"Uygarlığı Aydınlatan Bilgi Güneşi" sloganıyla hem uygarlığı hem de yeniliği temsil eden Hitit Üniversitesi, bir ilke daha imza attı.
"Marka Şehir Dünya Üniversitesi" sloganıyla hedefine emin adımlarla ilerleyen ve kuruluşundan bugüne kadar gelişimini büyük bir ivme ile sürdüren Hitit Üniversitesi, Tezsiz Yüksek Lisans Programı ile birlikte kapılarını iş dünyası, kamu kurumları ile üniversite eğitimini tamamlamış ancak yüksek lisans ertelemek zorunda kalan herkese açtı. 
Hitit Üniversitesi, bugünden itibaren başvuruları başlayan Tezsiz Yüksek Lisans Programıyla iş dünyasıyla, kamu kurumları ve buna benzer farklı alanlarda çalışan üniversite mezunlarının kariyerlerinin, mesleki bilgi ve tecrübelerinin geliştirilmesine katkı sunmanın yanı sıra iş dünyası ve kamu kurumlarının da bilgi birikiminin üniversiteyle birleştirecek.
Programla kendi sahip olduğu bilgi birikimini programa katılan öğrencilerle paylaşacak olan Hitit Üniversitesi, ortaya çıkacak yeni sinerji ve güç birliğiyle üniversite ve şehrin gelişip, büyümesine katkıda bulunacak olan yeni projelere imza atacak.
Tezsiz Yüksek Lisans Programı hakkında açıklamalarda bulunan Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Reha Metin Alkan, bu yılki öğrenci alımlarıyla birlikte üniversitedeki öğrenci sayısının 17 bine ulaşmasını öngördüklerini söyledi. 
Üniversitede 2011 yılında yaklaşık 100 civarında olan lisansüstü adı verilen yüksek lisans ve doktora öğrenci varken bu sayının şuanda büyük bir artış ile bin 310’a ulaştığını açıklayan Prof. Dr. Reha Metin Alkan, bu yıl almayı planladıkları 423 öğrenci ile beraber yüksek lisans ve doktora öğrenci sayısının bin 500 rakamını geçeceğini açıkladı.
17 bin öğrencisi olacak olan üniversitenin yaklaşık yüzde 8 ila 10’luk kısmının yüksek lisans ve doktora öğrencisinden oluşacağına dikkat çeken Prof. Dr. Alkan, bu rakamın göreve başladıklarında yüzde 1’den bile daha aşağı seviyede olduğunu vurguladı.
Dünyadaki en önemli kaynağın insan kaynağı ve yetişmiş insan gücü olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Alkan, “Artık ‘4-0’ adı verilen endüstri devriminin konuşulduğu bir zamanda yaşıyoruz. Bu devrimin adının önemi yok. Esas olan şey artık dünya bilgi çağına doğru gidiyor. Dünya bilgi çağında. Bilginin dünyanın en önemli kaynağı ve unsuru olduğunu herkes çok iyi biliyor. Dünya haritasına baktığımızda refah seviyesi yüksek olan ülkelerin bilgi üreten ve güçlü üniversitelere sahip olan ülkeler olduğunu görüyoruz. Dünyadaki en önemli kaynak petrol veya diğer madenler olabilir. Ancak baktığınızda tek başına kaynakların gelişmişlik düzeyini belirlemediğini kolaylıkla söyleyebiliriz. Örneğin Amerika, İstanbul Teknik Üniversitesi’nden sonra kurulmuş bir ülkedir. Bizim ondan daha eski üniversitemiz var. Baktığınızda dünyadaki bilim hayatını, bilimsel gelişmelerini sürükleyen ülke olduğunu görüyoruz. Bunun nedeni de bilgiye haiz olmaları. Bilgi nasıl ortaya çıkacak. Bilginin en önemli kaynağı tek olmamakla beraber önemli unsuru üniversitelerdir. Dünyada 23 bin eğitim kurumu olduğu tahmin edilmekte. Her geçen gün bunların sayısı artıyor. Böyle bakıldığında en çok bilginin üretildiği yer üniversiteler. Dolaysıyla üniversitelerimiz bu noktada çok önemli bir rol üstlenecek” dedi.
Artık toplumun üniversitelerden farklı beklentiler içerisinde olduğuna işaret eden Prof. Dr. Reha Metin Alkan, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu 2023 vizyonumuz var. 2023 vizyonunda Türkiye Cumhuriyeti’nin dünyanın en iyi 10 ekonomisi arasında yer alması, Gayri Safi Milli Hasıla’mızında 30 bin dolara ulaşılması gibi bir çok hedef var. Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırlarına ek olarak Türkiye Cumhuriyetleri, Güney Afrika, Balkanlar gibi bir gönül coğrafyamız var. Bu coğrafya bizden çok büyük hizmet bekliyor. Üniversitelerden farklı beklentiler var. Vizyonlarını değiştirmeli. Bundan 10-15 yıl öncesine kadar üniversiteler bilimin dışında başörtüsü, ülkenin temel kodlarıyla didişen üniversiteler yerine bulunduğu şehrin değerlerini koruyan o değerlerle ileriye doğru hamleler yapan eğitim modelini aldı. Hitit Üniversitesi yeni bir üniversite olmakla beraber bizde yılların üniversitesi mantığıyla üniversitemizi bu oluşumun içerisine katarak yolumuza devam ediyoruz” dedi.
