Hiti Üniversitesi Meslek Yüksekokulları Kampüsü Ethem Erkoç Konferans Salonu’nda düzenlenen çalıştayın açılış törenine, Rektör Prof. Dr. Ali Osman Öztürk, Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Faruk Maraşlıoğlu, sektör temsilcileri, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.

Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Maraşlıoğlu, açılış töreninde yaptığı konuşmada, çalıştayın temel hedefinin, Çorum’da makine ve imalat sektörünün önemli ayağını oluşturan değirmencilik sektöründe karşılaşılan bir takım problemlere yönelik akademisyenler ve firma temsilcilerinin katkılarıyla çözüm yolu aramak olduğunu söyledi.

Değirmencilik sektörünün, Çorum’da önemli bir istihdam alanına sahip olduğunu ifade eden Doç. Dr. Maraşlıoğlu, “Bu da gerek ilimizin ihracatı gerekse bu firmalara teknik eleman yetiştiren mesleki eğim kurumları açısından önem arz etmektedir” ifadesini kullandı.

Tüm sanayi kollarında temel problemin, “ara eleman” olarak isimlendirilen teknik eleman yetiştirmek olduğuna işaret eden Doç. Dr. Maraşlıoğlu, şöyle konuştu:

“Üniversite Senatomuzun da onayıyla 3 artı 1 eğitim modelini başta Makine ve Kaynak olmak üzere çoğu programlarımızda inşallah 2022-2023 eğitim öğretim döneminden itibaren hayata geçirmeyi planlıyoruz. Bu eğitim modelinde öğrencilerimiz firmalarda daha uzun süre geçirmiş, daha iyi uygulama imkanına kavuşmuş olacaklardır. Firmalarda da kısa süreli stajyer yerine öğrencileri daha uzun süre gözlemleme imkanına kavuşmuş olacaktır ki bunun da anlamış şudur; firmalarımızı ara eleman ihtiyacını büyük oranda çözmesi anlamına gelmektedir. Firmalardan bu noktada beklentilerimiz öğrencilerimiz için iş yerlerinde uygulama sahası açmak olacaktır. Bu da eğitim modelinin işlemesinde en önemli kısmını oluşturmaktadır.” 

Rektör Prof. Dr. Öztürk: “Yerli ve milli üretimle lider ülke konumuna gelen bir Türkiye inşa etme konusunda Hitit Üniversitesi yerini almıştır”

Rektör Prof. Dr. Ali Osman Öztürk de Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından Türkiye’de üniversiteleri birbirine benzer yapılardan uzaklaştırma fikri doğrultusunda önemli adımlar atıldığını belirterek, bu kapsamda Hitit Üniversitesi’nin de “makine ve imalat teknolojileri” alanında ihtisaslaşan bir yükseköğretim kurumu olarak öne çıktığını söyledi.

Hitit Üniversitesi’nin, makine ve imalat teknolojileri alanında Türkiye ortalamasının üzerinde ihracat kapasitesine sahip Çorum’da bulunduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Öztürk, şunları kaydetti:

“Makine sektöründe 1,5 milyar dolarlık ihracattan söz ediyoruz. Bu çok özel durum. Türkiye’deki ortalamanın da 3-4 kat üzerinde. Bölgede stratejik üretim yaparak, ihracatta daha fazla gelir elde edilebilecek kalemlerin artırmamız, ithalat bağlılığı olan ürünlerin azaltmamız, bunun dışında yeni alanların tedarik zincirinde yeni teknolojilere ve dijitalleşmeye yönelimi sağlayacak üniversite yapısını oluşturmamız gerekiyor.  Bu, teknik yönü. İnsan kaynağı yönü ise öğrencilerimiz. İnsan kaynağı itibarıyla öğrencilerimiz, 3 artı 1 modeli dediğimiz, 3 dönem sınıflarda alınan teorik eğitimin ardından artık son dönemde uygulayıcı şekilde sahada sanayicilerimizle, imalatçılarımızla geçirebilecek. Hem öğrencilerimizin sektörü daha iyi tanıması sektörün de öğrencilerimizi daha iyi tanıması ve bize de bu konuda geri dönütler vererek müfredatımızı gözden geçirmek, atölyelerdeki çalışmalarımızın nasıl yapılması gerektiğini görmek adına 3 artı 1 modeliyle önümüzdeki yıldan itibaren inşallah insan kaynağı yönüyle de bir açılımda bulunmuş olacağız.”

