Boykotun kelime anlamı “Bir işi, bir davranışı yapmama kararı alma. Bir kimse, bir topluluk veya bir ülkeyle, amaca ulaşmak için her türlü ilişkiyi kesme.”

Etimolojik kökeni ise, İrlanda Toprak savaşı sırasında gayrimenkul kira vekili olan Captain Charles Boycott'un soyadına dayanır. 1880'de hasat düşük olunca Lord Erne, kiracılarına %10 indirim yapmayı teklif eder. Eylül ayında kiracılar %25 indirim olması için protestolara girişirler ancak Lord bunu geri çevirir. Bu sırada Boycott onbir kiracının işine son verir. Charles Stewart Parnell bir konuşmasında, açgözlü kiravekilleri ve toprak ağalarıyla olan mutabakatlar sırasında halka bu insanlarla iletişimlerini kesmelerini ve onları bir bakıma aforoz edercesine yok saymalarını önerir. İşçiler çalışmaz, yerel işadamları onunla ticaret yapmaz hatta postacı bile postalarını getirmez olmuştu. The Times'ın Boycott kelimesini kullanmasıyla birlikte bu durumun adı dünya çapında meşhur olmuş ve fiil olarak yerini alır.

Şimdi Tük mallarına yönelik Suudi Arabistan’da bir boykot girişimi var. Nedeni belli, Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın katili Veliaht Prens Muhammed Bin Selman ve avanesinin Türkiye’nin olayı takipten vazgeçmemesi üzerine biçareliklerinin yansıması…

Üstüne üstlük bir de tüm İslam dünyasının kutsallarını peşkeş çekme çabalarına karşı Türkiye’yi karşılarında görmek bu tavrı almaya doğru onları itiyor…

Kabul görüyor mu?

Hayır…

Pek çok Arap aktivisti bu saçmalığı kınıyor ve herkesi Türk mallarını almaya teşvik ediyor…

Diğer yandan Fransa’nın islamofobik lideri Emanuel Macron her vesile ile islam karşıtlığını açığa vuruyor. Türkiye onun bu insanlık dışı tavırlarına karşı tepki gösterince de çılgına dönüyor…

Suriye, Akdeniz, Libya, şimdi de Karabağ’da fena çuvalladı.

Suriye’de PKK/YPG’ye tam destek verdi, Afrin’de tüneller, barikatlar inşa ettirdi ve Türkiye bir haftada güvendikleri dağlara karlar yağdırdı, karizma yerlerde süründü.

Katil Halife Hafter’i destekledi ve başarısız oldu.

Akdeniz’de az daha gemileri batıyordu. Oruç Reis’e engelleme yapmaya kalkıştıklarına bin pişman oldular…

Şimdi Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarını kurtarma mücadelesinde almış olduğu mesafe onları çıldırtıyor.

Minsk üçlüsü olarak 30 yıl boyunca çözüm bulmadıkları sorunu bir ayda Azerbaycan Ordusu çözdü.

Çırpınıyorlar ki durum dersine dönsün ve Türkiye Azerbaycan’dan desteğini çeksin ve Ermeniler işgali sürdürsünler…

Başaramıyorlar.

Başaramadıkça da küstahlaşıyor ve sınırları zorluyorlar…

Madem öyle, buyurun!

Çırpınırdı Karadeniz bakıp Türk’ün bayrağına…

Türkiye’ye karşı her türlü düşmanca girişimde bulunup sonrasında ilişkileri istedikleri gibi sürdüreceklerini düşünenler, ambargolarla, yaptırımlarla tehdit edenler görmeliler ki, esas yaptırım bu milletin size olan boykotları ile ortaya çıkar…

Türkiye’yi yıllarca zulümle sömürdükleri çaresiz zavallı ülkelerle karıştırmanın ve İslam dininin yüce peygamberine ve dinin bizatihi kendisine düşmanca hislerle yaklaşmanın karşılıksız kalacağını, herkesin kayıtsız kalacağını düşünenler de yanıldıklarını görsünler…

BAE emiri veya Suud Veliaht Prensi gibi çapsız ve değersiz insanları İslam’ı temsil ediyor diye düşünenler veya temsil makamına yerleştirmek isteyenler her zaman yanılacaklardır…

Türk milleti tüm inançlara saygılıdır.

Her dinin kutsalına değer verir. İnsanların inanç özgürlüklerini zedeleyecek bir tutum ve davranış içine girmez.

Dinine de laf ettirmez.

Sevgili peygamberimize yönelik bu ahlaksızlıklara da hiçbir zaman hoş bakmaz.

Boykotu bizler öyle cinayetleri örtbas için değil, böyle mukaddeslerimize saldırdıkları zaman yaparız ve tam yaparız…