Büro Emekçileri Sendikası (BES) Çorum Şube Başkanı Ertuğrul Alper, Atatürk Havalimanı’nda yaşanan terör saldırısını lanetledi.
Alper, yaptığı açıklamada, “katliamlarla yaşamaya alışmamız, kanıksamamız bekleniyor. Kan ve gözyaşı tehdidi ile dayatılan “istikrar” yalanını kabul etmeyeceğiz. Yaşam hakkımızı tehdit eden bu kısır döngüye teslim olmayacağız! Savaş-şiddet-terör kısırdöngüsünü emek ve demokrasi mücadelesini yükselterek kıracağız” dedi.
Ertuğrul Alper açıklamasında şöyle dedi:
“Her gün yeni bir saldırı ve katliam haberi ile uyanıyoruz. Dört bir yanımız kan, barut kokuyor. Gözyaşlarımız dinmiyor, kan durmuyor, acılar bitmiyor! Katliamlarla savaş alanına çevrilmiş bir ülkede acıdan başka paylaşacak bir şeyin bırakılmadığı zifiri bir karanlığa itiliyoruz.
Bu kez bombalar Atatürk Havalimanı’nda patladı. Dün akşam saatlerinde yaşanan vahşi saldırıda onlarca vatandaşımız hayatını yitirdi, yüzlercesi yaralandı.
İnsanlık dışı vahşi saldırıyı nefretle kınıyor, lanetliyoruz. Saldırıda hayatını kaybedenlerin ailelerine ve yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
AKP iktidarı, daha önceki katliam ve saldırılarda olduğu gibi, Atatürk Havalimanında yaşanan katliamın ardından da aynı hamasi nutukları atmaya, “güvenlik zafiyeti yok” açıklamaları yapmaya devam ediyor.
Üstelik ilginçtir katliamlarla ilgili açıklamalar İçişleri Bakanı tarafından değil, Adalet Bakanı tarafından yapılıyor. Başbakan katliamın ardında IŞİD olduğunu, bunu teyit etmeye çalıştıklarını açıklamasına rağmen, IŞİD’e toz kondurmayanlar hedef saptırmanın derdine düşüyor.
Oysa katliamları, çatışmaları durdurmanın yolu hamasi nutuklar atmaktan, teröre lanet etmekten değil, toplumsal barışı tesis etmekten geçmektedir.
KESK olarak 10 Ekim Ankara Katliamı ile kana bulanan Emek, Barış, Demokrasi Mitingimizde de, ülkenin kana bulandığı günlerde hayata geçirdiğimiz 29 Aralık iş bırakma eylemimizde de hep bu bilinçle hareket ettik.
Barışın tesis edilmediği bir ülkede; katliamları durdurmanın, demokrasiyi inşa etmenin, emeğin haklarına yönelik saldırıları durdurmanın mümkün olmayacağını anlatmaya çalıştık. Ne yazık ki bugün “ güvenlik zafiyeti yok, canlı bombaları eylem yapmadan yakalayamıyoruz” diyerek katliamları seyredenler barış talebimize yönetici ve üyelerimizi memuriyetten çıkarmaya, tutuklamaya varan baskı ve şiddet politikaları ile cevap vermeyi tercih etmiştir.
Bugün, ne yazık ki içeride ve dışarıda savaş konseptinde ısrar eden, toplumsal kaygı ve güvensizlik ortamını iktidarına desteğe dönüştürmeye çalışan siyasi iktidarın günahlarının bedelini hep birlikte ödemeye devam ediyoruz.
Daha önce de defalarca dikkat çektiğimiz üzere, AKP iktidarının yıllardır başta Suriye olmak üzere Ortadoğu’da izlediği politikalar ve IŞİD başta olmak üzere vahşet örgütleri eliyle yürüttüğü vekâlet savaşının geldiği nokta tüm insanlığı tehdit eder boyutlara ulaşmıştır. Ne bugünümüzün ne de yarınımızın en ufak bir güvencesinin kalmadığı bir girdaba her geçen gün daha fazla sürükleniyoruz.
Katliamlarla yaşamaya alışmamız, kanıksamamız bekleniyor.
Bir kez daha altını çiziyoruz. Kan ve gözyaşı tehdidi ile dayatılan “istikrar” yalanını kabul etmeyeceğiz. Yaşam hakkımızı tehdit eden bu kısır döngüye teslim olmayacağız! Savaş-şiddet-terör kısırdöngüsünü emek ve demokrasi mücadelesini yükselterek kıracağız!
Toplum olarak sürüklendiğimiz karanlık girdabı daha da derinleştirici politika ve söylem üretmekten ileri gitmeyen, tek adamın diktasına dayalı başkanlık rejimi dışında herhangi bir derdi olmayan AKP iktidarı derhal istifa etmelidir.
Ülkemizin içine her geçen gün daha fazla sürüklendiği kaotik ortam; toplumsal barışı, demokrasiyi, adaleti tesis edecek, emeğin hak ve özgürlüklerinin önüne çekilen setleri yıkacak bir Demokrasi Cephesine olan ihtiyacı daha da yakıcı hale getirmektedir.
Atatürk Havalimanı’nda yaşanan katliamda yaşamını yitirenlerin ailelerine başsağlığı ve sabır, yaralılara bir kez daha acil şifalar diliyor, bu karanlık tablodan çıkış için atılacak her adımda görev ve sorumluluk almaya hazır olduğumuzu kamuoyuna ilan ediyoruz”