Toplum olarak kadınlarımıza hak ettiği değeri vermeli ve kadına yönelik haksız uygulamaların din referans gösterilerek meşrulaştırılma çabalarına karşı durmalıyız diyen Sağlık Sen Çorum Şube Başkanı Ahmet Saatcı,"İslam kadına iyi davranmayı, iyilikte bulunmayı "iyi olmanın ölçüsü", kötü davranmayı da "kötü olmanın ve kötülüğün ölçüsü" kabul etmektedir. Kadınlarımız bu toplumun temelidir. Kadınlarımız olmadan bir yanımız eksiktir. Çalışan kadın olarak yaşadığınız sorunlara ek olarak, kadın olmanın getirdiği zorluklarla da mücadele ediyorsunuz. Bir kangrene dönüşen sağlıkta şiddet olaylarında, şiddete en çok maruz kalanların kadın çalışanlarımız olduğu ortadadır. Yapılması gereken, kadınlarımıza sahip çıkmak, toplumsal duyarlılığı artırarak şiddet olaylarını tamamıyla sona erdirmektir. Bunun için yapılması gereken ne varsa yapılmalıdır. Öncelikle mevcut yasal düzenlemeler ciddiyetle uygulanmalı ve bu düzenlemelerin yetersiz kaldığı alanlarda ek düzenlemeler yapılmalıdır. Cenneti kadınların ayakları altına seren dinimiz, kadınların erkeklere Allah’ın bir emaneti olduğunu buyurmuştur. Kadın; ailenin temeli, gelecek nesillerin teminatıdır. İnsani değerlerle donanmış bir annenin yetiştireceği evlatlar geçmişte nasıl bir Ertuğrul Gazi, Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim olmuşsa, yakın geçmişimizde Nene Hatun olmuş, Sütçü İmam olmuş, Seyid Onbaşı olmuştur. 28 Şubat’ta Necmettin Erbakan, Muhsin Yazıcıoğlu, 15 Temmuz’da 250 şehidimiz olmuştur. Kadın, toplumun mayasıdır. Sağlam bir gelecek, kadınlarımızın bilgeliğinde, çağı kuşanmasıyla, her alanda kendini yetiştirmesinde şekillenecektir. Bu amaçla kadının eğitimine temelden başlanmalı, bebeklik ve çocukluktan itibaren eğitimlerine gerekli ihtimam gösterilmelidir" ifadelerine yer verdi.

Kadın; her zaman toplumun vicdanıdır diyen Saatcı,"Maalesef ki, bu vicdan günümüzde sürekli kanıyor. Şiddete, tacize, tecavüze maruz kalıyor. En çok da savaşta mağdur oluyor. Filistin’de, Suriye’de, yakın geçmişimizde Irak’ta, dünyanın birçok coğrafyasında en çok kadınlar ağlıyor, çocuklar ağlıyor. Doğu Guta’da katil Esed tarafından bombalanıyor, çocuklarıyla birlikte can veriyor. Kaç bin kadının Suriye’de hayatını kaybettiğini bile bilmiyoruz. 13 bin 581 kadın tutuklandı. 6 bin 736 kadın ise halen bu hapisteler ve işkence görüyor, tecavüze uğruyorlar. Suriye rejimi, kadınlara tecavüzü bir silah olarak kullanmaktadır. Maalesef ki, bu vahşete karşı dünya gözünü kapatmış görmezden gelmekte, yükselen feryatlara kulağını kapatarak duymazdan gelmektedir. Bu anlamda, İstanbul’dan yola çıkan Vicdan Konvoyu’nun misyonu büyüktür. Farklı ülkelerden çok sayıda kadının katılarak destek verdiği bu konvoy, acıları dindirmek, yaraları sarmak için yola çıktı. Savaşta işkence altında olan ve kendi çocukları da aynı işkencelere maruz kalan kadınlarımızın bu acılarını dindirmek, ayrıca çok önemli bir konu olan çocuk istismarının önüne geçilmesi amacıyla farkındalık oluşturulması, kadınlar günü için anlamlı bir öneme sahip olacaktır. Kadınların acısını dindirmek, yaralarını sarmak bizlerin bir insanlık borcu ve görevidir. Ne yazık ki, kadına yardım eli uzatılırken bile iğrenç taleplerle gidildiğini iğrenerek görüyoruz. İnsanlıktan nasibini almamış birilerinin kadını bir sömürü aracı olarak, hayvani duygularını tatmin aracı olarak gördüklerine şahitlik ediyoruz. Önce hepimizin insan olduğunun bilincinde olmalı, içimizdeki insanı ve vicdanı dinleyerek hareket etmeliyiz. Az önce de ifade ettiğimiz gibi kadın gerçek değerini İslam’da bulmuştur. Bütün sorunların çözümünün reçetesi nasıl Yüce Dinimiz ise, bu sorunun çözümü de dinimizin kurallarına uymaktır. Kadına, emrolunduğu gibi davrandığımız takdirde inanıyoruz ki, bütün sorunlar aşılacak, kadınlarımız hak ettiği değeri bulacaktır. Sağlık-Sen olarak; 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle bütün kadınlarımızın gününü bir kez daha kutluyor, sorunlarının çözüldüğü, toplumda hak ettiği değeri bulduğu günler diliyoruz" açıklamalarında bulundu.