İYİ Parti Çorum İl Başkanı Bekir Özsaçmacı, Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden 2018 yılı başında bilgi edinme talepleri olduğunu kaydederek, “Bir buçuk yıl geçmesine rağmen yanıt alamadık” dedi.

Özsaçmacı, Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin yılın hastanesi seçilmesi nedeni ile bir açıklama yayınladı.

Doğu Karadeniz bölgesine yönelik yapılan yılın enleri araştırmasında eğitim araştırma hastanesinin bölgenin enlerinden biri olarak seçilmesini tebrik eden Özsaçmacı, açıklamasını şöyle sürdürdü;

“Bizim nazarımızda hangi enlerde bunu da belirtmeden geçmeyelim!

Hastalardan gelen bilgiler, talepler, şikâyetleri en yakın zamanda detaylı olarak bir başka fasıla bırakıp genel durum değerlendirmesi yaparak konuyu aktarmak isterim.

İnsanlar bir arada yaşarlar, mahallede, köyde, ilçede, şehirde ve nihayetinde devletle organize edilirler belirli kurallar belirli yönetim şekilleri vardır. Öyle hızlı ilerliyor ki biz nasıl yönetiliyoruz anlayabilmiş değiliz. Şöyle ki birçok yönetim şekli vardır; özetle açıklarsak değerli kamuoyu ve kıymetli hemşerilerimizin değerlendirmelerine bırakıyorum.

Demokrasi; Siyasal denetimin doğrudan doğruya halkın ya da düzenli aralıklarla halkın özgürce seçtiği temsilcilerin elinde bulunduğu, toplumsal ve ekonomik durumu ne olursa olsun tüm yurttaşların eşit sayıldığı yönetim biçimi. Monarşi : Bir kişinin kayıtsız şartsız egemenliğidir. Meşrutiyet : Krallık veya Padişahlık gibi rejimlerde halkın, az veya çok, yönetime katılmasıdır. Kralın yanında halkın seçtiği bir meclis olması gerekir. Oligarşi : Ülkeyi bir grubun yönetmesidir. Otoriter Yönetim : Siyasal iktidar yetkilerini tek elde toplandığı yönetim biçimidir. Meclis bulunur fakat yetki devlet başkanındadır. Totaliter Yönetim: Hiçbir bireysel özgürlüğe yer vermeyen ve bireyin yaşamını her yönüyle devlet otoritesine tabi kılmayı amaçlayan yönetim biçimidir. Teokrasi: Devletin, dini kurallara dayanılarak yönetilmesidir. Din kuralları anayasa olarak kullanılır. Teokratik Egemenlik: Ülkeyi idare etme yetkisinin tanrıdan alındığına ve egemenliğin kaynağının tanrı olduğuna dayanan yönetim anlayışıdır. Cumhuriyet: Esas olan ilk öğe devlet başkanının belli bir süre için seçilerek iş başına gelmesidir. Meclis olmalı ve halka seçme-seçilme hakkı tanınmalıdır. Komünizm: Sanayi devriminin getirdiği sorunlar ve işçi sınıfının sömürülmesine karşı çıkan bir akımdır. İlk kez Rusya’da I. Dünya Sav. sırasında kuruldu. *Her şey halk adına devletin denetimindedir. *Özel mülkiyet yoktur. *Tek Parti ve siyasi görüş vardır. *Katı bir devletçi anlayış vardır. Faşizm: İlk kez İtalya’da I.Dünya Savaşından sonra ortaya çıktı. Temel felsefesi “ Her şey devlet içindir, hiçbir şey devlete karşı değildir.” Tek parti vardır. Baskıcı devlet şeklidir. Nasyonal Sosyalizm (Nazizim): Almanya’da ortaya çıktı. Faşizme benzer, Tek Parti ve siyasi görüş vardır. Baskıcıdır.

Biz ülkemizde ısrarla Cumhuriyet ve Demokrasi den bahsedeceğiz. Demokratik rejimlerde muhalefet olmaz ise ya da muhalefet görevini yapmaz ise esas sıkıntılardan biridir. Diğer en önemli sıkıntı ise; " Demokratik rejim sacayağı misali "yasama", "yürütme" ve "yargı" sayesinde ayakta durur. Maalesef günümüzde yasaları ayak bağı olarak gören bir zihniyet ortaya çıkmaya başladı.

Çorum eğitim araştırma Hastanesinin başarılarının devamını dileriz lakin 2018 yılı başında 4982 sayılı Bilgi Edinme Kanununa istinaden oluşan hakkımızı kullanarak noter ayrıca iadeli taahhütlü posta yolu ile gönderdiğimiz Bilgi edinme talebimiz birbuçuk yıl geçmesine rağmen yanıt alınamamıştır. Soruyorum kanunlarımı tanımıyorsunuz, yoksa bir şeyler mi saklıyorsunuz? Kanunların vermiş olduğu hakkı usullerine uygun bir şekilde gerçekleştirilen talebimize neden cevap vermediniz? İnanıyoruz ki demokrasilerde çare tükenmez meclise taşıyıp oradan da soracağız.

Kamu hastane yönetimimi, Sağlık müdürlüğümü, Rektörlük mü, Başhekimlik mi, Müdürlük mü birçok kez yönetimsel değişiklikler oldu ki hızınıza yetişemedik kusurumuza bakmayın. Söz konusu kurumun sevgili yöneticileri bizim gibi muhalefetin varlığı sizlerin üzerindeki siyasi baskıyı azaltır ve huzur içinde çalışırsınız. Sizler rejim içerisinde ki yöneticilik, idarecilik işleyişini yanlış anlamışsınız.

Fuzuli der ki; “Mâlik oldum burada ben hüner-i mümtâze. İşte meydân-i sühan gitmeyelim Şirâz'e. Halep onda ise bunda bulunur endâze. İşte meydân-i sühan gitmeyelim Şirâz'e”

Daha iyi anlamanız açısından; Nasreddin Hoca gece yatarken sakalının üzerinden bir fare geçer. Hoca hemen hanımına seslenir: "Hanım, hanım kalk, sakalımın üzerinden bir fare geçti, onu yakalayalım." Hanımı:"Bu gece karanlığında fareyi nasıl yakalayacağız? Hem sakalının üzerinden fare geçmişse ne olacak sanki?" deyince Hoca:"Öyle deme hanım, alışır, her gün geçmeye kalkar, yol olur." karşılığını verir.

Yöneticiler yasaları istediği şekilde yorumlar, işine geldiği şekilde değiştirir hatta çıkarları doğrultusunda yok sayarsa toplumda hukuka güven sarsılır ve herkes kendi hukukunu uygulamaya başlar ki Allah korusun geri dönülmez bir yola girilmiş olur. Söylemesi bizden… “