Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı sona erdi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki toplantı, 4 saat sürdü. Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantının ardından açıklamalarda bulunuyor.

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

"Kabine toplantımızın ilk ve en önemli konusu uzunca bir süredir olduğu gibi koronavirüs salgınındaki gelişmelerdi. Dünyanın her yerinde görülmedik düzeyde tırmanışa geçen salgın maalesef ülkemizde de etkili oldu.

Bu çerçevede birtakım tedbirleri hayata geçireceğimizi kamuoyuyla paylaşmıştık. Vaka sayıların 30 bine dayanmış olması çok dikkatli ve sabırlı davranmamız gerektiğini gösteriyor. Sıkıntıları asgariye indirebilmek için her türlü gayreti gösteriyoruz. Şu aşamada insan hareketliliğini en aza indirmeyi amaçlayan bu tedbirler dışında bir çare bulunmuyor.

Vatandaşlarımızdan öncelikle tamam diye ifade ettiğimiz temizlik, maske, mesafe kurallarına en sıkı şekilde riayet etmelidir. Salgın tedbirlerine harfiyen uygulamasını bekliyoruz. Salgın tehdit olmaktan çıkana kadar mecbur kalmadıkça kalabalığa karışmamalarını, evlerinde dahi dikkatli hareket etmelerini istiyoruz. Bu salgına karşı en etkili tedbir kendimizi korumaktır.

Sevdiklerimizin ve diğer insanların sağlığı için üzerimize düşen fedakarlıkları yapmak mecburiyetindeyiz. Soğuk algınlığı, gribin artması sağlık sistemimizin üzerindeki yükü ağırlaştırmıştır. Sağlık çalışanlarımıza en büyük teşekkürümüz onlara ilave yük getirmemek olacaktır.

Hastanemizdeki doluluk oranlarını ne kadar aşağıda tutabilirsek kendimizi o derece güvende hissederiz. 83 milyon hep birlikte seferberlik ruhuyla hareket etmemiz gerekiyor. Mücadele çalışmalarını, sağlık çalışanlarımızın gayretlerini değersizleştirmeyle ilgili yapılan spekülasyonlara dikkatli olmalıyız.

Pek çok ülkenin sağlık sisteminin, altyapısının yetersizliği sebebiyle toplumsal kargaşa iklimine bizi de sürüklemek isteyenlerin oyunlarını gelmeyeceğiz. Alnının akıyla nice mücadelelerden çıkan Türkiye salgın karşısında da Allah'ın izniyle mutlaka kazanacaktır. İnşallah aşı sürecinin de başlamasıyla kontrolü ve yönetilmesi daha kolay bir mücadele dönemine gireceğiz.

AŞI UYGULAMALARI ÖNÜMÜZDEKİ AY BAŞLIYOR

Önümüzdeki bahar aylarından itibaren küresel salgını geride bırakmayı ümit ediyoruz. Aşı çalışmalarını yakından takip ediyoruz. Her aşıyla yakından ilgileniyor, gereken bağlantıları kuruyoruz. İlk etapta 50 milyon doz anlaşma yapmış bulunuyoruz. Vatandaşlarımız herhangi ücret ödemeden aşıya erişebileceklerdir. Önümüzdeki aydan itibaren sağlık çalışanlarından başlayarak bu aşının uygulaması başlayacaktır.

HAFTA İÇİ SOKAĞA ÇIKMA KISITLAMASI

Kabine toplantımızda ilave tedbirleri istişare ettik. Hafta içi her gün gece saat 21.00 ile sabah 05.00 arasında genel sokağa çıkma sınırlaması uygulanacaktır. Hafta sonları cuma akşamı 21.00'den Pazartesi sabahı saat 05.00'e kadar kesintisiz devam edecektir.

Cumartesi Pazar artık evlerimizdeyiz. Üretim, tedarik, lojistik, sağlık, tarım, orman gibi genelgede yer alacak sektörler bu kapsamın dışındadır. Market, bakkal, kasap, manav gibi işletmeler eve paket hizmeti veren yerler belirlenecek saatler çerçevesinde hafta sonu kısıtlamasının dışındadır. Restoranlar paket servis haricinde hizmet veremeyecektir.

65 yaş üstü ve 20 yaş altı toplu taşıma araçlarını kullanamayacaklardır. Umumi Hıfzıssıhha Kurulları illerdeki taşıma hizmetlerinde salgının yayılmasına yol açan aksaklıkları gidermek için gereken tedbirleri alacaktır. Ana sınıfı ve benzeri eğitim kurumların faaliyetlerine ara verilecektir.