Hitit Üniversitesi’nin makine ve imalat teknolojileri alanında ihtisaslaşma doğrultusunda atılan adımların önemine vurgu yapan Prof. Dr. Öztürk, şöyle devam etti:

“Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi kendi ayağı üzerinde durabilen, dışarıya bağlılığı kalmamış, yerli ve milli üretimle 2023’ü, 2053’ü ve 2071’i göğüsleyen ve bulunduğu alanda lider ülke konumuna gelen bir Türkiye inşa etme konusunda da Hitit Üniversitesi yerini almıştır. Biz bu yolculuğa Ocak 2020’de çıktık. Hitit Üniversitesi’nin makine ve imalat teknolojileri alanında ihtisaslaşmasını sağlamak üzere, yaptığımız proje başvurusu 2020 Ocak ayında kabul edildi. Pandemi nedeniyle ertelemek durumunda kaldığımız bu tür çalıştaylar ve seminerler, bu bağlamda önemli faaliyetler olarak daha sık yapılacak.”

“Hocalarımızın, üretime katkı sunan akademisyene dönüşmesi için varımızı yoğumuzu sahaya dökeceğiz”

Prof. Dr. Öztürk, çalıştayın sadece salon içiyle sınırlandırmayıp, hibrit olarak düzenlendiğini de belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Sektörün temel dinamiklerini anlayabilecekleri uygulama olarak üretim bantları ve teknolojilerinin görülebileceği bir alan da oluşturuldu. Bu çalıştay, çok yönlü çalışmaların katkı sunacağı çalıştaylar dizisinin başlangıcı. İnşallah bu tür çalışmalardan siz öğrenci arkadaşlarımız da vakitlerini ayırarak, sektörde nerede olmaları gerektiğinin farkına vardığı, hedeflerini belirlediği zaman dilimlerine sahip olacak. Sektör temsilcilerimiz de Hitit Üniversitesi’nin makine ve imalat teknolojileri alanında araştırma, geliştirme, üretim geliştirme yönünde üçüncü nesil üniversite olma yolunda ihtisaslaşmaya başladığımızı görmüş olacak. Artık üniversiteler, laboratuvarlarında, sınıflarında da ya da odalarında araştırma geliştirme bağlamındaki çalışmalarını kendi aralarında, uzmanlık seviyesinde bırakmak yerine artık sahaya taşımak durumunda. Araştırma geliştirmeyi üretime döndürmek zorundayız. Yayın yapan hocalarımızın üretime katkı sunan akademisyene dönüşmesi için biz bütün varımızı yoğumuzu sahaya dökeceğiz.” 

Üniversite Teknoloji Transfer Ofisi Koordinatörü Doç. Dr. Seyfi Polat da Hitit Üniversitesi’nde son dönemde yeniden yapılanma sürecinde önemli birimler kurulduğunu belirterek, bu birimlerden birinin de üniversite ve sanayi sektörü arasında köprü görevini üstlenen Teknoloji Transfer Ofisi olduğunu söyledi.

Teknoloji Transfer Ofisi’nin faaliyetleriyle ilgili sunum yapan Doç. Dr. Polat, sanayiye yönelik projelerin farklı kurumlar tarafından desteklendiğini, bu desteklerden de yararlanarak lisansüstü öğrencilerini sanayiye yönelik tezler hazırlamaları için yönlendirmeye çalıştıklarını ifade ederek, “Proje çağrılarını anlık olarak öğrencilerimizle ve hocalarımızla paylaşıyoruz. Bununla ilgili online çağrı duyuru sistemimiz var. Aynı şekilde düzenli bununla ilgili hazırladığımız bültenleri farklı ortamlarda paylaşıyoruz” diye konuştu.

