Eğitim Sen Çorum Şube Kadın Sekreteri Nurcan Hasırcı Doğan, “Dünyanın ve ülkemizin dört bir yanındaki kadınlar, cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan her türlü şiddete maruz kalıyor, öldürülüyor, yok sayılıyor. Türkiye’de her gün en az üç kadın katlediliyor. Bu durum on yıllardır sürüyor ve öldürülen kadınların sayısı giderek artıyor. Milyonlarca kadın yaşadığı şiddeti şikâyet konusu dahi edemiyor. Bu vahim gerçeğe rağmen, hukuki, ekonomik ve toplumsal bütün önlemleri acilen ve etkili şekilde hayata geçirme görev ve zorunluluğu görmezden geliniyor. Kadınların insan haklarına ve kadına karşı şiddetle mücadeleye dair İstanbul Sözleşmesi’nden hukuka aykırı biçimde Türkiye’nin imzası çekiliyor, yasalar uygulanmıyor ve karalanarak caydırıcılığı azaltılıyor. Kapsamlı sosyal politikalara kaynak ayrılmıyor ve evrensel toplumsal cinsiyet eşitliği normları aşındırılıyor. Bütün bunlara artık yeter diyoruz” dedi. 

Nurcan Hasırcı Doğan, “Eşitlik ve özgürlükten yana bağımsız kadın örgütlerinin yapım süreçlerine etkin katılımı olmadan kimse yasalara dokunmasın, cinsiyet eşitliğinin her düzlemde hesaba katılmadığı hiçbir toplumsal iyileştirme ve dönüşüm planı yapılmasın! İlimizde yaşanan son cinayet yine yüreklerimizi yaktı, isyanımızı körükledi. Binlerce kadının olduğu gibi bir kadının daha umutları, hayalleri, kahkahaları yarım kaldı. Ezgi Taşkıran Zavar, ablasını korumak isterken zalimce katledildi. Katillerin, zalimlerin korunduğu bir ortamda Ezgi ile birlikte öldük biz de. Her gün azar azar değil çok ölüyoruz” açıklamalarında bulundu.

Nurcan Hasırcı Doğan açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

“Artık yeter diyoruz. “Başka” bir ülke kurma hayaline giden yolu kadın haklarını tırpanlayarak açmaya çalışanlara artık durun diyoruz! Ezgi’ler ölmesin, analar ağlamasın diyoruz.Görevinizi yerine getirin, kadınların kazanımlarını ortadan kaldırmak için değil, mevcut yasaları uygulamak ve kadını yaşatmak için çalışın, yasalara dokunmayın uygulayın.

Sözümüz herkese!

Muhafazakâr, demokrat, sol ya da liberal demeksizin, bütün politik çevrelere, herkese hatırlatmak isteriz ki, Türkiyeli kadınlar olarak bizler, öncelikle ve özellikle kendi bağımsız duruşumuza ve kendi dayanışmamızdan aldığımız güce güveniyoruz. Hem yaşanmış uzak ve yakın tarihten hem de içinden geçmekte olduğumuz zamanlardan biliyoruz ki, kadınların ve feminist hareketin eşitlik mücadelesi, bütün toplumsal kesimlerin eşitlik mücadelesiyle kesişen en önemli demokratik mücadele alanıdır ve geleceği kuracak fikirlerden biridir. Bu ülkenin geleceğinde yer almak isteyen siyasi partilerin, toplumsal hareketlerin artık bu gerçekle yüzleşmesi gerekiyor. Türkiye’nin geleceği kadınlar olmadan kurulamaz.

Eşit ve şiddetten uzak bir hayat için mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Eşit, şiddetsiz, haklara saygılı bir hukuk devletinde yaşamak isteyen herkesi, kadın ve LGBTİ+’lara karşı her türlü şiddet ve ayrımcılıkla mücadele etmeye çağırıyoruz.”