Kadına yönelik şiddetin protesto edildiği, kadın cinayetlerine kurban giden kişilerin fotoğraf ve isimlerinin taşındığı eylem sırasında kadına yönelik şiddetin son bulması için bazı sloganlar atıldı.
Etkinlik sırasında CHP İl Kadın Kolları Başkanı Kamile Anar ile Çorum Kadın Platformu Adına Nurcan Doğan tarafından açıklamalar yapıldı.
CHP İl Kadın Kolları Başkanı Kamile Anar, “Örgütlü kadının karşısında hiçbir güç duramaz. Biz kadınlar sevgiyi, iyiliği, barışı örgütleyeceğiz. Biz kadınlara uygulanan şiddete dur demek için örgütleneceğiz. Bizler dayanışma ve direnci örgütledikçe, çoğaldıkça, büyüdükçe sesimiz daha gür yankılanacaktır” dedi.

“ÖRGÜTLÜ KÖTÜLÜĞÜ, ÖRGÜTLÜ GÜÇLE YENEBİLİRİZ”
Kamile Anar, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Birlik, beraberlik ve dayanışma örneği sergileyerek 3 atölye çalışması ve çeşitli toplantılarla hazırlandık. Amacımız aksayan eğitimin, çöken ekonominin, yokluğun, işsizliğin, adaletsizliğin sonucunda her gün katlanarak artan kadın ölümlerine, tacize, tecavüze ve çocuk istismarına karşı güçlenerek sesimizi çıkarmak ve haykırmaktır.
Daha geçtiğimiz hafta Çorum’da ayrıldığı eşi tarafından bir kadın, çocuklarının gözü önünde öldürüldü. Çocuklar, hem annelerinin, hem de babalarının ölümüne şahit oldular. Düşünün o çocukların travmasını. Bir diğeri ayrıldığı eşinin erkek kardeşini ve annesini öldürdü. Bu her gün öldürülen onlarca kadınlar ve ortada kalan çocuklar yüreğimizi dağlamaktadır. Bu ülkede hak, hukuk, adalet, eğitim ve ekonomi düzelmediği sürece bu ölümleri durduramayız.
Onun için toplumun temelini oluşturan, her gün taciz, tecavüz ve ölümlerle karşı karşıya olan biz kadınların birleşerek, bu platformları çoğaltarak, dayanışma içerisine girerek, el ele vererek, güçlenerek karşı durabiliriz. Çünkü bu karanlığı ve örgütlü kötülüğü ancak örgütlü bir güçle yenebiliriz.”

“KAZANIMLARIMIZ YOK EDİLİYOR”
Çorum Kadın Platformu temsilcisi Nurcan Doğan ise “Biz kadınlar bugün dünyanın dört yanında eşitsizliği, yoksulluğu, savaşları ve şiddeti üreten erkek egemen kapitalizme karşı isyanımızı meydanlara taşımak, kadın dayanışmasının sınırları aşan gücüyle buluşmak ve itirazlarımızı hep birlikte daha fazla duyurmak için yine alanlardayız” dedi.
Doğan, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“İsyandayız çünkü; dünya genelinde her gün en az 137 kadın, en yakınındaki erkekler tarafından öldürülüyor!
İsyandayız çünkü; her üç kadından biri yakın aile fertlerinden biri ya da eski eşi tarafından fiziksel ya da cinsel şiddete maruz kalıyor!
İsyandayız çünkü; her yıl 12 milyon kız çocuğu zorla evlendiriliyor ve milyonlarca kadın sıradanlaştırılan erkek şiddeti tehdidiyle yaşamaya zorlanmaya devam ediyor!
İstanbul sözleşmesi ve 6284 gibi yaşam güvencemiz sayılabilecek kazanımlarımız yok edilmek isteniyor.
Biz kadınlar yaşadığımız her türlü erkek-devlet şiddetinin karşısında birlikte mücadele ederek ve birbirimizle dayanışarak kazanacağımızı biliyoruz. ''Kadına yönelik şiddet münferit değil, politiktir.'' Şiddeti önlemenin yolu İstanbul sözleşmesinin tüm maddeleriyle birlikte hayata geçirilmesinden, caydırıcı yargı kararlarından, yeterli sayıda sığınma evinin açılmasından geçer. İktidarların şiddeti besleyen gerici, militarist, kadın düşmanı ayrımcı politikalarından vazgeçmesinden geçer.
Sokaklardayız çünkü; pandemi fırsatçılığıyla kazanımlarımız yok edilmek isteniyor, sermayeyi gözeten salgın tedbirleri bizi daha da yoksullaştırıyor, emeğimiz üzerindeki sömürü katmerleşiyor.
Sokaklardayız çünkü; sağlık alanı başta olmak üzere pandeminin etkilediği kadın emeğinin yoğun olduğu sektörlerde ağır iş yükü altında çalışmak zorunda kalıyor. Kadınlar bakım hizmetlerinin paylaşılmasını önceleyen sosyal devlet sorumluluklarının yerine getirilmemesi nedeniyle hem evde hem işte bitmeyen mesai içerisinde tükeniyor.
Sokaklardayız çünkü ev içinde artan iş yükü cinsiyetçi iş bölümünü belirginleştirirken kadınları koruyan ve güçlendiren uygulamalar yerine, esnek çalışma modeliyle bizi düşük ücretlerle güvencesiz, örgütsüz çalıştırmanın, emeğimizi değersizleştirmenin yolları aranıyor.
Yaşadığımız bu deneyimler haklarımıza, kazanımlarımıza ve mücadelemize her zaman olduğundan daha çok sahip çıkmamız gerektiğini gösteriyor.
Kadınları erkeğe, sermayeye ve devlete daha da bağımlı hale getirmek için her türlü krizi fırsata çevirmenin hesabını yapanlardan hesap sormak için sokaklardayız!
Emeğimiz, bedenimiz ve kimliğimiz üzerindeki binlerce yıllık erkek egemen sömürü düzenine karşı sokaklardayız!
Sermayeye, ranta, savaşa aktarılan bütçe hakkımıza sahip çıkmak için sokaklardayız!
Fetvalarıyla ne giyeceğimizi, ne söyleyeceğimizi, nasıl yaşayacağımızı buyur ederek bize sınır çizenlere karşı sokaklardayız!
“İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” demek için sokaklardayız!
Her türlü yasağa ve baskıya rağmen ''Susmuyoruz, Korkmuyoruz, İtaat Etmiyoruz'' demek için sokaklardayız!
Binbir emekle elde ettiğimiz kazanımlarımıza ve haklarımıza sahip çıkmak için sokaklardayız!
Bir kişi daha eksilmemek için sokaklardayız!
''Ev işi kadın işidir'' diyen ataerkiye karşı bakım hizmetlerinin toplumsallaştırılması için sokaklardayız!
İşsizliğe, yoksulluğa, güvencesizliğe, gericiliğe, tacize, tecavüze, istismara, katliamlara ve savaşlara karşı sokaklardayız.
Hakkımız olanı ancak sokaklarda olarak alacağımızı, evde, işte, sokakta, cezaevinde, okulda ve yaşadığımız her yerde mücadeleyi büyütürsek kazanacağımızı biliyoruz ve vazgeçmiyoruz!”
Kadın Platformunun eylemine bazı siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları da destek verdi.