15 Ekim Dünya Çiftçi Kadınlar Günü programı Diyarbakır Dicle Üniversitesi (DÜ) Kongre Merkezi’nde bir çok bölgeden kadın çiftçilerin katılımıyla gerçekleştirildi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan programda kadınların çalışmalarından derlenen sinevizyon gösterisi yapıldı. Diyarbakırlı kadın çiftçi Semra Güngör’ün açılış konuşmasını yaptığı programda, Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı Aşkın Asan, Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker tarafından birer konuşma yapıldı.

“KADINLAR SADECE KENDİ YÜKLERİNİ DEĞİL, ERKEKLERİN VE HAYATIN YÜKÜNÜ TAŞIYOR”
Programda bir konuşma yapan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker, kadınların sadece kendi yüklerini değil, erkeklerin ve hayatın yükünü taşıdıklarını söyledi. Eker, “Kadınlarımız, analarımız, bacılarımız sadece kendi şahsi, kişisel yüklerini taşımakla kalmıyorlar, evlerinin, erkeklerin ve hayatın yükünü taşıyorlar. Kadınlar başka işlerde çalışsın veya evde çalışsın merhametin, sevginin, şefkatin, rahmetin ve bereketin kaynağıdır. Kadın olmak dünyaya da tabiatı gereği bu fonksiyonları yerine getirmek, bu yükü taşımak zor. Çiftçilik de zor. Kadın çiftçi olmak çok daha zor” dedi.

“İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ GEMİ ZARAR GÖRÜRSE HEPİMİZ ZARAR GÖRÜRÜZ”
Dünyada 7 milyar insanın yaşadığını belirten Bakan Eker, bu insanlardan her gün 1 milyarının aç yatağa girdiğini söyledi. Bu durumun dünyada yeteri kadar gıda bulunmamasından kaynaklandığını açıklayan Bakan Eker, ”Aslında bütün dünyadaki insanlara yetecek kadar gıda var. Çiftçiler bunu yeteri kadar üretiyor. Ama bazıları çok daha tüketmek istiyor, payına razı gelmiyor, başkasının payını ve hakkını da almak istiyor. Bundan zulüm doğuyor. Bu nedenle 1 milyar insan aç kalıyor. 1 milyar insanın ne yazık ki büyük bir kısmı kadınlar, çocuklar ve yaşlılardan oluşuyor. Ama şunu bilmeniz lazım, eğer yeryüzünde yaşayan 7 milyar insandan 1 milyarı aç yatağa giriyorsa, inanın o dünya geride kalan 6 milyar insan için huzur, güven, barış içerisinde yaşanılacak bir dünya olmaktan çıkar, orada barış olmaz. O nedenle hepimizin bu meseleyi vicdani ve aklıyla düşünmesi lazım. Hep beraber yaşadığmız bu dünyayı bir gemi gibi düşünmek lazım. Bu gemi zarar görürse, herkes bundan zarar görür. Biz bu yaklaşımla Türkiye’de tarımsal üretimi verimli bir şekilde geliştirmek için hükümet olarak çaba sarf ediyoruz. Gıda güvenliği bakımından kendimize yeterli olabileceğimiz bir mekanizmayı, bir üretim sistemini geliştirmeye gayret ediyoruz. Hamd olsun bizim ülke olarak bu manada bir sorunumuz yok. Ama içinde yaşadığımız havza, bölge ve kuşkusuz içinde yaşadığımız dünyanın meselesi aynı zamanda bizim de meselemizdir. Onun için bu şuurla çalışıyoruz” diye konuştu.

“BU TOPRAKLAR ÇOK MEDENİYET BESLEMİŞ, EMZİRMİŞ VE BÜYÜTMÜŞTÜR”
Diyarbakır ve bölgesindeki toprakların çok sayıda medeniyet besleyip, emzirip ve büyüttüğünü belirten Bakan Eker, buğdayın anavatanının Diyarbakır Karacadağ etekleri olduğunu söyledi. Eker, “Bu topraklar çok sayıda medeniyete beşik olmuş, medeniyet beslemiş, emzirmiş, büyütmüş topraklardır. Çiftçi kardeşlerimizin bilmesini istiyorum. Yeryüzünde bugün dünyanın çok büyük bir kesiminin temel yiyecek maddesini oluşturan buğdayın ana vatanı bu topraklardır. Hububatın gen merkezi Karacadağ’ın etekleridir” şeklinde konuştu.

