu tatlı rekabet Kargı Pelitçik’ten  Mecitözü Kışlacık’a kadar varıyor.
Evet, dün bu köylerin adını hiç kimse bikmez ve tanımazken artık kiraz denildiğinde akla Kuyumcu, Eşençay ve Hacıhamza geliyor ve tabii ki çilek denildiğinde de Şeyh köy ve İskilip geliyor.