Gül, “Bugün, 1960 ve 1971 de yaşanan askeri müdahalelerin ardından 12 Eylül 1980 de askerlerin yönetime el koyması ile vuku bulan üçüncü askeri darbenin 40.yıl dönümüdür” dedi.

“Bu müdahale ile ülkemizin gelişim süreci sekteye uğramış ve gelişmişlik açısından yıllarca geriye gidilmiştir” diyen Gül, “Bu duruma, şüphesiz en çok, ülkenin birlik ve beraberliğini bozmayı kendine görev edinmiş, iç ve dış mihraklar sevinmiştir. Ne olursa olsun meşru olmayan bir eylemi desteklemek mümkün değildir. Demokrasi ve milli iradenin olduğu bir yerde, sorunların çözümü de yine demokratik yollarla olmalıdır.

1944’de işkence görende, şehit edilen de Türk milliyetçileri idi, en ağır bedeli ödeyenler de biz olduk. Bir de bunlar yetmezmiş gibi 12 Eylül’de, yok edilmeye çalışıldık. Ülkücüleri, yıllar sonra bir kez daha suçlamaya kalkışmak aşağılık bir anlayıştan ibarettir.12 Eylül’ün tüm yönleri ile müsebbipleri, bugün utanmadan mağdur rolünü de oynamaktadırlar. Bizler her dönem ezilmeye, yıldırılmaya ve öldürülmeye çalışılan bir hareketin mensupları olarak, acılarımızın bizlerin rütbeleri olduğuna inanıyoruz. Bize karşı gerçekleştirilen bu aşağılık eylemler karşısında sessiz kalmamızı kimse beklemesin” ifadelerine yer verdi.

Gül, “Bizler Ülkücü Türk Milliyetçileri olarak milletimizin önündeki bu zor ve sıkıntılı dönemde Büyük Türk Milleti’nin huzuru, güvenliği, birliği ve bin yıllık kardeşliğini korumak için üzerimize düşen görevi yapmaya azimli ve kararlıyız. Taşıdığımız bayrak; temsil ettiğimiz mukaddes Türk Milliyetçiliği davası uğrunda, komünist ve bölücü hainlerin kurşunlarıyla şehitler ordusuna katılmış olan Ruhi Kılıçkıran´dan Hasan Şimşek’e kadar şehit olan abi ve kardeşlerimin ruhaniyetlerinin de su anda bizimle beraber olduklarını biliyoruz. Ülkücü harekette şehit olan gençlerin hepsi eğitim seviyesi yüksek kişilerdi hiç biri imanından vatan millet sevgisinden taviz vermedi.

Bizler, bize yapılanı unutmadık, hala hatırlıyoruz ve yaşadığımız sürece de unutmayacağız. Bugün bir kez daha, tarih boyunca bizleri ezmeye çalışan hainleri kınıyor, bin yıllık kardeşliği koruma ve yaşatmaya and içtiğimizi bölücülere bir kez daha duyurmak istiyorum. Başbuğ Alparslan Türkeş’in “En Kötü İdareyi En Güzel Darbeye Tercih Ederim.” sözleri de darbelere bakış açımızı en iyi şekilde ifade etmiştir.” dedi.

12 Eylül Türk milletinin milli-kültürel erozyona karşı vatan topraklarının kaybedilmemesi için diktiği fidanların acımasızca kırılma tarihidir. Başta merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş olmak üzere, Eylül'ün kırdığı güllerin ruhları şad, mekânları cennet olsun” açıklamalarında bulundu.