Çalıştay, açılış konuşmalarının ardından makine ve imalat teknolojileri alanında faaliyet gösteren değirmencilik sektörü temsilcilerinin sunumlarıyla devam etti.

Alapala Makine ve Gıda Ticaret Anonim Şirketi Teknik Operasyonlar Direktörü Haluk Çangar, çalıştayda yaptığı konuşmada, sanayi sektöründe yetişmiş insan gücünün önemli bir sorun olduğuna vurgu yaptı.

 “İnsan gücü çok değerli. İnsan kolay yetişmiyor” diyen Çangar, “Peki ne yapmalıyız? Bu iş için adaylar kendilerini yetiştirmek için çok uğraşmalılar. Sadece ‘ben diplomamı aldım, artık şu bölümden mezun oldum, şu niteliklere sahibim’ demekle iş hayatında başarı sağlanmıyor. Kendini geliştirmek için uğraşmak gerekiyor; teknik olarak yeni şeyleri takip etmek, yabancı dil öğrenmek gibi” şeklinde konuştu.

Çangar, Makine ve İmalat Teknolojileri Çalıştayı’nda “Çorum’da Değirmencilik Sektörünün” ele alınmasını çok kıymetli bulduğunu ifade ederek, “Hitit üniversitesini tebrik ediyorum. Bu şekilde tüm paydaşları bir araya getirip, karşılıklı katkı ve paylaşımı sağlamak için bu etkinliği düzenlediklerinden dolayı yürekten teşekkür ediyorum” dedi.

“Teknik eleman ihtiyacı, tüm sanayi sektörünü derinden etkileyen kronik bir sorundur”

Alapros İşletme Sorumlusu Fevzi Dağcı da değirmencilik sektöründe 34. yılı, sanayide de 45. yılı geride bıraktığını belirterek, “Ben tamamen pratikten yetişmiş bir insanım. Sektörde benim kısaca ismim Fevzi usta. Ben iş veren değil de işi veren usta olarak karşınızdayım. Sektörün sorunları dediğimiz zaman pandeminin etkileri öne çıkıyor. Üretim aşamasında kullanılan ham maddenin temininde dışa bağlı sıkıntılar son 2 yılda pandemi nedeniyle büyük boyutlara ulaştı. Fiyat belirsizliğinin üretime yansıması aşikar” ifadesini kullandı.

Değirmencilik sektöründe diğer sanayi sektörlerinde olduğu gibi bir diğer önemli sorunun teknik eleman sıkıntısı olduğunu vurgulayan Dağcı, şunları söyledi:

“Teknik eleman ihtiyacı tüm sanayi sektörünü derinden etkileyen kronik bir sorundur ve hala çözülmemiş bir sorundur. Meslek liseleri mecburiyet okulları olmaktan çıkarılıp, öğrencilerin tercih edeceği düzeye getirilmelidir. Buda meslek liselerinin cazip hale getirilmesiyle mümkündür. Hiç olmasa bir mesleği olsun denilerek gönderilen öğrencilerin eğitim gördüğü okullar olmaktan çıkarılmalıdır. Mevcut durum devam ettiği sürece teknik eleman ihtiyacı devam edecektir.” 

Çalıştaya, video konferans sistemiyle katılan Kaynak Mühendisi İbrahim Eren de makine ve imalat teknolojileri alanında kaynak sektörünün önemini anlattı.

Küresel ekonomide kaynak sektörünün sahip olduğu payın yaklaşık 100 milyar avro olduğuna işaret eden Eren, “Kaynak dünyadaki imalat sektörlerinde kritik bir alan olarak değerlendirilmektedir” dedi.