Endüstride ‘4-0’ devrimi, inovasyon, Arge düşünülürken yetişmiş insana ihtiyaç olduğunu anlatan Prof. Dr. Alkan, “Bunlar için sadece lisans düzeyinde mesleki eğitim değil, yüksek lisans seviyesinde bir konunun daha derinlemesine akademik boyutuyla ele alınmasına ihtiyacımız var. Enstitülerimizi de bu şekilde değerlendirdik. Bu yıl Sağlık Bilimleri Enstitümüzü de bu kervana kattık. Bu yıl 3’ü ortak olmak üzere toplam 31 tane programa sahibiz. Bu 2011 yılında sadece 11 idi. Her geçen yıl yeni programlarımızda açılıyor. İlimizdeki öğrencilerimiz bu programların en doğal taliplileri. En doğal üyeleri. Ancak diğer yandan bizim şöyle bir misyonumuz var. Bölgemizdeki iş dünyası ve kamu kurumlarına ve buna benzer farklı alanlardaki insanlarımızın da kariyerlerinin, mesleki bilgi ve tecrübelerinin geliştirilmesi onların bilgi birikiminin üniversiteyle birleştirilecek farklı bir sinerjiye dönüştürülmesi yada üniversitenin sahip olduğu bilgi birikiminin onlarla paylaşılması gerekiyor. Bunun için ilk kez Tezsiz Yüksek Lisans programına başladık. Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetiminde birinci ve ikinci öğretim, işletme bölümünde birinci ve ikinci öğretim olmak üzere iki farklı programda 4 farklı seçenekle tezsiz yüksek lisans programı bulunuyor. Tezsiz yüksek lisans programının yanı sıra aynı programlarda tezli olanları da var. Tezli ile tezsiz arasındaki fark tezsiz programlarda sadece proje yapılacak olması. Bir öğrencimiz yaklaşık 1.5 yılda tezsiz yüksek lisanstan mezun olarak belki uçun bir aradan sonra mesleki hayatlarından dolayı erteledikleri lisansüstü eğitimlerine devam etmeleri için biz tezsiz yüksek lisans programını da özellikle özel kuruluşlara ve kamu kurumunda çalışanlara yaptık.
Neden ikinci öğretim yaptık. Hedef kitleye baktığımızda gün içerisindeki mesai kavramlarından dolayı akşam saatlerinde daha müsait olacaklarını düşünerek ikinci öğretim konsepti içerisinde kendilerine opsiyonlu olarak sunduk. Bunun dışında Sosyal bilimler, Fen Bilimleri ve Sağlık Bilimleri Enstitülerimizde doktora programlarını ilan ettik” ifadelerini kullandı.
Hitit Üniversitesi’nde birkaç tane doktora programı varken Amasya, Kastamonu ve 19 Mayıs Üniversitesi ile ortak lisansüstü programlarına başladıklarını hatırlatan Rektör Alkan, “Bu işbirliğinin yanı sıra bizim açımızdan da gelişmemizin önemli bir göstergesi. Tezsiz Yüksek Lisansta iş dünyamız, kamu kurumunda çalışan bütün meslektaşlarımızın bilgi birikimlerini üniversitemizle karşılıklı paylaşmak temel amacımız. Üniversitelerden artık fildişi kulelerine hapsolmuş yönetimler kimseyle görüşmeyen ulaşamadığı üniversite modeli yerine ulaşılabilir, bilimin amacı ‘bilim, bilim için değil, bilim halk içindir, insanlar içindir’ anlayışına dönüştüren bir yapıya dönüşmesi. Bizde üniversiteyi böyle konuşlandırdık. Bizde kapılarımızı herkese açtık. Kapımız açtık derken herkesin kapısı herkese açık. Kapımız açık ifadesinin ete kemiğe bürünmesi lazım. İş dünyasına Teknokent ve merkez laboratuarımızı açtık birlikte çalışmalar yapalım dedik. BAP bilimi üzerinden üniversite sanayi işbirliği ortak çalışma yaptık. Çorum için bir projem var projesi ile Çorum Belediyemizle çok güzel bir çalışma havuzu oluşturduk. Girişimcilik dersi vermeye başladı. Teknokent’ten öğrencilerin daha cazip fiyatlarla faydalanmasını sağladık. Biz kapımız açık ifadesini somut hale dönüştürdük” şeklinde konuştu.