Milletimizden salgının evlerde buluşma ihtimalini göz önünde bulundurarak tehdit geçene kadar misafir kabul etmeye ara vermelerini rica ediyorum. Evlerde gün, mevlit, taziye, yılbaşı gibi etkinlikler yapılamayacaktır. Cenaze namazları yakınları dahil 30 kişiyle kılınacak, nikahlar bu sayıyı geçirmeyecektir. Hamam, sauna, spor salonları faaliyetlerine ara verilecektir. Her alışveriş merkezi, semt pazarı için hıfzıssıhha kurulu sayıyı tek tek belirleyecektir. Ayrıca alışveriş merkezlerine girişlerde HES kodlamasına geçilecektir. Kalabalık caddeler ve meydanlara girecek kişi sayısı sınırlanabilecektir.

Kamu kuruluşlarının mesai saatleri 10.00 ile 16.00 arası uygulanabilecektir. 50 kişiden fazla çalışan işyerlerinde, işyeri hekimin öncülüğünde, güvenlik uzmanı ve belirlenen personel tarafından salgın tedbirlerin uygulaması sıkı bir şekilde denetlenecektir. İçişleri Bakanlığımız yayınlayacağı genelgede yer alacak salı akşamından itibaren uygulamada yer alacaktır.

Bu tedbirlerin ve aldığımız kararların hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Hükümet olarak bir yandan salgının önünü kesmeye çalışırken bir yandan da içeride ve dışarıda tarihi mücadele yürütüyoruz. Bu ülkenin cumhurbaşkanı olarak ben milletimden bir şey daha istiyorum, lütfen kapalı mekan evlerimiz ne olursa olsun, sigara içmeyi bu dönem içinde kesinlikle bırakın. Nargile içmeyi kesinlikle bırakın bu süre içerisinde bırakın. Benim sigarayla da nargileyle de işim yok. Sadece milletimin sağlığı için istiyorum. Milletime olan sevgim için istiyorum. Bunların hepsi de akciğerlerimizi tehdit eden en önemli, zararlı ürünler.

Ülkemizin merkezinde yer aldığı geniş coğrafyada, insani, siyasi, diplomatik, askeri olarak tarihi bir duruş sergiliyoruz. Dost ve kardeş halklara destek olmak, mağdurlara el uzatmak için imkanlarımızı seferber ediyoruz. Bağımsız, onurlu ve vicdanlı politikalar sebebiyle Allah'ın yardımı ve milletimizin desteği ile birer birer boşa çıkartıyoruz.

Dışarıda tuzakların, sergilenen vicdan ve ahlak dışı tutumların sebebini gayet iyi biliyoruz. Asırlık düzenleri yıkan, zihinlere vurulan asırlık zincirleri kıran Türkiye'ye elbette bunun bedelini ödetmek isteyenler olacaktır. Ülke ve millet olarak bunların hepsini de göğüslemeye evelallah hazırız. Bizi asıl üzen içeride karşımıza çıkan tuhaf manzaradır. Türkiye'de ekmeğini yiyip, vatanına düşmanlık besleyen, havasını soluyup, ezanından, bayrağından nefret eden, sefasını sürüp, insanını sevmeyen bir kesim var. Bunlar zahirde demokrat, insancıl, hoşgörülü gözükür hakikatte faşistin, darbecinin, vesayetçinin önde gidenleridir.

Esasta hiçbir şey üretmez, çok konuşur ama aslında hiçbir şey söylemez. Bunlar dünyayı çok bilir gibi davranır ama hiçbir şeyden haberleri yoktur. Sürekli bağırır ama hiç dinlemez. Yalanda ve iftirada sınır tanımaz ama gerçeklere gelince arkasını d önerler. Demokrasiyi milletin iradesinde değil yurt dışından gelen sinyallerde arar. Etrafına kim ve nefret satmaktan kalbi kurumuş, ruhu kararmış, gözü körleşmiş, dili çatallaşmış bir güruhtur.

Ülkemizin ufkunu, enerjisini, havasını kirleten suyunu kirleten bu zihniyetin demokrasimize maliyeti en az yarım asırdır. Milletin gönlüne girerek iktidara ulaşmak yerine dışarıdan dolanarak gelenlerin hak ettikleri cevabı yine millet verecektir. gerçi millet er seferinde sandıkta hak ettikleri cevabı vermiştir. Siyaset, toplum, sandık mühendisliği hesaplarına o kadar dalmıştır ki, milleti görecek halleri yoktur."