10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle bir açıklama yapan Erkan Karaca, basının, vatandaşın gören gözü, işiten kulağı ve söyleyen dili olarak çağdaş demokrasilerin en temel unsurlarından birisi olduğunu ifade ederek, “Demokrasilerde basının ‘milletin sesi’ olma sorumluluğunu yerine getirebilmesi için olmazsa olmaz koşul ise basın özgürlüğüdür. Basın özgürlüğü, gerçekleri öğrenme hakkıdır. Bu hakkın kullanılması, basın camiasının hiçbir baskı, tehdit, yönlendirme, sansür ve cezalandırma altında kalmadan görevini en iyi şekilde yerine getirmesiyle gerçekleşir” diye konuştu.

Gazetecilerin özgürce haber yapmasını sağlamanın demokrasinin olmazsa olmazı olduğunun altını çizen Karaca, halkın özgür bir şekilde bilgilendirilmesinin önündeki tüm engellerin kaldırılması gerektiğini kaydetti.

“GAZETECİ, EKONOMİK, SOSYAL VE YASAL HAKLARINI ALMALI”

Gazeteciliğin fedakarlık, özveri isteyen, gecesi-gündüzü, mesaisi belli olmayan bir meslek olduğunu, bu mesleği icra edenlerin toplumu bilgilendirmek uğruna zaman zaman canlarını tehlikeye attığını, soğukta, sıcakta, yağmurda, karda, hatta savaş, deprem, doğal afet ortamında dahi her türlü olumsuzlukta görevini yerine getirmenin mücadelesi içerisinde olduğunu hatırlatan Karaca, bu kadar önemli ve zor bir görevi yerine getiren kişilerin gerek ekonomik, gerek yasal, gerekse diğer açılardan hakkını alması gerektiğini söyledi.

“MESLEĞİN ONURUNU VE GELECEĞİNİ KORUYACAĞIZ”

Basın mensuplarının yaptığı işin de bir meslek olduğunu açıklayan Karaca, “basın mensupları da ev geçindiriyor, çoluk-çocuk okutuyor, kalemiyle rızkını kazanmaya çalışıyor. Dolaysıyla da yaptıkları işin ekonomik karşılığını almaları gerekiyor. Dernek üyelerimizin ekonomik ve sosyal sorunlarının çözümüne katkı sağlamak, mesleğin onurunu ve geleceğini korumak istiyoruz” dedi.

“BU ONURLU VE KUTSAL MESLEĞE SAHİP ÇIKALIM”

Ulukavak Derneği, “ÇOSTOG” oldu Ulukavak Derneği, “ÇOSTOG” oldu

Kumu kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri, sanayici, esnaf ve toplumun tüm katmanlarını basın kuruluşlarına sahip çıkmaya çağıran Karaca, “Bu onurlu ve kutsal mesleğe, kalemi ile gündemi belirleyen, sorunları gündeme taşıyan gazetecilere sahip çıkılmalı, çalışma şartlarının iyileştirilmesi için girişimlerde bulunulmalı” ifadesini kullandı.

“GAZETECİLER KARA BİR TABLO İLE KARŞI KARŞIYA”

İsrail-Filistin savaşında da Gazze bölgesinde onlarca gazetecinin öldürüldüğünü bildiren Karaca, savaş ortamında kamuoyunu bilgilendirmeye çalışan gazetecilerin bunun bedelini canlarıyla ödemek zorunda kaldığını belirtti.

Karaca ayrıca gazetecilerin baskı, şiddet, para ve hapis cezası gibi olumsuzluklarla karşılaştığını dile getirerek, "10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nde Türkiye'de gazeteciler kara bir tabloyla karşı karşıya. 1 yıl içinde gazeteciler tam 553 kez hakim karşısına çıkarak haberini, sosyal medya paylaşımı savunmak zorunda bırakıldı. Türkiye'de 72 gazeteci gözaltına alınırken bunlardan 27'si yaptıkları haberler nedeniyle tutuklandılar. RTÜK iktidarın sopası olma rolünü 2023'te de oynadı. 59 kez ceza verdi, kanallar karartıldı, bazı kanallara milyonlarca lira para cezası kesildi. Sansür yasası 2023 yılında uygulamaya geçti ve bu yasadan en büyük zararı gazeteciler gördü. 33 gazeteci hakkında 36 soruşturma açıldı. 6 gazeteci gözaltına alındı, bunlardan 4'ü tutuklandı" dedi.

“BASININ GELİŞMESİ, DEMOKRASİNİN VE ÜLKENİN GELİŞMESİ DEMEKTİR”

Demokrasinin basın özgürlüğü ile gelişebileceğini, basının büyümesi ve gelişmesinin ülkenin gelişmesi anlamına geldiğini sözlerine ekleyen Karaca, “basını yok sayan kendisini de yok sayar. Basını dışlayan kendisini dışlamış olur. Hep birlikte basının önündeki engellerin kaldırılmasına yardımcı olmak zorundayız” şeklinde görüş belirtti.