İşçinin ve emeğin bayramı olarak kabul edilen 1 Mayıs’ı kutladığını ifade eden Tahtasız, Taksim ve ülkenin dört yanında olduğu gibi Çorum’da da alanlarda olacaklarını söyledi.
1 Mayıs’ın uzun süredir yasaklarla anılır hale geldiğini dile getiren CHP Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız, “İşçi sınıfının ilk olarak 1890’da büyük bir mitingle kutlamaya başladığı ‘birlik, mücadele ve dayanışma günü’, izleyen yıllarda, tüm ülkelerde coşkulu kutlamalara, büyük mitinglere sahne oldu. Ama Türkiye’de, uzun yıllar yasaklandı. 1 Mayıs öncesi günlerde aydınlar, sendika yöneticileri, işçiler göz altına alındı. Taksim meydanı hükümet tarafından bir tabu haline getirildi ve yasaklı bölge ilan edildi. Tüm baskılara rağmen işçilerimiz, emekçilerimiz meydanları doldurdu. Yasaklamaların kutlamalara gölge düşürse de engel olamayacağı anlaşıldı. O nedenle bu 1 Mayıs’ın başta Taksim meydanındaki kutlamaların açılmasıyla birlikte tüm yasaklardan uzak bir şekilde bayram havasında geçmesini temenni ediyoruz” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi ve onun neferleri olarak daima işçiden, emekten yana tavır aldıklarını belirten Tahtasız, yaptığı yazılı açıklamada şunları söyledi:

Hitit "Anne Üniversitesi 2024" başladı Hitit "Anne Üniversitesi 2024" başladı

“SÖMÜRÜ DÜZENİNİN KARŞISINDA
DİMDİK DURMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
“Türkiye’de emekçiler şiddetli bir hayat pahalılığı kriziyle karşı karşıyadır. Giderek daha fazla işçi geçim sıkıntısı çekmekte ve yoksulluk riski ile karşı karşıya kalmaktadır. Bütün işçilerin ev kirasını karşılamak, sofraya ekmek koymak, faturaları ödemek ve insana yakışır bir şekilde yaşamak hakkıdır.
Tüm Dünya işçilerinin birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs’ı, ağır enflasyon yükü nedeniyle bu yıl daha karanlık bir tablo ile karşılıyoruz. İşçilerin en temel hak, özgürlük ve eşitlik taleplerinin görmezden gelindiği, taşeronlaştırmanın ve güvencesizleştirmenin temel istihdam politikası haline getirilerek yaygınlaştırıldığı, işsizliğin olağan, yoksulluğun ise kader haline getirildiği, kentlerimizin, doğamızın yağmaya ve talana terk edildiği, ucuz istihdam stratejisi gereği kadın ve çocuk emeğinin tercih edildiği, sendikal hak ve özgürlüklerin sınırlandırıldığı, gasp edildiği, her türlü fiili mücadele ve direnişin bastırılmaya çalışıldığı bir dönem yaşıyoruz. Tüm bunlara karşı dik duruşumuz ve mücadelemiz devam edecek.
Bizim anlayışımızda emek en yüce değerdir. İşçinin alın teri kurumadan hakkı verilmelidir. Bugün gelinen noktada emeklilerimiz, işçilerimiz, gençlerimiz ağır bir yaşam mücadelesi veriyor. Onların hakkını hukukunu savunmak bizim görevimiz. İşçilerimiz, emeklilerimiz hak ettikleri yaşam standardına kavuşuncaya kadar mücadelemize devam edeceğiz. Sömürü düzeninin karşısında dimdik duracağız. Bu duygu ve düşüncelerle 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı’nı kutluyorum. Yaşasın 1 Mayıs.”