Prof. Dr. Ali Osman Öztürk, İletişim Uzmanı İsmail Yolcu’nun sunduğu ve Ülke TV’de naklen yayınlanan “Genç Vizyon” programına konuk oldu.

Programda, üniversite ile ilgili soruları yanıtlayan Prof. Dr. Öztürk, “Makine ve teknoloji alanında ihtisaslaşan üniversite oldunuz. İhtisaslaşma alanınızı kısaca açıklar mısınız? Öğrenciler, ihtisaslaşan bir üniversiteyi seçerse ne gibi avantajlara sahip olacak?” şeklinde soru üzerine, YÖK’ün yeni kurulan üniversiteleri, benzer bölümlerin bulunduğu, aynı mezunları veren ve belli noktadan sonra tıkanan yapılar olmaktan uzaklaştırmak amacıyla başlattığı çalışmaları hatırlatarak şunları söyledi:

"Biz, Çorum’un imalat sanayi sektöründeki gücünü zaten yıllardır hisseden üniversite olarak bu yönümüzü kullanmak üzere, YÖK’e 2020 yılında makine ve imalat teknolojileri bağlamında ihtisaslaşmaya başvurduk. Bu program 2016’dan beri uygulanmakta. 2016 ilk beş üniversite, 2018’de ikinci beş üniversite, 2020’de de son beş üniversite seçildi. Çorum’un orta teknoloji, imalatı, ihracat oranı Türkiye ortalamasının üzerinde. Türkiye ortalaması yüzde 31, Çorum ili orta teknoloji imalat ve ihracatta ise yüzde 37’yi yakalamış durumda. Üniversitemizin uzmanlarıyla, bilişim altyapısıyla beraber biz bu oranı yükseltebilir, ülkemizin cari açığını, savunma, sağlık ve gıda teknolojileri bağlamında stratejik ürün üretimine katkı sunabiliriz."

“Hocalarımız, Öğrencilerimizle Birlikte Ortak Projelerde Çalışıyorlar”

Makine ve imalat teknolojileri alanında ihtisaslaşan üniversitede, öğrencilerin eğitim alacak olmasının önemli avantajı bulunduğunu vurgulayan Prof. Dr. Öztürk “Öğrencilerimize ne kalıyor burada? Hocalarımız, sahada bugün Türkiye’de ne üretilir, Türkiye’deki sektörün neye ihtiyacı var, onlarla beraber. Laboratuvarlarımızda, hocalarımız, öğrencilerimiz yan yana beraber prototip hazırlıyor. Geçen yıl ilk defa 25 tane TÜBİTAK tarafından desteklenen ortak projelerde beraber çalışıyor” diye konuştu.

Üniversitelerin misyon farklılaşmasının önemli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Öztürk şöyle devam etti:

Her şehirde bir üniversite olmasının aslında altında yatan temel nedeni de bu. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde bütün şehirlerde kurulan üniversitelerin aldığı misyonu, şehirlerin kıymetini ortaya çıkarmaktır. Çorum kıymetli şehir. Sanayisiyle, bulunduğu kalkınma alanı bölgesinde Samsun, Tokat, Amasya arasında en fazla ihracat yapan şehir. Buraya yükseköğretim dokunursa, kollarını sıvarsa, sadece sınıfta ders vererek değil de sanayici ile yan yana hareket etmeye başladığında, ‘ben bu ülkeye ne verebilirim, bu memleketin neye ihtiyacı var, neyin altına girerse öğrencileri daha iyi yetiştiririz’ diyerek direk sahaya entegre olurlar.

