Nasıl olduğunu anlayamadık ama eski Genel Kurmay Başkanımız İlker Başbuğ aniden tahliye edildi. Daha tam şaşkınlığımızı üzerimizden atamadan, ölene kadar içeride kalacağını düşünerek üzüntü duyduğumuz Doğu Perinçek, Cumhuriyet mitinglerinin lideri Tuncay Özkan ve diğerleri birer ikişer Silivri Cezaevi’nden çıkmaya başladılar. Mahkûmiyet kararları verilirken Silivri önlerindeydik. Tam o günleri de yâd eden bir sevinç yazısı kaleme almayı planlarken…
Bir çocuk öldü…
Berkin Elvan…
Haberi kahvaltı esnasında aldık. Sunucu Berkin’den özür diliyordu. “ 
Seni böyle uğurladığımız için özür dileriz Berkin!”
Lokmalar boğazımıza, gözyaşları göz pınarlarımıza dizildi. Öfke her yanımızı kapladı…
Lanet olsun dedik, lanet olsun!
Ekmeği kana bulayanlara lanet olsun!
15 yaşında bir çocuğa biber gazı sıkan o ellere lanet olsun!
Mehmet’i,  Abdullah’ı, Ethem’i,  Ali İsmail’i, Mustafa’yı, Ahmet’i hayattan çekip alan o ellerin sahiplerinin tümüne lânet olsun! 
Biber Gazı’nı icat eden, kullanılmasını serbest bırakan, vicdansızca her yanı gaza bulayan, o yüreklere lânet olsun!
Şiddetin her türlüsünü benimseyen ve uygulayan insanlıktan çıkmış, insan müsveddelerine lânet olsun! 
Bizzat kendisinin bir sevgi ve Rahmet dini olduğunu vurgulayan İslam’ı, kin ve nefretine alet eden, kendilerine karşı olan tüm kişi, kurum ve kuruluşları dışlayan, onları kendi kitlesine âdeta hedef gösteren,  insanlığını unutmuş, iktidar paranoyasına tutulmuş, o koltuklarda oturmak için kendi halkını parçalara bölmekten, ötekileştirmekten hiç çekinmeyen “usta”lara da yazıklar olsun!
Ve… Burak Can Karamanoğlu vuruldu!
Bir kahpe kurşun, kör karanlıktan çıktı ve 22 yaşındaki bir başka fidanı, Burak Can’ı hayattan ve sevdiklerinden koparıp aldı.
Lanet olsun!
Bize bu acıları yaşatanlara binlerce kez lânet olsun!