Gül, “Bu gece, Yüce Rabbimizin âlemlere rahmet olarak gönderdiği Peygamber Efendimizin bir kez daha Doğum Yıldönümünü idrak edeceğiz. Her ne kadar Covid 19 virüsünün etkisi ile Camii ve konferans salonları mahsun bir gece geçirseler de Ümmeti Muhammed hep aynı coşku ile ellerini semaya açıp, gönüllerini yüce Allah!a raam edeceklerdir” dedi.

Gül, “Kandiller; öze dönüşün, Yüce Yaratanımıza yürekten yakarış ve yönelişin, günahlarla kirlenmeye yüz tutmuş gönüllerimizi arındırmanın, geçici olanla kalıcı olanı fark etmenin, kalp gözümüzü açıp gönül dünyamızı temizlemenin fırsatı olan kutlu zaman dilimleridir. Bu gece Hz. Peygamberin doğumunu kutladığımız, onun bireysel ve toplumsal hayatımızı aydınlatan insanlık ve merhametini, insaf ve adaletini, sabır ve Ümmeti olma bahtiyarlığına erdiğimiz metanetini, kerem ve cömertliğini, kısaca insanlığa sunduğu değerleri anlayıp hayatımızı onun yüce ahlâkıyla güzelleştireceğimiz bir tazelenme mevsimidir” açıklamalarında bulundu.

Gül açıklamasını şu şekilde sürdürdü;

“Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in ümmeti olarak bizlere düşen ilk vazife, onu doğru tanıyıp doğru anlamaktır. Onu doğru tanıyıp doğru anlamak ise öncelikle yaratılışın gaye ve hikmetini, insanî ve ahlâkî değerleri, onun hayat anlayışını, şefkat ve merhamet yüklü bakışını anlamaktan geçer. Peygamberimizi doğru tanımak, hayat kitabımız Kur’an-ı Kerim’i daha iyi anlamaya vesile olacaktır. Zira Yüce Kitabımız, Peygamberimizle yaşanan bir hayata dönüşmüştür. Yunus Emre’nin gönlündeki aşk peygamberine, Mevlana’nın kalemindeki rahmet peygamberine, Ahmet Yesevi’nin dilindeki hikmet peygamberine, Hacı Bektaş-ı Veli’nin semahındaki sevgi ve hoşgörü peygamberine selam olsun. Bu duygu ve düşüncelerle “Mevlid-i Nebî”nin Devletimizin bekasına, Esir Türklerin azatlığına, kardeşliğimizin güçlenmesine, insanlığın huzuruna ve sağlığına vesile olması dileğiyle, Yüce Türk milletinin, İslam âleminin ve Rahmet olarak gönderilen alemlerin, Mevlit kandilini tebrik eder, hayırlara vesile olmasını Allahtan niyaz ederim”.