“7 Artı 1 Modeliyle Eğitim Gören Öğrencilerimizin Yarısı İşe Başladı”

Hitit Üniversitesi’nde Mühendislik Fakültesi’nde uygulanan 7 artı 1 eğitim modeline ilişkin soruyu da yanıtlayan Prof. Dr. Öztürk, şunları kaydetti:

7 artı bir modeli, sekiz dönemden ibaret olan dört yıllık lisans eğitiminde, yedi dönem laboratuvarda sınıfta donanımını almış öğrencimizi, son dönem danışman hocası, ustası, ustabaşı ve danışmanıyla birlikte sahaya gönderiyoruz. Biz koordinasyonu sağlıyoruz. İlgili danışmanı onu alana sokuyor ve beraber bir proje bitmiş oluyor. Genelde staj uygulamaları, kısa süreli olur ve öğrenci bir yere girdiğinde, ‘Kapısı nerede, kim kimdir’ diye öğrenene kadar süre bitiyor. 7 artı 1 eğitim modeli kapsamında ise geçen yıl Mühendislik alanından 15 öğrencimiz başarılı çalışmalarda bulundu. Bu 15 öğrencimizin yarısı, 7 artı 1 ile eğitim gördüğü firmada işe başladı. İşveren, ‘bize masa başında her şeyi bilen değil, sahada çözüm üreten mezun gerekiyor’ diyor. Çözüm üretebilen mezunu, işveren de görünce peşini bırakmıyor. 7 artı 1 eğitim modeli, istihdam odağının dışında uzmanlığı daha fazla öne çıkaran, ‘Mühendislik Fakültesinde bir ders daha eklesek’ gibi bizi harekete geçiren, yönlendiren canlı organik yapıya dönmüş durumda.

Hitit Üniversitesi öğrencilerini mezuniyet sonrasında bir adım daha öne çıkaracak diğer bir uygulamanın, Kariyer ve Mezunlar Ofisi tarafından gerçekleştirildiğini anlatan Prof. Dr. Öztürk, şöyle konuştu:

Europass denen bazı sertifikalar var. Biz bunları Uzaktan Eğitim Merkezimiz bağlamında, dedik ki akademik dereceleriniz yanında belli alanlardaki dersleri aldığınızda Mesleki Yeterlilik Sertifikası edinerek mesleğinizde daha yeterli ve bunun yanında Europass Sertifika Eki’ni de yanına koyduğunuzda bunun uluslararası geçerliliği de kabul edilmiş oluyor. Türkiye Mesleki Yeterlilik Kurumu ve Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi çok önemli iki kurum. Piyasada nitelik uyumu diye bir proje üzerinde çalışıyorlar. Mesleki Yeterlilik Kurumu ile yakın çalışmalarımız var, yetkinlik sertifikaları, Europass bağlamında. Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisinin de piyasa nitelik analizleri, bizim önümüzü açıyor.

Hitit Üniversitesi Öğrencilerine Ücretsiz KPSS Kursu

Prof. Dr. Öztürk, Hitit Üniversitesi’nde mezuniyet sonrasında kamuda görev almak isteyen öğrencilere yönelik KPSS kursu düzenlediklerini belirterek, “Öğrencilerimize ve mezunlarımıza yönelik geçen yıl online KPSS kursu başlattık. Öğrencilerimiz bu kurslardan ücretsiz yararlanıyorlar” şeklinde konuştu.

“Mezun Verdiğimizde Emek Piyasasında Karşılığının Olmasını İstiyoruz”

Prof. Dr. Öztürk, yeni açılan bölümlerle ilgili soruya da “Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi, bütün akademik programları, bütün üniversiteleri, herhangi bir akademik programının piyasadaki karşılığını analiz ediyor. Üniversite yönetimi olarak bunların hepsini inceledik. Sağlık sektörünün ihtiyaçlarına baktık. Bu bağlamda gördük ki beslenme ve diyetetik alanında ve hala sosyal hizmetler alanında açık var. Hem nitelikli elemana hem de sektörün elemana ihtiyacı var. Biz doluluk oranlarını önemsiyoruz. Piyasaya mezun verdiğimizde emek piyasasında karşılığının olmasını istiyoruz. Bu yeter mi, yetmez. Uzmanlıklarının da dünyanın neresine giderse gitsinler, hayatlarının geri kalan kısmında artık yeni bir eğitime ihtiyacı olsun istemiyoruz” şeklinde yanıt verdi.

