Eğitim-İş Çorum Şubesi, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ve sendikanın 18. Kuruluş yıldönümü nedeniyle cumhuriyet balosu düzenlendi.

TUSAŞ'a yönelik terör saldırısında şehit olanların kimlikleri açıklandı: Kahreden detaylar ortaya çıktı TUSAŞ'a yönelik terör saldırısında şehit olanların kimlikleri açıklandı: Kahreden detaylar ortaya çıktı

Yemekli programda bir konuşma yapan Selim Bozkurt, “Siyasi iktidar, Cumhuriyetimizin 100. Yılının coşkuyla kutlanmasına gölge düşürmek istese de cumhuriyeti ve cumhuriyet değerlerini özümseyen bizler en büyük bayramımızı kutlamaktan ödün vermeyeceğiz” ifadesini kullandı.

Selim Bozkurt, konuşmasında şunları söyledi:

“Ülkesi olmayanın emeği zayi olur” ilkesini benimsemiş olan sendikamız ve üyelerinin özlük, ekonomik ve sosyal haklarının yanında cumhuriyeti ve cumhuriyet değerlerini de koruma ve kollama görevi ve zorunluluğu vardır. Cumhuriyet; ümmet yerine ulusu, kulluk yerine yurttaşlığı, bağnazlık yerine çağdaşlığı seçenlerin kurduğu bir rejimdir. Dolayısıyla cumhuriyet rejimine sahip çıkmak, geleceğimize, çocuklarımıza, çağdaş ve insanca bir yaşama sahip çıkmaktır.  Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti her manası ile büyük Türk milletinin öz ve aziz malıdır. Kıymetli evlatlarının elinde daima yükselecek, ebediyen yaşayacaktır” diyerek Cumhuriyet’e her koşulda sahip çıkılması ve Cumhuriyet’in yeni başarılarla geleceğe taşınması konusundaki sorumluluklarımızı anımsatmaktadır.

Bu manadan bakıldığında kuruluşundan günümüze sendikamız EĞİTİM İŞ’in yapmış olduğu eylem ve etkinliklerin Cumhuriyet rejimi ile örtüştüğü su götürmez bir gerçektir. Diyanet'in varlığını artırmak istediği özellikle okul öncesi ve tüm eğitim kurumlarındaki sözde ÇEDES protokollerine, öğretmenlerin sözleşmeli, ücretli, kadrolu, uzman, başöğretmen diye kategorilere ayırarak, emek sömürüsünü arttırmak, modern çağın kölelik sistemini eğitime yerleştirmek istediği sözde Öğretmenlik Meslek Kanununa, çağdaş ve insanca yaşam taleplerimizden olan ücret hakkımızın gasp edilmesinde büyük payı olan yalancı TÜİK’e, üniversitelerimizin, 12 Eylül faşist darbesinin ürünü olan YÖK’ün ve 21 yıllık iktidarın elinde hiç olmadığı kadar hırpalanmasına ve gerici bir kuşatma altına alınmasına karşı YÖK kalkacak yük kalkacak diyerek verdiğimiz mücadeleler ve benzerleri sadece birkaç örnek olarak karşımıza çıkmaktadır.

Cumhuriyet’in 100. Yılı etkinlikleri için “kutlama” değil “anma” ifadesini kullanan Bakanlık, ülkemizin dört bir yanında, yurt dışı temsilciliklerimizde büyük bir coşkuyla kutlanacağı” ifadelerinin yer aldığı genelgesine de ters düşmüştür. Ulusal bayramların manevi değerlerini özümseyemeyen ve bunu eğlence sananlar, bilmelidirler ki; bu bayramlar eğlence değil, birlik, bütünlük ve dayanışmanın en yoğun yaşandığı günlerdir.

Büyük Önderimiz, 1925 yılında genç Cumhuriyetin yurttaşlarına, ''Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve mensuplar memleketi olamaz.'' mesajını vermişti. Bu tarihi saptama, bugün yaşananlara bakıldığında Büyük Önder’in kaygılarının ne kadar yerinde olduğunu bizlere bir kez daha göstermiştir. Siyasi iktidar, Cumhuriyetimizin 100. Yılının coşkuyla kutlanmasına gölge düşürmek istese de cumhuriyeti ve cumhuriyet değerlerini özümseyen bizler en büyük bayramımızı kutlamaktan ödün vermeyeceğiz. Atatürk’ün 98 yıl önce saptadığı tehlike, onun aydınlık izinde giden bizler tarafından yeterince anlaşılmıştır. Atatürk’ün ve onun kurduğu Cumhuriyetin eğitim çalışanları olarak biz her türlü tehlikenin farkındayız.

Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda: okullarımızda, üniversitelerimizde "Laik, bilimsel, kamusal eğitim” için, liyakatsiz yöneticiler eliyle parti kurumlarına dönüşen Milli Eğitim ve Rektörlük kurumlarını liyakatli yöneticilerle tekrar Cumhuriyet Kurumlarına dönüştürmek için, torpillilerin değil hak sahiplerinin atamalarının yapılması için, haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe karşı hukukun üstünlüğünü savunmak için, tam bağımsız Türkiye için, geleceğimizi Ortadoğu bataklığına değil muhasır medeniyetler seviyesine ulaştırmak için, karşı devrimcilere ve emperyalist güçlere karşı Cumhuriyet’in devrimci ve aydınlanmacı ruhuyla, aklın ve bilimin ışığında mücadelemiz durmaksızın devam edecek.

“Ey yükselen yeni nesil, istikbal sizindir. Cumhuriyet'i biz kurduk, O'nu yükseltecek ve sürdürecek sizlersiniz.” sözlerinden aldığımız ilhamla, yetiştirdiğimiz Türk gençliğini de bu konuda uyanık tutmak asli görevlerimizden biridir. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.

Eğitim-İş olarak, Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla anıyor, tüm ulusumuzun 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyoruz.”