Haberler

Rahşan ve Bülent Ecevit! Aşkla, inançla, mücadeleyle geçen bir ömür

Türk siyasetinin en özel çiftlerinden biri olan Rahşan ve Bülent Ecevit’in birlikte yazdığı hayat hikâyesi, yalnızca bir evlilik değil; aşkın, sadakatin ve halk için verilen mücadelenin sembolü oldu. İşte birlikte geçen o unutulmaz ömrün çarpıcı kareleri ve ardındaki anlamlı hikâyeler...

Rahşan ve Bülent Ecevit! Aşkla, inançla, mücadeleyle geçen bir ömür
Abone Ol
İdealist Bir Aşk: Rahşan ve Bülent Ecevit'in 1946’da Başlayan Yolculuğu

Rahşan Aral ve Bülent Ecevit, 1946 yılında Robert Koleji’nde tanıştı. Kısa süre içinde hayat boyu sürecek bir aşk ve siyasi ortaklık başladı.Rahşan Ecevit, siyasi hayatı boyunca Bülent Ecevit’in en büyük destekçisi oldu. Pek çok mitingde, kampanyada ve kriz anında onun yanındaydı.

İdealist Bir Aşk: Rahşan ve Bülent Ecevit'in 1946’da Başlayan Yolculuğu Rahşan Aral ve Bülent Ecevit, 1946 yılında Robert Koleji’nde tanıştı. Kısa süre içinde hayat boyu sürecek bir aşk ve siyasi ortaklık başladı.Rahşan Ecevit, siyasi hayatı boyunca Bülent Ecevit’in en büyük destekçisi oldu. Pek çok mitingde, kampanyada ve kriz anında onun yanındaydı.

1980 darbesinden sonra siyasi yasaklı olan Bülent Ecevit’in yerine Rahşan Ecevit, 1985’te Demokratik Sol Parti’yi kurarak siyasette öncü rol oynadı.
Ecevit, şiire tutkundu ve Rahşan için zaman zaman şiirler kaleme aldı. Onun için “Canımın içi” ifadesini kullanırdı.

1980 darbesinden sonra siyasi yasaklı olan Bülent Ecevit’in yerine Rahşan Ecevit, 1985’te Demokratik Sol Parti’yi kurarak siyasette öncü rol oynadı. Ecevit, şiire tutkundu ve Rahşan için zaman zaman şiirler kaleme aldı. Onun için “Canımın içi” ifadesini kullanırdı.

1970’lerden 2000’lere: Omuz Omuza Bir Siyasi Hayat

1974 Kıbrıs Harekâtı’ndan 1999 DSP iktidarına kadar pek çok tarihi süreçte Rahşan-Bülent Ecevit çifti birlikte karar aldı, birlikte yön verdi.
Mitinglerde aktif konuşmalar yapmasa da sahne arkasında strateji belirleyen, halkla birebir temas kuran nadir siyasi figürlerden biriydi.

1970’lerden 2000’lere: Omuz Omuza Bir Siyasi Hayat 1974 Kıbrıs Harekâtı’ndan 1999 DSP iktidarına kadar pek çok tarihi süreçte Rahşan-Bülent Ecevit çifti birlikte karar aldı, birlikte yön verdi. Mitinglerde aktif konuşmalar yapmasa da sahne arkasında strateji belirleyen, halkla birebir temas kuran nadir siyasi figürlerden biriydi.

Türkiye tarihinin en büyük ekonomik krizlerinden biri olan 2001 döneminde, Rahşan Ecevit siyasi ve kişisel olarak eşine büyük destek verdi. Rahşan ve Bülent Ecevit’in çocuğu olmadı. Ancak özellikle emekçi kesim ve sol seçmen üzerinde “halkçı lider” ve “dürüst siyasetçi” imajıyla büyük bir sevgi kazandılar. Bülent Ecevit 2006’da vefat ettiğinde Rahşan Ecevit onun ismini ve mirasını yaşatmak için birçok etkinliğe katıldı, anma programları organize etti. Rahşan Ecevit, 2020 yılında 97 yaşında hayatını kaybetti. Vasiyeti üzerine Bülent Ecevit’in yanına, Devlet Mezarlığı’na defnedildi. Böylece yarım asrı aşan beraberlikleri öteki dünyaya da taşındı.

BÜLENT ECEVİT ANILARINDA RAHŞAN HANIM’DAN ŞU ŞEKİLDE BAHSEDER Rahşan benim ilk aşkımdı. Öncesinde ciddi anlamda hiç kız arkadaşım olmamıştı. Rahşan Hanımla 1944'de tanıştık, 1946'da evlendik. Robert Kız Koleji Arnavutköy'de bir tepe üzerinde, Robert Erkek Koleji de ona yakın bir başka tepedeydi. O zamana kadar kız ve erkek bölümleri arasında herhangi bir sosyal etkinlik olmamıştı. İlk defa 1944 yılında kız ve erkek öğrenciler bir araya gelip tanışır oldular. Ortak etkinlikler başladı, o arada iki piyes oynandı. Altemur Kılıç sınıf arkadaşımdı. Onun yazdığı piyeste, Mehmet Akif'in güzel milliyetçi şiirinden bir bölümü benim okumam isteniyordu. Dekorasyonu da Rahşan yapacaktı. O vesileyle tanışmış olduk.

Ondan sonraki piyeste yine bana bir şiir okuma görevi düştü, Rahşan'a da dekor görevi verildi. O şekilde birbirimizi tanımış olduk. Mezuniyet gününe yakın kız ve erkek bölümlerinin ortak çayı-pikniği vardı. O piknikte hiç ayrılmadık. Orada birbirimizi daha yakından tanıdık.

Ondan sonra ben evlenme önerisinde bulunmayı aklıma koydum. Çok utangaç bir insandım, ona rağmen büyük bir cesaret geldi, Rahşan'a talip olma konusunda.. Birlikte ilk defa dışarı çıktık, kendisini çok mütevazı bir yemeğe götürdüm. Dolmabahçe'ye Taksim'den inerken sol kolda Rusların Türkiye'de kurmuş olduğu mütevazı ama çok güzel bir lokanta vardı. Oraya götürdüm. Fasulye pilav yedik.

Orada aklıma koydum, buradan çıkıp Dolmabahçe'ye inerken teklifimi yapacağım, nedense orayı seçmişim. "Dünyada en çok sevdiğim kimse sensin, benimle evlenir misin ?" dedim. Ben söyledim, Rahşan çok şaşırdı, ne diyeceğini bilemedi ama reddetmedi..

Zenginlikler falan önermedim, tam tersine çok mütevazı şeyler önerdim ama onun buna ne diyeceğini bilmiyordum. Öyle lüks bir hayat değil, mümkünse kırsal alanda, küçük bir ev ve orada sen resim yaparsın, ben şiir yazarım, ara sıra da şehre ineriz. Bunları söylemiştim. hayalimdeki şeyleri ona aktardım. Rahşan da bunlara şaşırmadı, tepki göstermedi..

Onun güzelliğine bağlandım. Çok tatlı bir yüz ifadesi vardı. Bir de sanat sevgisi ve sanatkârlığına.. Bunlar herhalde beni çekti. Daha ilk aşamada uyum sağlayabileceğimizi hissettim. O konuda yanılmadığımı da görmüş oldum.... - Ecevit'in Anıları