Prof. Dr. Öztürk, meslek yüksek okullarının her birine ayrı misyon yüklediklerini, benzer programlardan mezun verilmesinin doğru olmadığını dile getiren Prof. Dr. Öztürk sözlerini şöyle sürdürdü:

Örneğin Alaca Meslek Yüksekokulumuz için ziraat, gıda ve veterinerlik alanında odak noktası belirlendi. Alaca ilçesi, tarım ve ziraat ortamına elverişli bir ortam. İskilip Meslek Yüksekokulumuzda, ağaç işlemesi, iç mimarlık ve dizayn alanında, Osmancık Meslek Yüksekokulu’nda, lojistik, ulaşım, ürün dolaşımına kadar bunlarla ilgili ihtisaslaşıyoruz. İki yıl okuyayım, iş sahip olayım diyen arkadaşlarımız için hem hoca temini hem de Mesleki Yeterlilik Kurumunun arzuların dikkate alarak öğrenci yetiştirmeye hazırız.

Sosyal ve kültürel imkanlara dair soruyu da yanıtlayan Prof. Dr. Öztürk şunları söyledi:

Biz genç dinamik üniversiteyiz. Öğrencilerimizi sahaya çekmek istiyoruz. Araştırma ve uygulama merkezlerimiz, öğrenci kulüplerimiz, şehrin imkânlarını bir araya getiriyoruz. Üçlü yapı kurduk. Oradaki sivil toplumla, yerel yönetimlerimizle, Valiliğimiz, Belediyelerimiz bütün imkânlarımızla Yeşilay’ından Kızılay’a kadar hepsi ile çalışıyoruz. Pandemi sonrası değişen sosyokültürel yapıya uygun ortak dersler nezdinde bir şey yaptık. Gönüllük dersleri oluşturduk. Gönüllülük derslerinin yüzde 60’ı sivil toplumla, kulüp faaliyetleri şeklinde geçecek. Yaklaşık 15-16 set oluşturduk. Gönüllük bağlamında arkadaşlarımız hem kredili derslerini alacak hem kulüp faaliyetleri çerçevesinde gönüllük faaliyetlerini sahada yapacaklar. Diğer taraftan Çorum’da kişi başına düşen yeşil alan metre karesi Türkiye ortalamasının çok üstünde, 18 metrekare, 250 parkı olan ve millet bahçesi olan bir şehir.

“Çorum Tam Bir Öğrenci Şehri”

“Üniversite öğrencileri için Çorum pahalı şehir mi? Çorum halkının öğrencilere yaklaşımı nasıl?” şeklindeki bir soru üzerine ise Prof. Dr. Öztürk, “Anadolu irfanı, Anadolu’nun o kadirşinaslığı, misafirperverliği, öğrenci görürken kucaklayışıyla beraber rahat ve güvenli bir şehir. Mahalle kültürünü hala yaşan bir şehir. Yurt imkanı süper. Çorum tam bir öğrenci şehri. Kızlarımız için, gençlerimiz için. Suç oranları çok düşük. Tam bir öğrenci şehri” şeklinde konuştu.

“Eğer eğitimde canlı dinamik yapıyı arzu ediyorsanız ve güvenli ortamında eğitim almak istiyorsanız, Hitit Üniversitesi” diyen Prof. Dr. Öztürk sözlerini şöyle tamamladı:

Araştırma ve geliştirmede, makine ve teknoloji başta olmak üzere sektörle iç içe olmak istiyorsanız, Hitit üniversitesi. Sivil toplumla, kulüplerle yeni şeyler üretmek istiyorsanız, gözleri parıldayan öğrencileri, gençlerimizi, üniversitemize davet ediyoruz. Bu arada, dünya ciddi sınavdan geçiyor. Bu da maalesef salgın dönemi. Online eğitimi artık belli bir noktaya taşıdı ama biz yüz yüze eğitim istiyoruz. Lütfen kendiniz için, sevdiklerimiz için yüz yüze eğitim için aşılarımız yapalım. Aşılarımıza dikkat edelim ve artık buluşalım.