“AYNI İŞİ YAPAN ERKEĞE YÜZDE 50, KADINA YÜZDE 60 HİBE VERİYORUZ”
Hükümet ve bakanlık olarak kadınlara her zaman fozitif ayrımcılık yaptıklarını belirten Bakan Eker, yeni yürüttükleri bir programda aynı işi yapan erkek yatırımcıya yüzde 50 hibe verirken, kadın yatırımcıya ise yüzde 60 hibe verdiklerini söyledi. Eker, “Bakanlığımızın kırsal destekleme kapsamında yatırım programlarında eğer kadınlarımızın müteşebbis olarak bir müracaatları varsa onlara öncelik tanıyoruz. Kadınlar eğer üretim faaliyetinde yeteri kadar bulunmazsa gıda güvenliği daha büyük bir tehlike altına girer. Onun için kadınlarımızın özellikle tarımsal üretim faaliyetlerinde daha çok bulunması, teşebbüs, güç ve imkanlarını arttırması bir ülkenin hem kırsal kalkınması için hem toplumdaki genel manada refah artışı, zenginlik artışı, istihdam artışı ve buna bağlı olarak huzur ve barışın gelişmesi için büyük bir katkı sağlar. O nedenle biz kadınlarımızın hem kurdukları üretim kooperatiflerini, hem teşebbüs ettikleri yatırımları destekliyoruz. Yüzde 50 oranında destek veriyoruz. 600 bin lira sermayesi olan yatırım projelerinin yarısını karşılıksız hibe olarak veriyoruz. AB’den aldığımız fonlarla yönettiğimiz bir program var. AB’den bir miktar para alıyoruz, hükümet olarak biz de destekliyoruz, buradan da bir fon çıkıyor. Bu şuanda 20 vilayette kuruldu, 22 vilayette daha kuruluyor. Toplam 42 vilayette bu program olacak. Burada yine hibeler yüzde 50 olacak. Ama biz buna bir madde koyduk, kadın olursa çiftçi hibe yüzde 60’a kadar çıkıyor. Erkek yatırımcı yüzde 50 hibe alırken kadın yüzde 60 hibe alıyor” ifadelerini kullandı.
Verimliliği arttırmak için bu noktalara kadar geldiklerini belirten Bakan Eker, sürekli olarak destekleri arttırdıklarını söyledi. Eker, 2012 yılı için çiftçilere karşılıksız hibe olarak 7 milyar destek verdiklerini ve 2013 yılında ise bu konuda bütçe teklifi hazırlayarak imzaladıklarını söyledi. Eker, yeni hazırladıkları bütçe teklifinde 2013 yılında çiftçilere 9 milyar lira karşılıksız hibe vereceklerini dile getirdi.

“ÜLKEMİZİN TOPRAKLARINA ALIN TERİ OLARAK DÜŞEN DAMLALARIN YARISI KADINLARIMIZINDIR”
TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar ise yaptığı konuşmada ülkemizin topraklarına alın teri olarak düşen damlaların yarısının kadınların olduğunu söyledi. Bayraktar, “Kadınlar güçlendirildiğinde kendi haklarının yanında tarım arazilerini verimli kullanma, liderlik ve fırsatları değerlendirme konularında da görev aldıklarında bu durum ekonomilerin büyümesi ve dünyada gıda güvenliğine çok olumlu yansıması olacaktır. Böylelikle zenginliğe katkı sağlanacaktır. Milli ekonomiler için çok önemli olan kadın, kırsal kalkınmaların da merkezindedir. Gelişmekte olan ülkelerde Türkiye’de olduğu gibi tarımsal iş gücünün yüzde 50’ye yakını, daha az gelişmiş bazı ülkelerde de yüzde 70’ni kadınlar oluşturmaktadır. Ülkemiz topraklarına alın teri olarak düşen damlaların yarısı kadınlarımızdır” dedi.
Konuşmaların ardından kadınlardan oluşan Mersin Arslan Köyü Tiyatro Grubu tarafından tiyatro gösterisi yapıldı. Plaket töreninin de yapıldığı program çeşitli etkinliklerle devam ediyor.