MÜSİAD Çorum Şubesi genel kuruluna katılmak için ilimize gelen Abdurrahman Kaan, kongrede yaptığı konuşmada,  tüm Karadeniz illerinin Anadolu’ya geçişinde ve Doğu illerinin İstanbul başta olmak üzere Sakarya ve Avrupa ülkelerine karayolu ulaşımı güzergâhı üzerinde bulunması, Çorum’u avantajlı hale getirdiğini kaydetti. 
Ekilebilen alanın büyüklüğü sebebiyle tarım sektörünün ön plana çıktığı başlıca illerden olan Çorum’da, ileri düzeydeki makine kültürü sayesinde sanayi sektörünün de gelişmiş olduğunu hatırlatan Kaan, “Çorum’un orta ve yüksek ölçekli teknolojinin üretim üssü olması konusunda çalışmaların devam etmesi de Çorum’u farklı ve avantajlı kılan özellikler arasında yer almaktadır. 2019 yılında 1,5 milyar doları aşan ihracatıyla büyük bir başarı sergileyen Çorum, ülke genelinde ihracat hacminin daraldığı 2020 yılında ise %40 civarında bir kayıpla 909 milyon dolar seviyesine gerilemiştir” dedi. 
Abdurrahman Kaan, 2021 yılının ilk 6 ayında 605,3 milyon dolar ithalat yapan Çorum’un yılın ikinci yarısında çok büyük bir sürpriz yaşanmadığı takdirde, ülkemizin dış talep kaynaklı büyümesine önemli bir destek vereceğini söyledi. 

“SALGIN, DÜNYADA PANİK OLUŞTURDU”
Kaan, salgının getirdiği koşullar nedeniyle ekonomi başta olmak üzere birçok alanda zorlukların yaşandığı bir yılı geride bıraktıklarını, salgının tüm dünyada panik ve şok dalgası oluşturduğunu, bütün ülkelerin bugün toparlanma sürecine girebilmek için yeni stratejiler uyguladığını söyledi. Salgının hastalıkla ilgili etkileri bitse bile dünyanın artık yeni bir iktisadi düzeni ve yepyeni kuralları uygulamanın eşiğinde olduğunu vurgulayan Kaan, "Dolayısıyla bizler artık gelişimin, büyümenin ve yeni modellerin yani yeni dünya düzenini, iş geliştirme modellerini takip etme durumundayız." dedi.

“BÖLGESEL EKONOMİLERİN OLUŞTURULMASI GEREKLİ”
Gelecekte devletlerin değil, şehirlerin yarışacağını vurgulayan Kaan, "Bu nedenle bölgesel ekonomilerin ve şehir ekonomilerinin oluşturulmasını esas görüyoruz. Böylece kendi kendine yeten, kendi varlıklarını değere dönüştürebilen kentlerimiz olacaktır." ifadesini kullandı.
Şehirlerin markalaşması ve mevcut varlıklarının değere dönüşmesi yani potansiyellerinin tespit edilerek bu potansiyellere uygun yatırımlarla illerin değerlerinin artırılmasının son derece mühim bir konu olduğunu anlatan Kaan, “Doğru bir sanayileştirme politikası belirlemek, şehir ekonomileri oluşturmak için bu ekonomiyi ayakta tutacak gelecek vadeden firmaları bulmak, desteklemek, ölçeklerini büyütmek, sermaye güçlerini artırmak ve yerli-milli üretim hamlesi İle hem şehirleri markalaştırmak, hem de firmaları güçlendirmek şeklinde yapmaktan geçer. Ben buna, sanayileştirmenin icrası için şehir ekonomilerini çalıştırmak diyorum.

“ÇORUM MEVCUT POTANSİYELİNİ EN VERİMLİ ŞEKİLDE KULLANMALI”
Bu kapsamda GSYH’sı 3,3 milyar olan Çorum ili için belirlemiş olduğumuz marka il, İtalya’nın Bologna şehridir. Bologna, kuvvetli endüstriyel geleneği, hayli gelişmiş geniş sosyal hizmet alanı ve ülke içindeki çok önemli transit ve demir yollarının çapraz noktada bulunmasından dolayı, yaşam kalitesi yüksek bir şehirdir. 27,8 milyar dolar büyüklüğünde GSYH’ye sahiptir. Her ne kadar önemli bir tarım pazarı ve gıda işleme merkezi olsa da, önemli bir sanayi merkezi haline gelmiştir. Başlıca üretimi tarım makineleri, elektrikli motorlar, motosikletler, demiryolu ekipmanları, kimyasallar ve ayakkabı üretimidir. Çorum’un, Bologna seviyesine yükselebilmesi adına, mevcut potansiyeli en verimli şekilde kullanabilmemiz gerekiyor” dedi.

‘TÜRKİYE, SALGINDAN SONRA TOPARLANMA SÜRECİNE GİRDİ”
Abdurrahman Kaan, salgının getirdiği koşullar nedeniyle ekonomi başta olmak üzere birçok alanda zorlukların yaşandığı 2020 yılını geride bıraktıklarına işaret ederek şunları kaydetti: “Türkiye, tüm ülkelerin yaşadığı bu sıkıntının ardından bir toparlanma grafiği çizdi. İmalat sanayimiz, özellikle son 2 çeyrekte katma değer şekilde yatırım yaptı. Bugün açıklanan işsizlik rakamlarında yaklaşık yüzde 2,5'lik bir azalma olduğunu görüyoruz. Türkiye olarak enflasyonist baskıyı zorlayan 2 temel etkeni mutlaka en yakın zamanda bertaraf etmemiz lazım. Birincisi, kendi kendine yetmek. Türkiye'de yaklaşık 175 milyar dolar ara malı ithalatı var. İkincisi, parayı bir emtia olarak görmekten vazgeçeceğiz. Şu anda döviz olarak yaklaşık 235 milyar dolar bankada paramız var. Aslında Türkiye'de likidite sorunu yok”
Türkiye'nin ilk çeyrekte yüzde 7'lik büyüme sağladığını hatırlatan Kaan, ikinci çeyrekteki büyüme rakamını yüzde 17 beklediklerini sözlerine ekledi.
MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, kongrenin hayırlara vesile olmasını temenni ederek, Şube Başkanı Orhan Coşkun ve yönetim kuruluna başarılar diledi.