Gelecek Partisi Çorum İl Başkanlığı’nda düzenlenen basın toplantısında konuşan Abdullah Güzedülger, Türkiye’nin yolsuzluk tarihini aktardı. Türkiye’de yolsuzluğun Osmanlı’dan günümüze kadar devam ettiğine dikkat çeken Güzedülger, “Osmanlı’dan bugüne, 1500’lerden bugüne Türkiye’de bir yolsuzluk meselesi olduğunu görüyoruz. 

1500’lü yıllarda yazılan kitaplara baktığımızda bugünlere hakimlere karşılık gelen kadıların rüşvet almadan davalara bakmadıklarını, vezirlerin iş görmek için rüşvet aldıkları, devlette memuriyete atanmak için vezirlere ve yöneticilere rüşvet verdikleri, gümrüklerden mal geçirmek için rüşvet verdikleri tarihi kitaplarda, anılarda bolca rastlanıyor. Türkiye’nin yolsuzluk tarihi eski” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle birlikte “sistemli yolsuzluk” metoduna geçildiğini savunan Güzedülger, “Ancak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle son 5 yılda ‘sistemik yolsuzluk’ yapılıyor. Bir kişiye özgü olmayan, toplumun bütün kurumlarına sirayet eden bir yolsuzluk mekanizmasına sirayet ediyoruz. 
Bende kamuda bürokrat olarak görev yaparken bu yolsuzluklarla sık sık karşı karşıya kaldım. Gri alanları çok olan imar yasası başta olmak üzere ihale yapılan ama ihalelerin dağıtıldığı çarpık ihale düzenini yeniden yazmaya ve bu konuda insanların temiz olup olmamasına göre değil sistem kurarak yolsuzluğun önlenmesine yönelik bir inşa faaliyeti yürüteceğiz. 

Artık yeni nesillerin yolsuzluklardan arındığı, batı standartlarında, liyakatin öne çıktığı, torpilin, kayırmadığı, hak edenin hak ettiğini aldığı, yargıda adaletin sağlandığı bir Türkiye kurmak istiyoruz. Hedeflerimiz buna dönük” şeklinde konuştu.

Kamu kurumlarında liyakatin yok olduğuna dikkat çeken Abdullah Güzedülger, “Hiçbir devlet tecrübesi olmadan bakan yardımcılığı dahil kamu kurumlarında makam işgal eden insanlar var. Türkiye’nin pek çok kıymetli ekonomisti, avukatı görev beklerken, liyakatsiz, sadece bir zümreye dahil olan makamları işgal eden, Türkiye’nin kurumlarını çalışmaz hale getiren bir yapı oluştu. 

Türkiye’de hiçbir kurum layıkıyla çalışmıyor. Herkes bulunduğu kurumda kendisine verilecek talimatın ne olacağına ve bunu nasıl yapacağına dair kaygıyla oturuyor. Bu düzen kurulurken bürokrasi de ikili, üçlü maaşlarla bu düzene dahil edildi” ifadelerini kullandı.