Onu tanımlamak isterken, hep yanına “tarih” kelimesini koymak istiyorum. DENKTAŞ’ı tarihin tozlu sayfalarına gönderirken, onunla beraber yırtılıp geriye sürüklenen bir şeyler var sanki…

Kemal Tahir Kütüphanesinde Rauf DENKTAŞ’ın hayatını anlatan bir kitap vardı. Geçen yıl arada bir oraya uğradıkça da o kitabı aynı yerinden alıp, tekrar karıştırma ihtiyacı duyuyordum. Hayatının büyük bölümünü Kuzey Kıbrıs’a ve oradaki Türklere adayan bir insanın aile hayatıyla ilgili çarpıcı detaylar da vardı kitapta. En çok içimi acıtan da birini çok küçük yaşlarda, diğerini bir kazada olmak üzere, yaşarken iki çocuğunu toprağa vermiş bir insanın; bir diğer yönüyle kendisine umut bağlayan insanları yarı yolda bırakmayarak omuzlarında sonuna kadar taşıması. Siyah-beyaz resimlere bakılınca her şeyin günümüzdeki gibi de boş olmadığını görüyorsunuz. Öyle ya, o dönemlerdeki evliliklere bir ömür biçilir, aile hayatı çocuklarla da perçinlenirdi. Her şey kısa değil, uzun solukluydu. Bu, hem aile hayatı, hem iş-güç, hem de siyasi hayat için geçerliydi…

Ve Rauf DENKTAŞ işte böyle bir adamdı. Uzun soluklu, yüzündeki insanî çizgileri asla kaybetmemiş, güvenilir, tam bir dava adamı. Kıbrıs’ı çok sevmiş, Türkiye’yi çok sevmiş, sonuna kadar inandıkları için yaşamış, eğilmez, bükülmez ve kırılmaz, soyu tükenmekte olan tastamam bir adam…

Rifat SERDAROĞLU’nun da yazdığı gibi, DENKTAŞ’ı aslında yaşarken öldürmüşlerdi. 2002’den beri itibarsızlaştırmaya çalıştıkları Denktaş’ı Kıbrıs’taki çözümsüzlüğün merkezi ilan edenlerin cenaze törenlerindeki göstermelik taziyeleri sadece kendilerini utandırmalıdır.

Besledikleri medyanın bile, Denktaş’ın vefatıyla ilgili haberleri ikinci plana attığına şaşırmamak lazım; zira Onu yaşarken beraberce öldürmüşlerdi.

Oğlunun söylediği gibi Rauf Denktaş, Türk hükümetleriyle karşı karşıya gelmemek için, yeri geldiğinde görevden çekilmeyi de tercih etmişti. Ama asıl önemli olan ise, kendisine yapılanlara rağmen asla oyuna gelmeyerek kendi insanıyla iç çatışmaya girmeyen Denktaş’ı tarih haklı çıkarmış ve çözümsüzlüğün hangi politikalarla derinleştiği zamanla görülmüştür.

Bazı insanlar bugün var, yarın yoktur. Bazıları da içimize derin bir iz bırakıp, hayata da bir çizik atıp giderler ve her şeye rağmen sevgi, saygı ve şükranla uğurlanırlar. Hoşça kal Rauf DENKTAŞ…