Ülkemizde kızı olan her ananın, kızının yüzüne baktığında benim gibi endişeye düştüğünden eminim...
Başımı yastığa koyduğumda gözlerim kapanmıyor...
Çaresizlik şimşekler çarptırıyor beynimde... Kızımızın çaresizliğinin acısından gözlerim yaşarıyor... Uyuyamıyorum...
Nasıl bir vahşi dürtüdür ki canavarca davranmaya iter bu insan diyemeyeceğim yaratığı...
Tosloy 'un sözü geliyor aklıma, ''Acı duyabiliyorsan, canlısın... Başkasının acısını duyabiliyorsan insansın''... İnsan olmayı neden unuttu biz? Neydi insan olmamıza engel olan?
İnsan olmaya nede çok ihtiyacımız var zamanımızda…
Hangimizin acısını diğerimiz ne kadar hissedebilir ki?
Benim yaramın acısını sizler ne kadar hissedebilirisiniz?
Ben sizin yaralarınızın acısının ne kadarını yaşayabilirim?
Herkesin yarasının acısını kendi hisseder, yaşar, duyar, büyüklüğünü belki kendi bile anlayamaz...
Bir kadın, bir ana olarak canınız en çok ne zaman yanar?
Veya bir baba olarak ne zaman acı çekersiniz?
İnsan kendi acısına dayanabiliyor, acısını duyabilir.. Başkasının acısını ise ancak tahmin edebilir... Yaşayana dokunur en çok…
Amaaa, çocuğunun acısını yüreğinde hisseder, YAŞAR...
İllaki ANA YAŞAR...
O’nun, yavrusunun bir tek saçının teli düşeceğine kendi başının kel kalsın ister, tırnağının kırılmasına dayanamaz... Yüzü düşer…
Ben de bir anayım... Benim kızımın başı ağrıdığında ben beynimde hissederim yaşarım... Oğlumun boğazı ağrısa benim boğazımda düğümlenir...
Söylenecek çok şey varda düşüncelerim birbirine giriyor... Cümle kurmakta zorlanıyorum...
Yaa Özgecan'ın Annesi… Tanrım yardımcısı olsun... Kızının acısını nasıl yüreğinde yaşıyor ancak O ANA bilir...
Keşke Kurşunla öldürseydi diyebiliyor… Yürek dayanır mı?
Babasının acısı desen, ''Melek O üzerine toprak atmayın'' diyor... Acısı içinde insanlık dersi verdi hepimize... Hepimiz biraz düşünmeliyiz… Sorumluyuz…
Nasıl çırpınmış, nasıl kendini korumaya çalışmış yavrum… Sonunda zorbanın kaba kuvvetine yenik düşmüş...
Ama bize, kadınlara öğretilen namusunu korumuş... Hunharca ölme pahasına...
Namus, erkeklere de öğretilmeli bence... Önce onlara insan olmayı öğretmeliyiz...
Dürtülerin peşinde esir olarak koşmayı değil, insanca yaşamanın kutsallığı aşılanmalı özellikle babalar tarafından.. Anne öğretir nasıl olsa...
Acıyı çeken yaşar... Bizler sadece hissedebiliriz ama ne kadarını hissedebiliriz ki?
Özge Can'ın anası da kızı acı çekerken neler hissetmişti Tanrım bilir... Bir ana hisseder... Yaşar bilirim...
Yüreği daralmıştır, gözü kararmıştır, daral gelmiştir... Mutlaka bir şeyler olmuştur... Yavrusu çırpınırken onun yüreğine hançerler saplanmıştır...
O ANA, şimdi acıyı en derinden yaşıyor... Biz sadece hissediyoruz...
Bir Annenin "Çok acı çekmiştir kızım, keşke kurşunla öldürselerdi" dediği zaman zaten bitmiştir, acısının sınırı ölçülemez... Anacığı acının en derinini yaşadığının yansıması değil de nedir? Kurşundan ağır bu söz...
Yürek dayanır mı? Biz dayanamıyoruz ya Anası?
Sözlerin bittiği yerdir...
Bütün Türkiye ayakta, Türk Milleti yasta, ama anacığının gönlündeki yangıya bir damla su olabilir mi ki…?
Olamazzzzz... Babasının meleğinin Kanatlarını yaktılar haince...
Kocaman acısının içinde metanetini koruyup ülkemize ders veriyor BÜYÜK İNSAN...
Öyle yücesiniz ki, Yüceciğinizden öpüle sisiniz...
Acınınız Türk Milletinin acısıdır… Ben sizin kadar İnsancıl düşünemiyorum…