Kabakçı yaptığı açıklamada, “Engelli olmayı ya da engelli doğmayı kendimiz seçmedik. Bu duruma, ülkemizin olumsuz yaşam koşulları ve hükümetlerin ağır ihmali de eklendiğinde bize armağan edildi diyebiliriz.Her beş saniyede bir kişi ve her dakika bir çocuk, görme engelli (IAPB) olmaktadır. Körlük, yalnızca bir sağlık problemi değil aynı zamanda sosyal bir engeldir. Dünyada 45 milyondan fazla insan görme engelli ve her yıl bu sayıya 1-2 milyon görme engelli eklenerek artmaktadır. Bu oranlara rağmen Kentlerimiz, açık alanlarımız, konutlarımız ve toplu taşıma araçlarımız, engelliler yok sayılarak planlanmıştır. Haklara, hizmetlere, mekânlara ve bilgiye erişebilmemizin önünde büyük engeller bulunmaktadır.

Altınokta Körler Derneği olarak bu olumsuz gidişe sesimiz yettiğince “DUR!” diyoruz ve yetkilileri göreve çağırıyoruz.” Dedi.

Kabakçı açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

DÜNYA BEYAZ BASTON GÜVENLİK GÜNÜ TARİHÇE VE ÖNEMİ:

1921 yılında bir trafik kazası sonucu kör olan bir fotoğrafçı, çevredekilerin kendisinin kör olduğunu anlaması ve dikkat çekici olması için bastonunu beyaza boyayarak dolaşmaya başlar Londra sokaklarında. Bu deneyim o denli başarılı olur ki, 1931’de Fransız körlerinin örgütü, körlerin bastonunun beyaza boyanmasını ve beyaz baston adıyla simgeleştirilmesini kararlaştırır. Bu uygulama giderek yaygınlaşır ve körlerin kullandığı baston, beyaz baston olarak anılmaya başlar. John Kenndy zamanında 1963’te 15 Ekim günü, “Beyaz Baston Güvenlik Günü”olarak ilan edilir.

Her şeyden önce körler için bağımsızlığı ve özgürlüğü temsil eder beyaz baston. Diğer insanlar için ise, körlüğü temsil eder. Kamuoyu körü, beyaz bastonuyla tanır.

İkinci olarak körün güvenliğini sağlar beyaz baston. Çukurları, engelleri algılayarak onlardan sakınmasının olanağını sağlar. Bu sayede mesafeleri ve engelleri aşarak hedefine ulaşmasını mümkün kılar.

Beyaz bastonlu körü görenler için bir “dikkat” işaretidir beyaz baston aynı zamanda. Onu gören yaya, gereksinmesi varsa yardıma koşabilir. Onu gören sürücü, bir kazaya meydan vermemek için daha dikkatli davranabilir.

Kör için bir öz-güven aracıdır beyaz baston. Beyaz baston sayesinde kimseye gereksinim duymadan ya da bağımlı olmadan hareket edebilen kör, giderek kendine olan güvenini pekiştirir. Dışardan gözlemleyenler için ise, köre saygı ve hayranlık duymanın aracıdır beyaz baston. Öyle ya, hiç kimseye minnet etmeden ve çekinmeden beyaz bastonunu çekip yürüyen kör, ne denli saygıya değer biridir. Ne denli hayranlık uyandırır bu kendine güvenli kişilik.

Beyaz baston, körlerin en yalansız dili ve en dolayımsız sembolüdür. O aynı zamanda en yalın iletidir kamuoyuna: işte ben buyum, körüm. Körlüğümden utanmıyor, ezilmiyorum. Kimseye yük olmadan mesafeleri aşıyor, hedefime ulaşıyor ve özgürlüğümü yaşıyorum.

Binlerce yıl önce onunla düştüm yollara yollara; aştım dağları. Bugünkü ufku aydınlatan şafaklara ulaştım. İşte ben onunla güçlüyüm. Onunla yeni ufuklara doğru yürüyor, koşuyorum.

AYRILMAZ BİR PARÇASI OLDUĞUMUZ TÜRKİYE TOPLUMUNA, HÜKÜMETİMİZE ve SESLENİYORUZ!

Bilindiği üzere dünyamız Coronavirüs (COVİD 19) salgınıyla mücadele etmek durumunda kalmış, Dünya Sağlık Örgütü bu salgın nedeniyle 11 Mart 2020 tarihi itibariyle pandemi ilan etmiş, ülkeler çaresiz kaldığı bu virüse karşı evlerinde kalmaları için sürekli uyarılar yaparak vatandaşlarını korumaya çalışmaktadır. Evlerinden çıkamayan, çıktıklarında da pek çok sorunla karşılaşan biz engelliler hakkında düşünmek için koronalı günler bir vesile olabilir. “Evde kalmanın ne demek olduğunu artık anladınız mı bilemiyoruz. Sıkılıyor, bunalımlara giriyorsunuz. Korona’dan korkunuz sizi eve hapsetti ve ne yapacağınızı şaşırdınız. Şimdi anladınız mı sizler mecburi sebeplerden evlere hapsedilirken bizleri hiçe sayarak evde kalmaya mahkum edilmemizin ne anlama geldiğini...

Sizlerden isteklerimiz sadece toplumla uyum içinde aynı şartlarda yaşayabilmek ve gerekli önlemlerin alınabilmesini sağlamak