Emek Partisi (EMEP) Merkez İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Mehtap Gökmen, kadın cinayetlerine ilişkin bir açıklama yaparak, iktidarın kadına yönelik şiddete göz yuman, failleri aklayarak, serbest bırakarak teşvik eden tutumunun her gün kadınların canına almaya devam ettiğine vurgu yaptı.

İstanbul'da Akademisyen Aylin Sözer'in, Malatya’da Selda Taş’ın, Antep'te Vesile Dönmez'in katledildiği belirten Gökmen, iktidarın İstanbul Sözleşmesini tartışmaya açmasının, kapalı kapılar ardında sözleşmeden nasıl çıkabileceklerinin hesabını yapmasının, 6284 Sayılı Yasa'yı tartışmaya açmasının kadın cinayetlerini körüklediğini ifade etti.

Gökmen, açıklamasında şunları dile getirdi:

“Bu ülkede her gün kadınlar katlediliyor! Bu ülkede kadınlar her geçen gün daha korkunç bir vahşetin hedefi haline geliyor! Bu ülkede kadınlar evlerinde yakılarak öldürülüyor!

İstanbul’da özel bir üniversitede öğretim görevlisi olan Dr. Aylin Sözer’in, eski erkek arkadaşı olduğu iddia edilen Kemal Delbe tarafından evinde yakılarak, Malatya’da Selda Taş’ın evli olduğu Mehmet Taş, Gaziantep’ de Vesile Dönmez’in oğlu tarafından vurularak öldürülmesi kadınların isyanını büyüttü. Aylin Sözer’in fail tarafından iki gündür evinde rehin tutulduğu ifade ediliyor. Pandemi döneminde evler daha fazla şiddet mahalli haline geldi, şiddet faillerinin iktidarın kadına yönelik şiddete göz yuman, failleri aklayarak, serbest bırakarak adeta teşvik eden tutumu her gün kadınların canına mal oldu, olmaya devam ediyor.

İktidar sözcüleri ise kadınların şiddete karşı acil önlem taleplerine kulak verip harekete geçmek yerine, öfkenin büyüdüğü her cinayette “Şiddete karşı sıfır tolerans” lafazanlığıyla halkın karşısına çıkıyor. Şiddeti önlemekle yükümlü bakanlar sahte gözyaşları döküp “davanın takipçisiyiz” diyor. Ama gerçekte iktidar, tüm aygıtlarıyla hayatın her alanında erkek egemen zihniyeti pekiştirerek kadın katillerini kolluyor. Kadın cinayetlerine karşı acil önlem taleplerini görmezden gelen, imzaladığı uluslararası sözleşmelerin gereğini yerine getirmeyen, etkili ve acil önlemler almaktan imtina eden bu hükümet, yüzlerce kadının ölümünde olduğu gibi Aylin Sözer cinayetinde de olay yerindeydi!”

“ARTIK YETER”

“İstanbul Sözleşmesi ile ilgili tartışmalara son verin. Biliyoruz ki gizli kapılar arkasında hala sözleşmeden nasıl kurtuluruz hesapları yapıyorsunuz. 6284 Sayılı Yasanın tartışılmasına izin veriyorsunuz. Kadınlar ölürken, öldürülürken, bunu yapamazsınız. Buna artık son verin. Kadınların öldürüldüğü, bunun artık vahşete dönüştüğü bu ülkede iktidarın görevi kadına yönelik şiddeti engellemeye ilişkin çalışma yapmaktır. Aksi her davranış her yeni gün bir kadın cinayeti anlamına geliyor.

Eşitliğin altının oyulduğu, kadınların haklarının tırpanlandığı, şiddete karşı acil önlemlerin hayata geçirilmediği her yeni gün yeni kadın katliamları yaşanmaya devam edecek!

2015’te Özgecan Aslan, geçtiğimiz Temmuz ayında Pınar Gültekin, daha bugün Aylin Sözer ve hayatı elinden alınan binlerce kadın… Kadınların hayatı ateş hattındayken, bedenleri erkek egemenliğinin ve cezasızlığın alevleri arasında kül edilmeye çalışılırken bu yangını söndürecek olan kadın dayanışmasının gücü, kadınların örgütlü mücadelesidir!”

“YENİDEN HATIRLATIYORUZ”

“Kadınların eşit, özgür, şiddet ve ayrımcılığın olmadığı, kimsenin cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinin ayrımcılık gerekçesi haline getirilmediği, güvenli bir hayat yaşama hakkının sağlanması için talepleri tüm demokrasi güçlerinin de talepleridir ve bu taleplerin gereğinin yerine getirilmesi için herkes elini taşın altına koymalıdır.

Kadınlarla erkeklerin eşit olduğu, kimseye ayrımcılık yapılamayacağı fikrini kabul edin. Kadınların hayatın her alanında eşit temsilini sağlamak, eşitliği hayata geçirmek için somut adımlar atın.

İstanbul Sözleşmesi’nden imzanın çekilmesi, 6284 sayılı Şiddet Yasası’nın değiştirilmesi, çocuk istismarcılarına af getirilmesi, boşanan kadının nafaka hakkının 2-3 yıl gibi sürelerle kısıtlanması, kadının ev içi emeğinden kaynaklanan miras hakkına el konulması, farklı cinsel yönelimlere ayrımcılık yapılması gibi tartışmalara derhal son verin.

Fiziksel, psikolojik, cinsel ve ekonomik şiddetle ilgili acil bir eylem planı oluşturun. 7/24 çalışacak etkin bir Alo Şiddet Hattı, her 100 bin nüfusa en az bir sığınak, her 200 bin nüfusa en az bir cinsel şiddet kriz merkezi açarak şiddetle ilgili ulusal mücadele ağını bir an önce kurun.”