Hikâye bu ya…Zamanın birinde çoluğu çocuğu olmayan bir padişah ölmüş. Halk yerine kim gelecek diye şaşırmış kalmış. Sonra halkın ileri gelenleri toplanıp, bir karara varmış. Karara göre tüm ahali meydanda toplanacak ve padişahın eğitimli güvercini salınacak. Güvercin kimin omuzuna konarsa padişah o olacak. Neyse, ahali toplanmış, herkes heyecanla güvercin omzuna konsun diye dualar edip, adaklar adaya dursun, şehre iki yabancı turist gelmiş. Tabii, onların da haberi olmuş durumdan... Şehrin meydanına doğru giderken, kendi aralarında konuşuyorlarmış. Yüzü güleç olan yabancı demiş ki; “-Eğer güvercin benim omzuma konarsa, öyle adil olurum ki, toprakları zengin, insanları, kurdu, kuşu bile zengin ve mutlu olur. Duyan herkes bu şehirde yaşamaya can atar” demiş. Asık yüzlü olan adam ise; “-Valla ben acımam arkadaş. İnsanların ne dirisine ne de ölüsüne acırım. Sırf eziyet olsun diye, ölülerini bile bacadan çıkarttırırım” demiş.
 

Olacak bu ya….. güvercin gelip zalim adamın omzuna konmuş. Neyse adam padişah olmuş. Arkadaşını da vezir yapmış. Sözünü tutmuş, o şehrin halkına öyle zulüm yapmış ki, halkı canından bezdirmiş. Günlerden bir gün, beş on kişi toplanıp saraya gelmişler. Gelip vezirin huzuruna durmuşlar. “-Vezirim, ne olur padişaha söyle, her türlü zulmüne katlanıyoruz, neyse de, bari izin versin de, ölülerimizi kapıdan çıkaralım. Valla cenazeyi bacadan çekmek çok zor oluyor.” Vezir de, gidip durumu padişaha anlatmış. Padişah ise; “-Arkadaşım, padişah olmak için o meydana giderken sen de, ben de nasıl bir padişah olacağımızı söyledik. Allah kalbimizi biliyordu, benim gibi birini hak etmeselerdi, güvercin senin omzuna konardı, sen padişah olurdun. Demek ki bu ahali beni hak etti ki, ben padişah oldum. Şikâyet etmeye hakları yok. Hak ettikleri şekilde yönetiliyorlar” demiş.
 

Tarih, 29 Ekim 1923 Pazartesi….. Bir milletin kaderinin değiştiği tarihtir. Türk Milletine yazılan en güzel kaderdir. Bu millete Allah-u Teala Cumhuriyetle yönetilmeyi hak gördüğü için, bu millet Cumhuriyetle yönetilmeyi hak etmiştir. Allah’ın takdiri ve lütfudur. Yöneticilerin mutlak iradesinin, halkın iradesiyle sınırlandığı gündür. El etek öpmekten, kula kulluk etmekten” kurtulan halkın, sadece Allah’a kulluk etmeye başladığı gündür. “-Biz varsak, sizde varsınız” diyen monarşi yönetimine karşı, halkın; “-Biz olmazsak sizde olmazsınız” diye haykırdığı gündür. Bugün şükür günüdür. “-Cumhuriyet fazilettir ve Türk Milletine layıktır” diyen Mustafa Kemal Atatürk’e minnet duyacağımız gündür. Aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi saygıyla anma günüdür. Bugün en büyük bayramdır. Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun!