İlahi nimetleri çok çabuk unutma özelliği olması nedeniyle “insan” yani “unutkan” denilmiş insana. Oldukça basit gibi görünen ancak oldukça karmaşık bir kavramdır insan…

Peki, insan olmak nedir o zaman? İnsan olarak doğmuş olmak; yeterli midir insan olmak için? Veya sadece kas, iskelet, kemik, kol ve bacaklara sahip bir yaratık mı insan?

Albert Einstein der ki: “Aptallara göre insanlar; ırk, cinsiyet, milliyet, yaş, statü, renk, dil ve din başta olmak üzere 8’den fazla kategoriye ayrılırlar. Halbuki olay bu kadar komplike değildir. İnsanlar sadece ikiye ayrılırlar: İyi insanlar ve kötü insanlar…”

Yaşlı bir kızıl dereli reisinin, kulübesinin önünden hiç ayırmadığı, sürekli onların birbiriyle boğuşmasını izlediği, biri siyah, biri beyaz, iri, iki kurt köpeği vardı. Torunu ise, kulübeyi korumak için bir köpeğin yeterli olduğunu düşünüyor, dedesinin ikinci köpeğe neden ihtiyacı olduğunu ve renklerinin illa siyah ve beyaz olduğunu anlamak istiyordu artık. O merakla bir gün bunu sordu dedesine. Yaşlı reis, bilgece gülüp torununun sırtını sıvazladı.

-“Onlar benim için simgedir evlat. İyiliğin ve kötülüğün simgesi. Aynen şu gördüğün köpekler gibi. İyilik ve kötülük içimizde sürekli mücadele edip durur. Onları seyrettikçe ben hep bunu düşünürüm. Onun için sürekli yanımda ve gözümün önünde tutarım onları.

Çocuk, “ mücadele varsa kazananı da olmalı” diye düşündü ve ekledi.

-“Sence hangisi kazanır bu mücadeleyi.”

Bilge reis, derin bir gülümsemeyle baktı torununa

-“Hangisi mi evlat? Ben hangisini daha iyi beslersem…”

Siyah ve beyaz, iyi ve kötü her zaman hayatımızda olacaklar ve bizim için mücadele edecekler. Önemli olan hangisini, ne zaman besleyeceğimize karar vermek. Kuran-ı Kerimin tefsirini okuduktan sonra kutsal kitabın özü “iyi insan olmak” demiştim. Evet, tüm dinlerin temelinde özetle “iyi insan olmak” hedeflenmiştir. İçinde hem iyiliği, hem kötülüğü barındıran sevgili insan, tercih sizin. İster aklınızı kullanarak melekleşin, ister nefsinizi besleyerek iblisleşin…

İnsan olmak, farkında olmaktır. Kendisi dışındaki tüm varlıklardan farklı özellikler donatılarak yaratıldığının farkına varmaktır insan olmak. Allah’ın kendi nefesinden üflediği, kendi sıfatlarından verdiği öz olduğunu bilmektir insan olmak. En mükemmel, en mübarek, en muazzez varlıktır insan. Özenle ve sevgi ile yaratılan insan için yaratılmıştır tüm alem. Sadece et ve kemikten ibaret değildir insan. Bir ruha sahiptir ve ruhunda birçok duygu barındırır. Bir akla sahiptir ve bu aklı ile sürekli gelişir. Bir iradeye sahiptir ve bu irade ile hem kendini hem tüm ilişkilerini yöneten tek varlıktır insan.

İyi insan olmak, hem çok zordur, hem çok kolay. Bu yol engeller ve tuzaklarla doludur. Çoğu zaman rahata, şöhrete, şehvete, makama, paraya, övülmeye, kibire, gurura takılır insan. Her fırsatta herkese kendini anlatma ihtiyacı, kendimizi göstermeye çalışma çabaları, hep ben, hep bana zihniyeti aşılması gereken büyük ve zorlu bir engellerdir aslında. Günümüz koşulların da iyi insan olmak çok zor bir şeydir aslıda. Hatta iyi insan olarak kalmak daha da zor bir iştir. Dürüstlüğün prim yapmadığı, makam, mevki, şan, şöhretin ön planda olduğu her şeyin kokuşmuş bir çark içinde döndüğü düzen içinde meziyet bu çarkın içine girmemektir.

Yanlış anlaşılmasın lütfen. Sürekli gözünün içine soka soka, başına kaka kaka ve gösteriş olsun diye iyilik yapmak değildir iyi insan olmak. Eğer ki yalana yalanla karşılık vermiyorsan ve günün birinde mutlaka doğru kazanacak diyorsan. Her zaman güçlünün haklı görüldüğü şu kokuşmuş düzende sen haklının güçlü olduğunu açık yüreklilikle dile getirip küçük bir soru işareti oluşturuyorsan beyinlerde. Senden iki adım önde olanların yolunu kapatmayıp alkışlıyorsan içtenlikle. Karşılık beklemeden sevebiliyorsan herkesi ve krallarla gezdiğin halde unutmuyorsan aciz bir kul olduğunu. Cevap vermek için değil de gerçekten anlamak için dinliyorsan karşındakini. “Dövene elsiz gerek, sövene dilsiz gerek (Yunus Emre).” diyerek yenebiliyorsan öfkeni. Ve her şeyden önemlisi ömrün boyunca hep arkalarda görünmez bir kahraman olup, musalla taşına konulduğun da sadece ‘’er kişi niyetine” denildiğinde gönülden ve ağlayarak “iyi bilirdik” dedirtebiliyorsan. İşte budur iyi insan olmak. İyilikler ve iyilerle dolu bir dünya olması dileğimle…