Nurcan Hasırcı Doğan, “Dünyanın ve ülkemizin dört bir yanındaki kadınlar 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde, cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan her türlü şiddete karşı, tüm zorluklara rağmen müthiş bir direniş göstermeye devam ediyor. Türkiye’de her gün en az üç kadın katlediliyor. Bu durum on yıllardır sürüyor ve öldürülen kadınların sayısı giderek artıyor. Milyonlarca kadın yaşadığı şiddeti şikâyet konusu dahi edemiyor. Bu vahim gerçeğe rağmen, hukuki, ekonomik ve toplumsal bütün önlemleri acilen ve etkili şekilde hayata geçirme görev ve zorunluluğu görmezden geliniyor. Kadınların insan haklarına ve kadına karşı şiddetle mücadeleye dair İstanbul Sözleşmesi’nden hukuka aykırı biçimde Türkiye’nin imzası çekiliyor, yasalar uygulanmıyor ve karalanarak caydırıcılığı azaltılıyor. Kapsamlı sosyal politikalara kaynak ayrılmıyor ve evrensel toplumsal cinsiyet eşitliği normları aşındırılıyor. Bütün bunlara artık ARTIK YETER diyoruz” dedi.

“ARTIK DURUN DİYORUZ”

Hasırcı Doğan, “Eşitlik ve özgürlükten yana bağımsız kadın örgütlerinin yapım süreçlerine etkin katılımı olmadan kimse yasalara dokunmasın, cinsiyet eşitliğinin her düzlemde hesaba katılmadığı hiçbir toplumsal iyileştirme ve dönüşüm planı yapılmasın!

İktidarın yıllardır sürdürdüğü kadın düşmanı politikalara, İstanbul Sözleşmesi’nden hukuksuz çıkma sürecine ve Danıştay’ın bu konudaki tutumuna, 6284 Şiddet Yasası’nın içinin boşaltılmasına ve etkin uygulanmamasına, yoksulluk nafakasının süreyle sınırlandırılmasına yönelik kampanyalara, kadınlara karşı şiddeti ve ayrımcılığı ortadan kaldırmak için hayata geçirilmesi gereken kapsamlı ve bütüncül politikalara bütçe ayrılmamasına, çocuk cinsel istismarı faillerine yönelik af girişimlerine YETER diyoruz. “Başka” bir ülke kurma hayaline giden yolu kadın haklarını tırpanlayarak açmaya çalışanlara artık durun diyoruz!

Nurcan Hasırcı Doğan, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

Meclis’te “araştırma” adı altında, kadın hakları aleyhine girişimlere dayanak oluşturmak maksadıyla kurulan komisyonların sözüm ona çözüm önerilerini tanımıyoruz. TBMM Kadına Şiddetin Araştırılması Komisyonu’ndaki iktidar milletvekillerinin kadınlara karşı şiddetin çözümünü hukukta görmemesi ve evlilik ehliyeti gibi yöntemler önermesini ciddiyetsiz ve tehlikeli buluyoruz. 5. Yargı Paketi ile getirilmeye çalışılan, çocukların ve kadınların hayatlarını ve haklarını tehdit eden değişikliklerin Meclis gündeminden kaldırılmasını istiyoruz. Görevinizi yerine getirin, kadınların kazanımlarını ortadan kaldırmak için değil, mevcut yasaları uygulamak için çalışın, yasalara dokunmayın uygulayın” ifadelerine yer verdi.

Bütün yoksulları ama en çok da ezeli eşitsizlikler nedeniyle kadınları etkileyen ekonomik çöküş şartlarından çıkış için acilen harekete geçin. Gereken önlemlerin kadın iktisatçıların eşit katılımı ve toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifiyle inşa edilmesini sağlayın. Aksi takdirde krizin derinleşeceğinin ve kısa ya da uzun vadeli her türlü önlemin sürdürülebilir olmaktan çıkacağının farkına varın. İşyerinde kadına yönelik şiddet ve cinsel tacizle mücadeleyi amaçlayan Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 190 Sayılı Sözleşmesi’ni onaylayın ve hayata geçirin.

SÖZÜMÜZ HERKESE!

Muhafazakâr, demokrat, sol ya da liberal demeksizin, bütün politik çevrelere, herkese hatırlatmak isteriz ki, Türkiyeli kadınlar olarak bizler, öncelikle ve özellikle kendi bağımsız duruşumuza ve kendi dayanışmamızdan aldığımız güce güveniyoruz. Hem yaşanmış uzak ve yakın tarihten hem de içinden geçmekte olduğumuz zamanlardan biliyoruz ki, kadınların ve feminist hareketin eşitlik mücadelesi, bütün toplumsal kesimlerin eşitlik mücadelesiyle kesişen en önemli demokratik mücadele alanıdır ve geleceği kuracak fikirlerden biridir. Bu ülkenin geleceğinde yer almak isteyen siyasi partilerin, toplumsal hareketlerin artık bu gerçekle yüzleşmesi gerekiyor. Türkiye’nin geleceği kadınlar olmadan kurulamaz.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Geçiş İlkeleri’ni hazırlamakta olan altı muhalefet partisinin, eşit temsil ve şiddetsiz bir hayat için beş başlık altında hazırlamış olduğumuz acil taleplerimizi bir kez daha görmezden gelmesini kabul etmiyoruz. En derin tahribatın verildiği cinsiyet eşitliğinin, ertelenebilir bir alt başlık olarak ele alınmasını reddediyoruz. Cinsiyet eşitliğinin sağlanması konusunda gerçekçi politikalar içermeyen her türlü toplumsal mutabakatın veya eylem planının eşitsizlikleri pekiştireceğine dair uyarılarımızın dikkate alınmamasına ARTIK YETER diyoruz! Kadın ve LGBTİ+’ların eşit, özgür ve şiddetsiz bir hayat sürmesinin önündeki her türlü söylem ve eylemi durdurun, bu alandaki yasal kazanımlarımızı tehdit eden girişimlere karşı harekete geçin.

YASALARA DOKUNMA, UYGULA TALEBİMİZİ DİKKATE ALIN

Eşit ve şiddetten uzak bir hayat için mücadeleden vazgeçmeyeceğiz! Eğitim Sen Çorum Şubesi olarak, gücünü tarihsel mücadelemizden alan eşit bir gelecek kurma hayalimizden ve kararlılığımızdan vazgeçmeyeceğiz. Mücadelemizde, yolumuza çıkanları da birlikte yol yürüdüklerimizi de unutmayacağız. Eşit, şiddetsiz, haklara saygılı bir hukuk devletinde yaşamak isteyen herkesi, kadın ve LGBTİ+’lara karşı her türlü şiddet ve ayrımcılıkla mücadele etmeye çağırıyoruz. Artık Yeter #YasalaraDokunmaUygulaEşitlik ve özgürlük mücadelemizden vazgeçmiyoruz. İsyanımızı büyütüyoruz. 25 Kasım kadına yönelik şiddetle karşı uluslararası mücadele ve dayanışma gününde #sokaklardayızBileşeni olduğumuz Çorum Kadın Platformu bütünselliğinde 25 Kasım Perşembe saat 17.00'da Kadeş Meydanında alanlarda olacağız. Haklarımıza sahip çıkmak, mücadeleyi büyütmek için tüm kadınları sesimize ses olmaya bekliyoruz.”